Dosya kapsamından, davacıların, davalıların inşaa ettiği binadan 4 nolu bağımsız bölümü 1/2 hisseli olarak satın aldıklarını, taşınmazın ayıplı olduğunu, tavanından ve elektrik prizlerinden su aktığını, yaşanılan bu sorunlarla ilgili olarak davalılarla görüşüldüğünü ve birtakım tadilat yapılmasına rağmen sorunun devam ettiğini ileri sürerek taşınmazdaki ayıpların giderilmesi için gereken ıslahen 11.000,00-TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istediği, davalıların cevap dilekçesi ile birlikte davalı ...’ın arsa sahibi olduğunu ve davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında dava konusu taşınmazın müteahhidin payına düşen taşınmaz olup davacının müteahhitten söz konusu taşınmazı aldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığından ve 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3.maddesinin (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un kapsamına alındığından uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir.
5. Hukuk Dairesi 2022/4115 E. , 2022/4962 K.
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada İzmir 5. Asliye Hukuk ile İzmir 5. Tüketici Mahkemesi'nce ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ayıplı taşınmaz nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davacı tüketici ile, davalı sağlayıcı arasında yapılan sözleşme gereğince mesken olarak kullanılan taşınmazın satın alınmasından sonra binada ortaya çıktığı iddia olunan ayıplı imalattan dolayı uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, bu itibarla taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, sözü edilen Kanun'un 23.maddesi gereğince davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İzmir 5. Tüketici Mahkemesi'nce ise, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/04/2019 tarih 2019/2083 - 5077 E/K sayılı ilamı ile "Uyuşmazlığın çözümünde, davalı müteahhit Hasan ile arsa sahibi diğer davalı ... arasında imzalandığı öne sürülen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazın müteahhidin payına düşen taşınmaz mı olduğu yoksa arsa sahibinin payına düşen taşınmaz mı olduğu hususu netleştirilerek görev konusunun da buna göre belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 5. Tüketici Mahkemesi'nce, bozma ilamına uyulmuş, belediyeye yazılan müzekkere cevabında davaya konu taşınmaz hakkında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunmadığının bildirildiği, taraflara verilen sürelere rağmen taraflarca Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda beyanda bulunulmadığı, dolayısıyla davaya konu taşınmazın arsa sahibinin payına düşen taşınmaz mı, yüklenicinin payına düşen taşınmaz mı olduğunun tespit edilemediği, davaya konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın arsa sahibi davalı ...'dan devralındığı, davalı ...'ın arsa sahibi olması dolayısıyla ticari ve mesleki amaçlarla hareket ettiğinden bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davacı ile davalı arsa sahibi arasındaki işlemin tüketici işlemi olmadığı, diğer davalı ... Dilaver'in ise müteahhit olup ticari ve mesleki amaçlarla hareket etse de davacı ile aralarında herhangi bir sözleşme bulunmadığından, tüketici işlemi olmadığı bu nedenle davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanun'un 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dosya kapsamından, davacıların, davalıların inşaa ettiği binadan 4 nolu bağımsız bölümü 1/2 hisseli olarak satın aldıklarını, taşınmazın ayıplı olduğunu, tavanından ve elektrik prizlerinden su aktığını, yaşanılan bu sorunlarla ilgili olarak davalılarla görüşüldüğünü ve birtakım tadilat yapılmasına rağmen sorunun devam ettiğini ileri sürerek taşınmazdaki ayıpların giderilmesi için gereken ıslahen 11.000,00-TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istediği, davalıların cevap dilekçesi ile birlikte davalı ...’ın arsa sahibi olduğunu ve davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında dava konusu taşınmazın müteahhidin payına düşen taşınmaz olup davacının müteahhitten söz konusu taşınmazı aldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığından ve 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3.maddesinin (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un kapsamına alındığından uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince İzmir 5. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.