YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Taşınmazın sınırları gayri sabit olduğu takdirde, tapulamanın nasıl yapılacağı hakkında açıklayıcı örnek Kr.

Karar

YARGITAY

 

8. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/4554

 

Karar Numarası: 2022/6908

 

Karar Tarihi: 13.09.2022

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı Hazinenin davasının kabulüne, diğerlerinin davasının reddine karar karar verilmiş olup, hükmün müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından duruşma istemli olarak, davacı Hazine vekili tarafından ise duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine, duruşma isteminin masraf yokluğundan reddine karar verilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı ve davalı tarafın dayandığı ve tespite esas alınan Teşrinievvel 1290 tarihli ve 1 sıra numaralı kaydın tasdiksiz yoklama kaydı olduğu açıklanarak, tarafların dayandıkları kayıtların getirtilmesi, yeniden keşif yapılarak kayıtların zeminde uygulanması, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçimi hususunda bilgi alınması, Hazine, ... ..., ... ve ... ... ...'nin kadastro komisyon kararına yönelik süresi içerisinde dava açıp açmadıklarının tartışılması ve davaya müdahale talebinde bulunanların delilleri toplanarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.

 

Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında, davacı Hazine ile ... ve arkadaşları tarafından 68 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan dava, eldeki dosya ile birleştirilmiştir.

 

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, müdahil davacı ...'in davasının açılmamış sayılmasına, müdahil davacı ... ... ...ve A...'nin feragatleri nedeniyle davalarının redlerine, müdahil davacılar ... ve müştereklerinin itirazlarını dayanak yaptıkları tapu ve vergi kayıtlarının nizalı parseli kapsamadığından davalarının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulüne, asıl dava 1990/56 Esas sayılı dava dosyası yönünden; çekişmeli 69 numaralı parselin tespitinin iptaline, 69 numaralı parselin fen bilirkişinin 08.02.2018 tarihli gerekçeli krokili raporunda (E) harfi ile gösterilen 367.603,16 metrekarelik kısmın ifrazen aynı parsel numarası adı altında 98280 pay üzerinden davalıların mirasçıları ...kızı ... ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tescillerine, davacı Hazinenin miktar fazlalığına ilişkin itirazlarının kabulüne, aynı tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 287.45,46 metrekarelik kısmın ifrazen birliğin son parsel numarası altında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen 1990/55 Esas sayılı dava dosyası yönünden; çekişmeli 68 numaralı parselin tespitinin iptaline, aynı tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 183.734,40 metrekarelik kısım ile dayanak tapu kayıt miktarı olarak (B) harfi ile gösterilen 100.000,00 metrekare kısmın toplam 283.734,40 metrekarelik kısmın aynı parsel numarası altında ve 98280 pay üzerinden davalıların mirasçıları olan ...kızı ... ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tescillerine, davacı Hazinenin miktar fazlalığına ilişkin itirazlarının kabulüne, 68 numaralı parselde (C) harfi ile gösterilen 4.418.067 metrekarelik kısmın birliğin en son parsel numarası ile ifrazen Hazine adına yine hazine tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; bilahare 20.04.2018 tarihli tashih şerhi ile hüküm fıkralarındaki "...kızı ...'ın" baba adının sehven yanlış yazıldığı belirtilerek, anılan kişinin baba adının "... ... kızı ..." sözcüklerini yazılmasına ve hükmün bu şekilde tashihine karar verilmiş; hüküm, müdahil ... ve arkadaşları vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Mahkemece, çekişmeli 68 ve 69 parsel sayılı taşınmazların, tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının kapsamında kaldıkları, tapu kayıtlarının gayrisabit sınırlı olması nedeniyle miktarları ile geçerli oldukları, tapu kayıtlarının miktar fazlası üzerinde de tespit malikleri lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, ancak 69 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (D) ile gösterilen kısmını tespit maliklerinin murislerinin karakol yapılması için hibe ettikleri, 68 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) ile gösterilen kısmının ise kayıt ve miktar fazlası olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi, bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir.

 

Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar hakkındaki dava dosyaları birleştirilmeden önceki bozma ilamlarında, taşınmazların tesptilerine esas alınan ve müdahillerin dayandıkları kayıtların uygulamasının ve zilyetlik araştırmalarının yeterli olmadığı belirtilmesine rağmen, hükmüne uyulan bozma gereklerine aykırı olarak bu konularda yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.

 

Önceki tarihli geri çevirme ilamıyla, çekişmeli taşınmazlara komşu parsel durumunda olan taşınmazların tutanak ve tutanaklarına dayanak olan kayıtlar, tapu kütük sayfaları vb. evraklar ile çekişmeli taşınmazlara revizyon gören kayıtların ilk tesislerinden itibaren tedavüllü kayıtları ile 17.10.1937 tarih ve 4, 7 sıra numaralı vergi kayıtlarının getirtilmesinin istenilmesine rağmen bu belgeler dosya içerisine getirtilmemiş, keşif sırasında bu kayıtlar yöntemine uygun şekilde uygulanmamış, mahallinde yapılan keşif sırasında komşu parsel tutanaklarının tamamının taşınmaz yönünü ne okuduğu hususu üzerinde durulmamış ve müdahillerin dayandıkları 28.09.1953 tarih ve 9 sıra numaralı tapu kaydının revizyon durumu ve ilk tesisinden itibaren tedavüllü kayıtları araştırılıp dosya içerisine getirtilmediği gibi, keşif sırasında da uygulanmamıştır.

