YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Birleşen davalarda, her dosyanın bağımsız olduğu ve her dosya için ayrı hüküm kurulması gerektiği hk.

Karar Özeti

 

Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 166. ve sonraki maddeleri çerçevesinde birleştiği durumlarda; ortada birleştirilen dosya sayısı kadar birbirinden bağımsız dosyalar bulunur. Dolayısıyla, yargılama tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı gerekçe yazılması, ayrı ayrı hüküm kurulması ve dava konusu istemlerin hangi davada dava konusu yapılmışsa o davada hüküm altına alınması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların (harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden de) sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur.

Karar

 

 

6. Hukuk Dairesi         2021/5216 E.  ,  2022/890 K.

 

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada el atmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm asıl ve birleşen davada davalı 2005/125 E.2004/457 E. Sayılı davada davacı vekilince duruşmasız asıl ve birleşen davada davacı birleşen 2005/125 E. 2004/457 E. Sayılı davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 01.02.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan asıl ve birleşen davada davacı - birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan asıl ve birleşen davada davalı - birleşen davada davacı vekili Avukat ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

K A R A R

 

Davacı yüklenici vekili; taraflar arasında düzenlenen 07.01.1997 tarihli Erzurum 1000 kişilik öğrenci yurdu inşaatı sözleşmesinin haksız şekilde feshedilmek istendiğini ileri sürerek; haksız feshin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve muarazanın men’ini talep ve dava etmiş, 15.11.2002 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmenin 02.10.2002 tarihinde haksız şekilde feshedildiğini belirterek feshin iptaline, mahrum kalınan kâr, olumlu ve olumsuz zarar ile ödenmeyen hakediş bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, 20.01.2003 tarihli dilekçesi ile taleplerini açıklamıştır.

 

Birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/32 Esas sayılı dosyasında davacı yüklenici vekili; asıl davada talep edilen iş bedelinin 20.438,35 TL KDV bedeli ile 164.622,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 185.061,33 TL’nin KDV bedeline dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile karşılanmayan munzam zararlarının tespiti ve ödenmesini talep ve dava etmiş, 21.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 80.143,10 TL KDV bedeli ile 101.943,00 TL teminat bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir.

 

Birleşen Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/421 Esas sayılı dosyasında davacı yüklenici vekili; fiyat farkı, ihrazat malzeme bedeli ve şantiye söküm bedeli, gecikme cezası ve kâr mahrumiyeti alacakları için 50.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 21.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini açıklayarak toplam 235.256,48 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

 

Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçelerinde, işin süresinde bitirilmediğini, davacının iş programına riayet etmediğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.

 

Birleşen Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/125 Esas sayılı dosyasında davacı iş sahibi vekili; davalı yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getimediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, kalan işin dava dışı yükleniciye ihale edildiğini ileri sürerek, 2.548.000,00 TL menfi zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Birleşen Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/457 Esas sayılı dosyasında davacı iş sahibi vekili; yüklenicinin haksız şekilde iş sahasından sökerek götürdüğü malzemeleri iade etmediğini ileri sürerek; 22.447,79 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; 07.01.1997 tarihli sözleşmenin feshedilmesinde tarafların ortak kusurlu oldukları gerekçesi ile davalı-birleşen davalarda davacı iş sahibi tarafından açılan davaların reddine, davacı-birleşen davalarda davalı yüklenici tarafından açılan asıl ve diğer birleşen davalar yönünden ise 247.657,27 TL'nin davalı iş sahibinden alınarak davacıya verilmesine, bu tutarın 134.262,51 TL'sine 15/11/2002 tarihinden itibaren, kalan tutarına 26/10/2007 tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, 101.943,00 TL teminat bedelinin 05/04/2005 tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.

 

1- Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 166. ve sonraki maddeleri çerçevesinde birleştiği durumlarda; ortada birleştirilen dosya sayısı kadar birbirinden bağımsız dosyalar bulunur. Dolayısıyla, yargılama tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı gerekçe yazılması, ayrı ayrı hüküm kurulması ve dava konusu istemlerin hangi davada dava konusu yapılmışsa o davada hüküm altına alınması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların (harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden de) sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur.

 

Bu itibarla; mahkemece, asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi dava ile ilgili ise o dava için kurulan hükümde sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği halde, HMK’nın 297. madesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiştir.

 

2-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

 

(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz peşin harcın asıl ve birleşen davada davacı birleşen davada davalı ... ve Ortakları İnş. Koll. Şti.ne iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunabileceğine, 17.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 143 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor