2. Somut olayda davacı tarafça eldeki dava ile aynı tarihte işe iade davası açılmıştır. ... 30. İş Mahkemesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/1524 Esas, 2017/811 Karar sayılı kararı ile işe iade davasının kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/888 Esas, 2018/1903 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir. Dosya kapsamından, işe iade kararının kesinleşmesinden sonraki sürecin ne şekilde geliştiği tespit edilememektedir. Bu hâlde Mahkemece feshe bağlı alacaklar yönünden Dairemizin İlgili hukuk bölümünde yer verilen ilke kararı uyarınca araştırma yapılmalı, davacının süresi içerisinde işe başlamak amacı ile davalı işverene başvuruda bulunup bulunmadığı, işverenin işçiyi işe davet edip etmediği, işçi işe davet edilmiş ise işçinin davete icabet edip etmediği araştırıldıktan sonra ilke kararı da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/10960
Karar Numarası: 2022/8596
Karar Tarihi: 30.06.2022
BÖLGE ADLİYE
İLK DERECE
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı tarafça feshedildiğini, işten ayrılış bildirgesinde fesih nedeninin kod 22 olarak gösterildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, aylık ücret alacağı ve fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildiğini, davacının iş sözleşmesinin kayyum kararı ile sona erdirildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
" Davacının iş akdinin yazılı bir belge sunulmadan davalı tarafça sona erdirildiği anlaşıldığından davacının çalışma süresi de nazara alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı mahkememizce kabul edilmiştir. Davacının işyerinde haftanın 6 günü çalıştığı, haftada bir gün hafta tatili kullandığı, Cumartesi günü de hafta içi mesaisi gibi çalıştığı, yıllık iznin 18 gün olduğu ve kullanıldığı, resmi ve dini bayram tatillerinde çalıştıkları ancak ücretinin ödendiği tanıklarca beyan edilmiştir. Yeraltı maden işlerinde çalışan işçiler için yer altındaki çalışma süresi haftada en çok 36 saat olup, günlük 6 saatten fazla olamaz. Dosya kapsamı ve beyanlar değerlendirildiğinde davacının hem elektrik teknikeri, aynı zamanda vardiya amiri olduğu ve fazla mesaiye kaldığı anlaşıldığından davalı işyerinde 08.00-16.00, 00.00-08.00 saatleri arasında günde 8 saat mesai yapıldığı, tanık beyanlarına göre 1 saat yemek ve diğer sebeplerle ara dinlenme kullanıldığı, diğer sebeplerle kullanılan ara dinlenmenin 1/2 saat olduğu, haftada 10,5 saat fazla mesai yapıldığı anlaşılmıştır. Hesaplamalar tanık beyanlarına göre yapıldığından davacının hak kazandığı fazla mesai alacağına %30 hakkaniyet indirimi uygulanmıştır. Davacı kendisine en son 2016 yılı Mayıs ayında ücret ödemesi yapıldığını iddia etmiş, bu tarihten sonra iş akdinin feshedildiği tarihe kadar herhangi bir ücret ödemesi yapılmadığını iddia etmiştir. Davalı tarafça ücretlerin ödendiğini ispat eder yazılı belge dosyaya sunulmadığından davacının ücret alacağı talebi kabul edilmiştir. Davacı yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunmuş ve 36 gün yıllık izninin kullandırılmadığını iddia etmiştir. Davalı tarafça davacıya izin hakkının verildiğine dair yıllık izin defteri yada izin ücretlerinin ödendiğine dair yazılı belge dosyaya sunulmadığından ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davacının yıllık izin alacağı kabul edilmiştir." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin terör örgütüne üye olma şüphesi ile feshedildiğini, davacının ödenmeyen yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığını, fazla çalışma ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bu nedenlerle kararın ortadan kaldırılarak davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacı iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı tarafça sona erdirildiğini beyan etmiş, davalı ise davacının 15 Temmuz sonrasında kayyum kararı ile işten çıkartıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davacının işe iade talepli açtığı davada, davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın sona erdirildiği ve işe iadesine dair karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/888 E., 2018/1903 K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği görülmüştür. Davalı tarafça dosyaya feshe ilişkin bir belge sunulmamıştır. Tüm dosya kapsamı ve kesinleşen işe iade kararı gereğince kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması isabetli olmuştur.
Davacının fazla çalışma yaptığının tanık beyanları ile sabit olduğu karşılığı ücretinin ise ödenmediği anlaşılmıştır.Davacının 32 günlük yıllık iznini kullandığına dair yıllık izin defteri ya da ödeme belgesi sunulmadığından hüküm altına alınması yerinde görülmüştür." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle birlikte davacının davalı Şirkete karşı işe iade davası mevcutken aynı zamanda kıdem ve ihbar tazminatı talepli davada hukuki yararının bulunmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işverençe iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları" kenar başlıklı 21 nci maddesinin ilgili bölümleri şöyledir:
"İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
...
İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
2.Dairemizin 02.06.2021 tarihli ve 2021/5665 Esas, 2021/9809 Karar sayılı ilâmının ilgili kısımları şu şekildedir:
"...
İşçi feshin geçersizliği isteminde bulunduğu davadan başka, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı istemi ile bir dava da açmış bulunabilir. Bu durumda, feshin geçersizliğine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalıdır. Neticeye göre, işe iade davası reddedilmiş ve red kararı kesinleşmiş ise fesih mahkeme kararının sonuca göre haklı ya da geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir. Yine, işe iade davası kabul edilmiş ve karar kesinleşmiş ancak işçi süresinde işe başlama başvurusunda bulunmamışsa veya başvuruda bulunmuş ancak işverenin süresinde işe davet etmesine rağmen işçi işe davete icabet etmemiş ise fesih geçerli hale geleceğinden alacak davasına devam edilmelidir. Ancak işveren işçiyi süresinde başvuruya rağmen işe başlatmamış ise eldeki alacak davasının feshe bağlı alacaklar açısından erken açıldığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağının bu nedenle usulden reddine karar verilmelidir. Feshin geçersizliğine karar verilmesi ve işçinin işverene başvurması üzerine işe başlatılması halinde ise davaya konu fesih ortadan kalktığından, feshe bağlı alacaklar reddedilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda davacı tarafça eldeki dava ile aynı tarihte işe iade davası açılmıştır. ... 30. İş Mahkemesinin 19.12.2017 tarihli ve 2016/1524 Esas, 2017/811 Karar sayılı kararı ile işe iade davasının kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/888 Esas, 2018/1903 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir. Dosya kapsamından, işe iade kararının kesinleşmesinden sonraki sürecin ne şekilde geliştiği tespit edilememektedir. Bu hâlde Mahkemece feshe bağlı alacaklar yönünden Dairemizin İlgili hukuk bölümünde yer verilen ilke kararı uyarınca araştırma yapılmalı, davacının süresi içerisinde işe başlamak amacı ile davalı işverene başvuruda bulunup bulunmadığı, işverenin işçiyi işe davet edip etmediği, işçi işe davet edilmiş ise işçinin davete icabet edip etmediği araştırıldıktan sonra ilke kararı da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.