YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Uygulama kadastrosuna itiraz davalarında uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılmasının zorunlu olduğu hk.

Karar Özeti

İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.

Karar

YARGITAY

 

8. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/4393

 

Karar Numarası: 2022/7551

 

Karar Tarihi: 29.09.2022

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 03.02.2022 tarihli ve 2021/11381 Esas, 2022/734 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Davacı ... vekili; müvekkili adına kayıtlı bulunan eski 1821 parsel sayılı 20.100 m² yüzölçümündeki taşınmazın uygulama kadastrosu sonucunda 27678 ada 87 parsel numarasıyla 19.079 m² yüzölçümlü olarak tespit edildiğini ve yüzölçümünün küçüldüğünü öne sürerek, eski hale getirilmesi, mahkeme aksi kanaatte ise taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince düzeltilmesi talebinin reddine karar verilen Konya Kadastro Müdürlüğünün 18.11.2011 tarihli işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

 

Davalı vekili, davanın komşu parsel maliklerine karşı açılması gerektiğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir

 

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Anılan hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay tarafından özetle "dosyaya sunulan 09.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda, davacının dava konusu ettiği Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/827 Esas, 1995/972 Karar ve Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/487 Esas,2010/457 Karar sayılı dosyalarında bulunan krokilerin eldeki davada zemine aynen uygulandığı ve dikkate alındığının belirtildiği, ancak anılan dosyalarda mevcut olan krokilerin çakıştırması yapılarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmediği açıklanarak Mahkemece amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/827 Esas, 1995/972 Karar sayılı dosyasında yer alan kroki ve ekleri getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, harita mühendislerinden dosyalardaki mevcut krokilerin çakıştırılması suretiyle denetime elverişli rapor ve kroki alınması ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" belirtilmek suretiyle bozulmuştur.

 

Davalı vekili tarafından bu kez karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

 

Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.

 

Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, hususlarında bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

 

Somut olayda; Mahkemece yukarıda açıklandığı gibi araştırma ve inceleme yapılmamış, açıklayıcı bilgiden ve denetimden uzak bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; kadastro paftasının oluşumuna esas ölçü krokisi, ölçü çizelgesi ve hesap cetveli, uygulama tutanaklarının örnekleri, ada raporu dosya arasına getirtildikten sonra Mahkemece harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalıdır. Bu kapsamda; tesis kadastrosu sırasında tersimat hatası bulunması halinde hangi noktalarda nasıl bir hata yapıldığını, hatanın giderilmesi halinde sınırın nereden geçmesi gerektiğini açıklar ve 41. maddeye dayanılarak yapılan düzeltme işleminin iptaline yönelik açılan Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/827 Esas, 1995/972 Karar sayılı dosyasındaki raporu da açıklayan ve yukarıda anlatılan esaslar çerçevesinde düzenlenmiş denetime elverişli rapor alınmalı, Mahkemenin hükmüne esas aldığı Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/487 Esas, 2010/457 Karar sayılı ilamının çapa dayalı elatmanın önlenmesi istemine yönelik olduğu, çap ayakta durduğu sürece çapa dayalı olarak karar verilmesinin zorunlu bulunduğu, yine Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/827 Esas, 1995/972 Karar sayılı davasında Mahkemece uyuşmazlık konusunun mülkiyet iddiası olduğu kabul edilerek karar verildiği, eldeki davanın ise tesis kadastrosu sonucunda oluşturulan paftasının zemin ile uyumlu olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hataların giderilmesi amacıyla yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, diğer bir anlatımla anılan davaların eldeki dava açısından konusu ve sebebinin aynı olmaması nedeniyle kesin hüküm teşkil etmeyeceği göz önünde bulundurulmalı, taşınmazdaki eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşılması halinde bu taşınmaz maliklerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

 

Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yanılgılı nitelendirme ile eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekirken yukarıda açıklanan şekilde bozulması hatalı olmuştur.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince kabulüne; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/11381 Esas, 2022/734 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda yazılı değişik gerekçe ile 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 153 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor