3. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/11508
Karar Numarası: 2022/11256
Karar Tarihi: 05.10.2022
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... İnş. Taah. Pet. Mad. Gıda Nak.İç ve Dış Tic.A.Ş. (... İnşaat A.Ş.) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... İnşaat A.Ş. vekili ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilâmında davacının yaptığı ..., meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler dikkate alındığında davalının savunduğu ücretin de yerinde olmadığı belirtilmesine rağmen bordrolarda kayıtlı ücret üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, yine bozma ilâmında davacının dinlenen tanıklarından ikisinin davacı ile birlikte çalışması bulunmadığı, davacı ile birlikte çalışması bulunan tek tanığın ise işverene karşı aynı konuda açılmış davası bulunduğu, husumetli olduğu anlaşılmakla bu tanığın beyanlarına değer verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de bozma sonrası davacının çalışmasını bilen husumetsiz üç tanık Mahkemece dinlenmesine rağmen ilk yargılamada dosyanın bilirkişiye gönderilmesi gerekçe gösterilerek tanıklardan feragat edildiği kabulünün hakkaniyete uygun olmadığını, ücret tespiti yönünden sonradan temin edildiği için bozmadan sonra sunulan para makbuzlarının kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, bankaya yatırılan ile para makbuzlarındaki miktar toplandığında davacının iddia ettiği ücrete ulaşıldığını, bunun elden ödemeyi de ispatladığını, ücrete ilişkin emsal kararlar sunduklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... İnşaat A.Ş vekili temyiz dilekçesinde; kendi rızası ile işten ayrılan davacı işçinin, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, giydirilmiş ücrete ... paketinin de eklenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Gerçek ücretin tespiti ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı ... Kanunu'nun 8 inci, 32 nci, 37 nci , 41 inci, 44 üncü, 46 ncı maddeleri; 6098 sayılı ... Boçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 401 inci maddesi.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır.
3. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
3. Değerlendirme
1. Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre, davalı ... İnşaat A.Ş vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. ... sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında ... sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dâhi ücret, 6098 sayılı Kanun'un 401 inci maddesine göre tespit olunmalıdır. ... sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hâllerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, ... sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, ... sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı ..., işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı ... bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
3.Dairemizin 17.02.2021 tarihli bozma ilâmında; dinlenen tanıklardan ikisinin davacı ile birlikte çalışması bulunmadığı, davacı ile birlikte çalışması bulunan tek tanığın ise işverene karşı aynı konuda açılmış davası bulunduğu, tanık beyanlarına değer verilemeyeceği bu sebeple TÜİK resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgiler değerlendirilerek davacının ücretinin belirlenmesi gerektiği ifade edilmiş; kararda ayrıca davacının yaptığı ..., meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler dikkate alındığında davalının savunduğu ücret miktarının yerinde olmadığı da vurgulanmıştır. Mahkemece bozma sonrası yargılama sonucunda, sadece TÜİK verileri esas alınarak bu verilerin bordrodaki ücret miktarından daha düşük olduğu gerekçesiyle bordroda kayıtlı ücretin davacının gerçek ücreti olduğu sonucuna ulaşılmış; bu kabule göre hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır.
4. Dairemizin bozma ilâmında, tanıklardan ikisinin davacı ile birlikte çalışmadığı, diğer davacı tanığının da işveren aleyhine dava açtığı, bu sebeple tanık beyanlarına değer verilemeyeceği belirtilmiş ise de işverene karşı aynı veya benzer taleplerle dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiği, tanıklar davacı ile menfaat birliği içinde olsalar dahi, tanıkların beyanlarını doğrulayan yan olguların varlığı hâlinde beyanlarına değer verilebileceği hususu gözden kaçırılmıştır.
5. Dosya kapsamında bulunan ... Yapı-... Sendikasının 03.01.2020 tarihli yazısında sendikasız sevkiyat şoförlerinin 2017 yılında 4.150,00 TL ve 2018 yılında 4.450,00 TL ücret alacağı bildirilmiştir. Diğer taraftan davacı dava dilekçesinde, ücretin bir kısmının bankaya yatırıldığını bir kısmını elden aldığını iddia etmekte olup davacı tarafından sunulan para makbuzlarındaki miktar ile bankaya yatırılan miktar toplandığında davacının iddiasının doğrulandığı hükme esas alınan bilirkişi raporunda da tespit edilmiştir. Ayrıca davacı tarafından dosyaya sunulan, davacı ile aynı yerde, aynı şekilde çalışan işçilerin açtığı davalara ilişkin kesinleşen kararlarda kabul edilen ücret miktarlarının davacının iddiasını destekler nitelikte olduğu görülmektedir. Kaldı ki davacı ile menfaat birliği içinde olduğu ifade edilen tanığın açtığı davada verilen hüküm kesinleşmiştir.
6. Açıklanan bu bilgi ve belgelere göre davacı ile menfaat birliği içinde olan tanığın beyanını destekleyen yan olguların varlığı açıktır. Bozma ilâmının bu yönüyle maddi hataya dayalı olduğunun kabulü gerekir. Maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyulması hâlinde dahi diğer taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmaz (YİBBGK, 04.02.1959 T., 1957/13 E, 1959/5 K.; 09.05.1960 T, 1960/21 E, 1960/9 K). Hâl böyle olunca Dairemizin 17.02.2021 tarihli bozma ilâmının (2) numaralı bendinin maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmeli; yapılan işin niteliği, emsal ücret araştırması, kesinleşen mahkeme kararları, dosya kapsamındaki para makbuzları gibi kayıt ve belgelerle tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin asgari geçim indirimi dışlanarak net 4.047,79 TL olduğu kabul edilmelidir. Davacının aylık ücretinin net 4.047,79 TL olduğunun kabulü ile talep edilen alacakların bu miktar üzerinden yeniden hesaplanması için kararın ikinci kez bozulması gerekmiştir.
7. Dairemiz uygulamasına göre, çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
8. Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamında bulunan ve aynı yerde, aynı şekilde çalışan işçilerin açtığı davalardaki kesinleşmiş mahkeme kararları ile davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının söz konusu alacaklara yönelik iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır. Dairemizin bozma ilâmında; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı hesaplama içerdiği ve fazla çalışma tahakkuklarının dışlanması ya da mahsup edilmesi yönünden tekrar değerlendirme yapılarak fazla çalışma alacağı ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile ulusal ... ve genel tatil çalışmasının ispatı yönünden bir bozma yapılmamasına rağmen Mahkemece bu alacakların ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğindedir. Davacının kazanılmış hakları gözetilerek 17.02.2021 tarihli bozma ilâmının (3) numaralı bendi doğrultusunda inceleme yapılmalı, davacının fazla çalışma ücretine ilişkin tahakkukların dışlanması yahut mahsubu yönünde gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. İspatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.