YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Eser sözleşmelerinde kesin vade yoksa ihtar tarihi, ihtar yok ise dava tarihi itibari ile temerrüde düşülmüş sayılacağı hk.

Karar Özeti

 

2- Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde). Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden dava açılmış ise dava tarihinde temerrüt gerçekleşir (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İBK). Yerel mahkemece, iadesine hükmedilen 301.783,20 İngiliz Sterlini iş bedeli bakımından, temerrüde düşürücü nitelikte bir ihtarname bulunmamasına rağmen dava tarihi olan 02.07.2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, 06.07.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438. maddesinin VII. Fıkrası gereğince kararın bu yönüyle düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

Karar

 

6. Hukuk Dairesi         2021/4673 E.  ,  2022/1109 K.

 

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalı ... Ltd. vekilince duruşmalı, davacı ... vekilince duruşmasız temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 01.03.2022 günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

K A R A R

 

Dava, eser sözleşmesinden dönme nedeni ile ödenen iş bedelinin iadesi, sözleşme kapsamında yapılan masrafların tazmini ve sözleşme konusu cihazın çalıştırılamaması nedeni ile mahrum kalınan karın tahsili istemine ilişkin olup yerel mahkemece, ödenen iş bedeli ve sözleşme kapsamında yapılan masraflar bakımından davanın kabulüne, sözleşme konusu cihazın çalıştırılamaması nedeni ile mahrum kalınan kar bakımından davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

 

Davacı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3. maddesi hükümlerine dayanılarak pazarlık usulü ihale yöntemi ile yapılan ihale neticesinde davalı şirketin 1 adet süper iletken kuantum girişim cihazlı titreşimli örnek magnometresi sisteminin satış ve montajı için yaptığı teklifin kabul edildiğini, teklifte sistemin ihalenin alımını müteakip 12 ay içinde ve -tak fişe, çalıştır- suretiyle üniversiteye teslim olunacağının teklif edildiğini, sistemin Ankara’ya gelmesinden sonra 5 gün içinde kurulacağının taahhüt olunduğunu, söz konusu sistemin kurulumun gerçekleştirmesi için davalı şirket tarafından mühendis görevlendirildiğini, 07.11.2012 tarihinden itibaren kurulum çalışması yapıldığını, iş bedelinin %80’i olan 301.783,20 İngiliz Sterlininin ödendiğini, kalan %20’lik kısma tekabül eden 75.445 İngiliz Sterlininin ise kurulumdan sonra ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak sistemin kurulumunun tamamlanamadığını, ayrıca sistemin teknik şartnameye uygun olmadığını, eksik ve kusurlarının olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ödenen 301.783,20 İngiliz Sterlini, sözleşme kapsamında yapılan 203.126,28TL masraf ve sistemin kurulumunun yapılmaması ve çalıştırılmaması nedeniyle günlük 1.500,00TL’den 150 gün karşılığı 225.000,00 TL zararın oluştuğu tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsili talep etmiştir.

 

Davalı savunmasında, ikametgahlarının Londra-İngiltere olduğunun taraflar arasında tartışmasız olduğunu, dava dilekçesinin Londra’daki adreslerine tebliğ edildiğini, HMK'nın 6. maddesinin amir hükmüne göre davanın davalının ikametgahı adresinde açılması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan bir sözleşme olmadığını, sözleşme olmadığı için “sözleşmenin ifa yeri mahkemesi” de bulunmadığını, bildirerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, esas hakkında ise davacının halen ödemediği iş bedelinin bulunduğunu, ilk kurulum aşamasında davacının kurulum yapılacak yer olarak gösterdiği binanın inşaat halinde olması nedeni ile yapılamadığını, davacının sonradan farklı taleplerde bulunması ve cihazın onarım gereksinimi nedeni ile sistemin Londra’ya götürülmesi teklifinin davacı tarafından reddedildiğini ve sistemdeki eksikliklerin yerinde giderilmeye çalışıldığını, kurulumun tam olarak yapılamamasının nedeninin davacı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.

 

Yerel mahkemece, taraflar arasındaki ilişkide yabancılık unsuru bulunduğu yabancı uyruklu davalı şirketin yerleşim yerinin Londra olduğu ve davaya davalının yerleşim yeri olan Londra mahkemelerinde bakılması gerektiğinden, yetki itirazının kabulü ile MÖHUK 27. maddesi gereğince dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeni ile reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 15 .Hukuk Dairesi’nin 2016/4972 Esas, 2017/604 Karar ve 15.02.2017 günlü ilamı ile HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesinde de dava açılabileceğinden ve esasen ifa yerinin de Ankara Gölbaşı olması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

 

Bozmaya uyan yerel mahkemece, dava konusu 1 adet süper iletken kuantum girişim cihazlı titreşimli örnek magnometresi teknik şartnameye uygun olarak ve çalışır vaziyette davacı üniversiteye teslim edilmediği gerekçesi ile 1 adet süper iletken kuantum girişim cihazlı titreşimli örnek magnetometresinin (squid magnetometer) davacı tarafından davalıya aynen iadesi ile 301.783,20 GBP (İngiliz Sterlini)'nin 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca işletilecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 203.126,28 TL müsbet zararın ve 150.000,00TL menfi zararın ayrı ayrı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

 

1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2- Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde). Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden dava açılmış ise dava tarihinde temerrüt gerçekleşir (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İBK). Yerel mahkemece, iadesine hükmedilen 301.783,20 İngiliz Sterlini iş bedeli bakımından, temerrüde düşürücü nitelikte bir ihtarname bulunmamasına rağmen dava tarihi olan 02.07.2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, 06.07.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438. maddesinin VII. Fıkrası gereğince kararın bu yönüyle düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

 

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin 2. bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının 2. bent kapsamında açıklanan nedenlerle kabulüne, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan ‘’ 06/07/2012’’ ibaresinin çıkarılarak yerine ‘’ dava’’ kelimesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 01.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 309 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor