YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin yıllık izin ücretlerinin bir kısmının bedeli ödenmiş olması halinde, kullanılmayan tüm yıllık izin ücretleri hesaplanıp mahsup yöntemi ile alacağın belirlenmesi hk.

Karar Özeti

Ayrıca Mahkemece, davacının kullanmadığı 130 günlük yıllık izin ücretinin fesih tarihindeki ücret üzerinden hesaplatılarak iş sözleşmesinin devam ettiği sırada işverence ödenen tutarların faizsiz olarak mahsup edilmesi gerekirken, 75 gün üzerinden yıllık ücretli izin hesabı içeren bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi hatalıdır.

Karar

YARGITAY

 

9. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/7247

 

Karar Numarası: 2022/8560

 

Karar Tarihi: 30.06.2022

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Davacı İsteminin Özeti

 

Davacı vekili, müvekkilinin 20.07.2004 tarihinden itibaren davalı Şirket bünyesinde çalışmaya başladığını, davacının resmî tatiller ve genel tatillerde çalıştığını, hafta tatili kullanmadığını, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

 

Davalı Cevabının Özeti

 

Davalı vekili, davacının izinsiz ve mazeretsiz olarak işe devam etmemesi üzerine mevcut ise mazeretini bildirmesi ve işe dönmesi için ihtarname keşide edildiğini, davacının mazeret bildirmediği gibi işe de dönmediğini bu nedenle iş sözleşmesinin müvekkili Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

 

Mahkeme Kararının Özeti

 

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.12.2015 tarihli ilk kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 13.02.2019 tarihli ve 2016/5297 Esas, 2019/3208 Karar sayılı ilâmı ile özetle; davacı vekilinin 02.02.2016 tarihli dilekçesi ile tavzih isteminde bulunduğu, ancak Mahkemece istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, tavzih dilekçesi hakkında usulünce hüküm tesis edilerek taraflara tebliği ile temyiz edilmesi hâlinde tekrar Daireye gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.

 

Mahkemece, davacı vekilinin tavzih istemi değerlendirilerek duruşma açılmış ve 30.04.2019 tarihli karar ile Mahkemenin 23.12.2015 tarihli ve 2013/235 Esas, 2015/438 Karar sayılı gerekçeli kararının 7. maddesinin tashihine karar verilmiş ve karar taraflara tebliğ edilmiştir.

 

Davalı vekilince tashih kararına karşı temyize başvurulmuştur.

 

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.09.2019 tarihli ve 2019/4969 Esas, 2019/15911 Karar sayılı ilâmı ile özetle; hükmü temyiz etmeyen davacı lehine verilen vekâlet ücretinin tavzih ya da tashih yoluyla değiştirilemeyeceği, Mahkemece bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğu ve dosya kapsamında yıllık izin defteri olmamakla birlikte bir kısım imzalı bordrolarda ücretli izin tahakkuku yapıldığının görüldüğü, davacı asılın beyanı alınarak sonucuna göre yıllık izin ücreti alacağına ilişkin talebin yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak devam edilen yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Temyiz

 

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

 

Gerekçe

 

1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusundadır.

 

4857 sayılı İş Kanunu'nun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.

 

Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.

 

Sözleşmenin feshi hâlinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

 

Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.

 

Somut uyuşmazlıkta; hükme esas alınan 26.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı işyerinde 8 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 130 gün olduğu belirlenmiş, dosyaya sunulu bir kısım imzalı bordrolarda yer alan yıllık izin ücreti ödemelerinin ilişkin olduğu süreler dışlanmak suretiyle davacının bakiye 75 gün yıllık izin hakkı bulunduğu tespitiyle hesaplama yapılmıştır. Ne var ki hükme esas alınan bu hesaplama yöntemi ve dosyaya sunulu imzalı bordrolardan iş sözleşmesi devam ederken tahakkuk edilen yıllık izin süresinin tespiti dosya kapsamına uygun değildir.

 

Şöyle ki; Mahkemece hükme esas alınan 26.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda, 2010 yılı Ocak ayı bordrosundan 16 gün, 2010 yılı Ekim ayı bordrosundan 16 gün ve 2012 yılı Haziran ayı bordrosundan 23 gün olmak üzere davacının toplam 55 gün izin kullandığı tespiti yapılmış ise de bu tespit hatalıdır. Dosyaya sunulu olan ve davacı imzasını içeren 2007 yılı Temmuz ayı , 2008 yılı Mayıs ayı, 2011 yılı Aralık ayı ile 2012 yılı Kasım ayı bordrolarında bir kısım yıllık izin ücreti tahakkukları yapıldığı görülmüştür.

 

Ayrıca Mahkemece, davacının kullanmadığı 130 günlük yıllık izin ücretinin fesih tarihindeki ücret üzerinden hesaplatılarak iş sözleşmesinin devam ettiği sırada işverence ödenen tutarların faizsiz olarak mahsup edilmesi gerekirken, 75 gün üzerinden yıllık ücretli izin hesabı içeren bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi hatalıdır.

 

Açıklanan hususlar çerçevesinde, dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden değerlendirilmeli, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek yıllık izin ücreti konusunda bir karar verilmelidir.

 

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 299 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor