3.Birleşen davada davacı son 7 aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürmüş davalı işveren de davacının ücretini ödediğini ispatlayamamıştır. Mahkemece davacının ücret alacağının, asıl davada icra takibine konu edilen beş adet çek ile ödendiği kabul edilerek talebin reddine karar verilmiş ise de davacının fesih tarihi olan 12.07.2012 tarihinden önceki son 7 aylık ücretinin, bu tarihten yaklaşık iki sene önce keşide edilen çeklerle ödendiğinin kabulü hatalıdır. Ücretin ödendiğini ispat yükü birleşen davada davalı işverene ait olup işverence ödeme iddiası ispat edilememiştir. Davacının fesihten önceki son 7 aylık ücretinin kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/5872
Karar Numarası: 2022/8408
Karar Tarihi: 29.06.2022
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl davada; ... 4. İcra Müdürlüğünün 2012/6509 Esas sayılı dosyası ile davalı işçi aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, gönderilen ödeme emrinde "borçlunun ev alması sırasında kendisine 5 adet çekle verilen borcun geri ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili talebidir" şeklinde açıklamada bulunulduğunu, davalının bu açıklamaya rağmen ödeme emrinde borcun neye ilişkin olduğunun belirtilmediği iddiasıyla haksız ve kötüniyetli olarak takibe itirazda bulunduğunu, davalı aleyhine yapılan icra takibinde icra dosyasına her biri 8.000,00 TL bedelli 5 adet çekin fotokopilerinin de ibraz edildiğini, davalının davacıya ait Şirkette çalıştığını ve ev alması için verilen çekin davalıya imza karşılığında teslim edildiğini, evin alınmasından sonra davalının işyerinden ayrıldığını ve ödeme yapmadığını ileri sürerek ... 4. İcra Müdürlüğünün 2012/6509 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle davalı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı işçi vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini, davacının alacaklarının ödenmediğini, fazla çalışma yapmış olmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, son 7 aylık ücret ve primlerinin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ücreti ve son 7 aylık ücret ile prim alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Asıl davada davalı vekili, takibe konu edilen çeklerin birikmiş ücret ve primlerinin karşılığı olarak verildiğini, iddia edildiği gibi borç olarak verilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı işçinin işçilik alacaklarının bulunmadığını, tüm hak ve alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Asıl dava ile ilgili olarak ... Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/769 Esas ve 2014/328 Karar sayılı ilâmı ile davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.10.2016 tarihli ve 2015/26516 Esas ve 2016/18366 Karar sayılı ilâmı ile uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen görevsizlik kararı üzerine görevli ... Anadolu 9. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle itirazın iptaline ilişkin asıl davada icra takibine konu çeklerin, davalı işçinin alacaklarına mahsuben verildiğinin anlaşılmasına göre davanın reddi yönünde karar verilmesi isabetli ise de birleşen davada tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta, birleşen dosya davacısı işçi, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürmüş, birleşen dosya davalısı işveren ise davacının işe gelmemek suretiyle iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı işçi tanıkları feshe ilişkin beyanda bulunmamışlar, davalı işveren tanıklarından F.T., davacının son gün patronla konuştuktan sonra yanına gelerek patronun kendisine ağır hakaretler ettiğini bu nedenle işyerinden ayrıldığını ifade ettiğini beyan etmiştir. Dosyada davacının devamsızlık yaptığına dair tutanakların olduğu görülmektedir. Gerek tanığın anlatımı gerekse dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile devamsızlık tutanaklarına göre davacının kendi isteğiyle işyerini terk etmek suretiyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. Bu hâlde davacı işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece gerekçe belirtilmeden davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı ancak fesih tarihinden yaklaşık iki sene önce keşide edilen çeklerle kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği sonucuna varılması hatalıdır. Kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin açıklanan sebeple reddine karar verilmesi gerekir.
3.Birleşen davada davacı son 7 aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürmüş davalı işveren de davacının ücretini ödediğini ispatlayamamıştır. Mahkemece davacının ücret alacağının, asıl davada icra takibine konu edilen beş adet çek ile ödendiği kabul edilerek talebin reddine karar verilmiş ise de davacının fesih tarihi olan 12.07.2012 tarihinden önceki son 7 aylık ücretinin, bu tarihten yaklaşık iki sene önce keşide edilen çeklerle ödendiğinin kabulü hatalıdır. Ücretin ödendiğini ispat yükü birleşen davada davalı işverene ait olup işverence ödeme iddiası ispat edilememiştir. Davacının fesihten önceki son 7 aylık ücretinin kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
4. Asıl davada davaya konu edilen çeklerin işçinin alacaklarına mahsuben verildiğinin anlaşılmasına göre, davacının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları bakımından son keşiden edilen çek tarihi olan Kasım/2010 tarihinden sonraki döneme ilişkin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, tüm dönemi kapsayan alacakların çeklerle ödendiğinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.