Ne varki, murisin terekesi elbirliği hükümlerine tabi olup, çekişmeli taşınmazların paylaşma ya da bir başka hukuki işlemle davalı tarafa geçtiği ispat edilemediğine göre; 3402 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "...dava açan mirasçı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı taktirde, hakim re'sen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür" şeklindeki düzenleme karşısında, dava konusu taşınmazların muris ...’ın tüm mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bir kısım mirasçılar adına tescil edilip bir kısım mirasçılara pay verilmemesi isabetsizdir.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/3742
Karar Numarası: 2022/7199
Karar Tarihi: 20.09.2022
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 1, 133 ada 4, 134 ada 7 parsel sayılı 4.892,41; 2.266,22 ve 18.347,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacılar ... ve arkadaşları çekişme konusu taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmışlardır.
Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince bozulmuş olup bozma ilamında özetle “mahkemece keşfen belirlenen değer üzerinden, yatırılacak harç miktarı da gösterilmeksizin eksik harcın tamamlanması için süre verilmiş olması kadastro yargılama usulüne aykırı olup, bu nedenle usulüne uygun bulunmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, davanın eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği halde hükmün gerekçesinde eksik keşif harcının yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine değinilmesinin de isabetsiz olduğuna” değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne; çekişmeli 126 ada 1,133 ada 4 ve 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazların muris ...’in mirasçılarından ..., ..., ..., ... ve ... adlarına verasette iştirak olarak tesciline ve taşınmazlar altındaki madenlerin devlete ait olduğunun tapu kaydına şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin hükme yönelen sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Dava konusu taşınmazların evveliyatının kök muris ...’e ait olup ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği ve murisin tüm mirasçılarının katılımıyla yapılan geçerli bir taksim bulunmadığı, bu nedenle tespit maliki ...’ın babası ve muris ...’in oğlu ...’in taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin kök muris ...'in ölümüyle miras ortaklığı adına sürdürüldüğü, (mirasçı) ...’in, zilyetliği oğlu davalı ...'a devretmesinin hukuken bir geçerliliği bulunmadığı doğru olarak mahkemenin de kabulündedir.
Ne varki, murisin terekesi elbirliği hükümlerine tabi olup, çekişmeli taşınmazların paylaşma ya da bir başka hukuki işlemle davalı tarafa geçtiği ispat edilemediğine göre; 3402 sayılı Kanun'un 30. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "...dava açan mirasçı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı taktirde, hakim re'sen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür" şeklindeki düzenleme karşısında, dava konusu taşınmazların muris ...’ın tüm mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bir kısım mirasçılar adına tescil edilip bir kısım mirasçılara pay verilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine 20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.