Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/04/2017 tarihli kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 15. Hukuk Dairesinin 19/10/2017 tarihli bozma ilamında, mahkemece götürü bedelli işte ilk %10 fazla iş bedelinin sözleşme fiyatlarıyla ve uygulama yılı fiyat farkı gözetilerek hesaplanmasının doğru olduğu, ancak %10 fazlası işin bedelinin, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile (KDV ve yüklenici kârı ayrıca eklenmeden) hesaplanması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 31/10/2019 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın da davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 15. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarihli bozma ilamı ile “19/10/2017 tarihli bozma ilamı gereği eksiksiz yerine getirilmek üzere” karar yeniden bozulmuştur.
6. Hukuk Dairesi 2021/4760 E. , 2021/1548 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalı idarece haksız olarak kesildiği iddia olunan gecikme cezasının ve sözleşme dışı yapılan imalatların bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Yanlar arasındaki uyuşmazlık "Vilayetler Hizmet Birliği YHB Tip 1 208 yataklı Öğrenci Yurt Binası" yapımı işinden kaynaklanmıştır. 08.11.2007 tarihli 1.888.000,00 TL bedelli sözleşme taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Davacı vekili; idare tarafından ihale dökümanları arasında davacıya teslim edilen projeler ile sözleşme imzalandıktan sonra davacıya verilen uygulama projelerinin farklı olması nedeniyle, ihale aşamasındaki projelerde gösterilmeyip sonradan verilen projelerde yer alan ve davacının yapıp teslim ettiği işler ile sonradan verilen uygulama projelerinde bile bulunmadığı halde yaptırılan ve mahkemeye tesbit ettirilen ek imalâtların bedelinin ayrıca idarece haksız kesilen gecikme cezasının davalı idareden tahsilini istemektedir.
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/04/2017 tarihli kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 15. Hukuk Dairesinin 19/10/2017 tarihli bozma ilamında, mahkemece götürü bedelli işte ilk %10 fazla iş bedelinin sözleşme fiyatlarıyla ve uygulama yılı fiyat farkı gözetilerek hesaplanmasının doğru olduğu, ancak %10 fazlası işin bedelinin, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile (KDV ve yüklenici kârı ayrıca eklenmeden) hesaplanması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 31/10/2019 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın da davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 15. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarihli bozma ilamı ile “19/10/2017 tarihli bozma ilamı gereği eksiksiz yerine getirilmek üzere” karar yeniden bozulmuştur.
Yerel mahkemece, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyulması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak" olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.(09.05.1960 günlü ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K)
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde hüküm altına alınan 1.377.727, 34 TL’nin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında açıkça % 10 fazlası iş bedeline KDV’nin eklenmeyeceği belirtilmesine rağmen bu şekilde karar verilmesi usuli kazanılmış hakkın korunması ilkesine aykırı olmuştur. Kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıya 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin 3. satırında yer alan “...ve KDV’si...” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 16.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.