 

Diğer taraftan, bir taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile kullanım şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, somut olayda hava fotoğraflarından hiç yararlanılmadığı gibi ziraat bilirkişisinin hazırlamış olduğu rapor da, taşınmazların öncesinin tarım arazisi olup olmadığı, zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı ve zilyetliğin terkinin söz konusu olup olmadığı da açıklanmamıştır. Ayrıca, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin, anılan parsellere yönelik zilyetlik beyanları da yeterli değildir.

 

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü / mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 1974 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili kurumlardan celbedilmeli; dava konusu 68 ve 69 parsel sayılı taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parselleri (ada ve parsel numaralarını da gösterir şekilde) bir arada gösterir geniş çaplı kroki getirtilmesi suretiyle komşu parseller tespit edilerek, komşu taşınmazların (dava konusu parsellerin hudutlarında dere, yol vs bulunması halinde bunlardan sonra gelen parsellerde dahil olmak üzere) kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa dayanaklarını oluşturan kayıt ve belgelerin tesisinden itibaren tüm tedavülleri (ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak ve bilgisayar ya da daktilo ile yazılı şekilde) kadasto tespitleri kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve tapu kütük sayfaları, hükmen kesinleşenlere ait dava dosyaları, başka davanın konusu olduklarının anlaşılması halinde derdest dava dosyaları (komşu parseller dava konusu iseler düzenlenecek dosya inceleme tutanakları) dosya içerisine konulmalı; dava konusu 68 ve 69 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören 12.06.1974 tarih ve 5, T.evvel 1290 yoklama tarihli ve 1 sıra numaralı kayıtlar, ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak ve bilgisayar ya da daktilo ile yazılı şekilde ayrıntılı kayıtlar ile varsa kroki ve haritaları (eski yazı tapu kayıtları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından) ve bu kayıtların kadastro çalışmaları sırasında başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorularak, varsa revizyon gördüğü taşınmazların tutanak suretleri ile 17.10.1937 tarihli ve 4, 7 sıra numaralı vergi kayıtları getirtilmeli, bu vergi kayıtları başka taşınmazlara revizyon görmüşlerse uygulandıkları taşınmazların kadastro tutanakları, dayanak belgeleri ve kesinleşmiş ise tapu kayıtları ile davalı iseler ilgili dava dosyası getirtilerek dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu mahallede yaşayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve tutanak bilirkişileri ile taraf tanıkları ve önceki keşfe katılan bilirkişiler dışında seçilecek bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, üç ziraat mühendisi bilirkişisi ve bir fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, dava konusu taşınmazların tek tek gezilmesi suretiyle, taşınmazların konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hakiminin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; yine bu keşif sırasında öncelikle, tespite esas ve müdahil tarafın dayandığı kayıtlar tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenerek, kayıtların dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı tespit edilmeli; kayıt uygulaması sırasında 68 parselin tespitine esas alınan T.evvel 1290 tarih ve 1 sıra numaralı kaydın 3402 sayılı Kanun'un 14/e bendi uyarınca zilyetliği kanıtlamaya elverişli belge olan tasdiksiz yoklama kaydı olduğu ve zilyetlikle birleşmeyen tasdiksiz yoklama kaydının hukuken bir değer taşımayacağı ve 69 parsel sayılı taşınmaz yönünden, kayıtların uymaması halinde uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözüleceği düşünülmeli; mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, kullanımlarına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı ve yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; komşu parsellerin başka davanın konusu olduklarının anlaşılması halinde, ilgili dava dosyaları getirtilerek dava konusu taşınmazların niteliklerinin ve zilyetlik durumlarının değerlendirilmesi sırasında bu dosyalarda alınan beyan ve raporlar dikkate alınmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazların tamamının veya bir kısmının zilyetlikle iktisap edinilebilecek yerlerden olup olmadığı, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerinin ne olduğu, zirai faaliyette kullanıp kullanılmadıkları, üzerilerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, zilyetlik mevcut ise bu zilyetliğe ara verilip verilmediği, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğu, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başladığı ve ne zaman tamamlandığı hususlarını açıklayan ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde taşınmazların toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporunu değerlendiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve fotoğrafların hangi taşınmaza ait olduğunun açıklanması ve fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmazlarla komşu parsellerin sınırlarının fotoğraflar üzerinde gösterilmesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildikleri tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve süresi ile varsa imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve belirtilen dönemlere ilişkin memleket haritaları ile uydu fotoğrafları yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı; fen bilirkişisine, dinlenen kişiler tarafından gösterilen hudutlar ayrı ayrı işaretlettirilmek suretiyle, keşfi takibe ve dinlenilen tanık ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla yasal sınırlardan fazla taşınmaz elde edip etmedikleri tespit edilip önceki yargılama aşamalarında oluşmuş usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir hüküm kurulmalıdır.

 

Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi, kabule göre de; çekişmeli 68 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olan davalı ... karar başlığında davalı olarak gösterilmemesi, koordinatsız olarak düzenlenip ölçeklendirilmediği için infaza elverişli olmayan teknik bilirkişi rapor ve krokisinin hükme esas alınmış olması ve hüküm yerinde 68 parsel sayılı taşınmazın (C) ile gösterilen bölümünün 44.180,00 metrekare olarak yazılması gerekirken 4418067 metrekare olarak yazılması da isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil ... ve arkadaşları vekili ile davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden müdahillere iadesine, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 134 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor