Bozma ilamında da ayrıntılı gerekçe ile açıklandığı üzere ortağın ödediği aidatı iflas masasına kaydettirmesi mümkün değildir. Davalı kooperatifin davacı dışındaki diğer üyelerine bağımsız bölüm kazandırdığı da iddia ve isbat edilmediğine, davacıyı diğer üyelerden ayıracak bir özellik de bulunmadığına göre davacı alacak talebini iflas masasına kaydettirme hakkına sahip değildir. Bu gerekçe ile kooperatif aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bozmaya yanlış anlam verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/2598
Karar Numarası: 2022/3235
Karar Tarihi: 13.06.2022
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı ile davalı kooperatif vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekilinin kooperatif üyesi olduğunu, müvekkiline isabet eden dairenin tapuda davalılardan ...’a devredildiğini, bu davalının kooperatif müteahhitinin en yakın arkadaşı olduğu, diğer davalı şirketin kooperatifin yüklenicisi olup, şirket müdürünün de kooperatifin kurucu üyesi olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescilini mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin ve 2007 yılından itibaren kira alacağının tespiti ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 17.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; 32.500,00 TL’nin faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili; davacının kooperatif üyesi olduğunu, müflis kooperatife karşı dava açmasının yasal olarak mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı şirket yetkilisi; inşaatın kooperatifin iflas etmesi nedeniyle sözleşmede belirtilen seviyeye ulaşmadığını, kooperatifin sözleşmede belirtilen miktarda daireye hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/260 Esas, 2011/236 Karar sayılı kararındaki gerekçenin içeriğinden davalı kooperatif ve davalı ... İnş. San. Ltd. Şti'nin kötü niyetle ve birlikte hareket ettikleri kanaati hasıl olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan iflas tarihi itibariyle davacının talep edebileceği toplam 23.339,88-TL'nin müflis kooperatif iflas masasına kaydına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı ...Ltd. Şti'nden alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararın temyizi üzerine bozma kararında davalı kooperatifin iflas ettiği, kendisine konut tahsis edilmeyen ortağın tazminat isteminin iflas masasına kaydı mümkün olduğu, davalı kooperatife yönelik tazminat istemi yönünden taleple bağlı kalınarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Kendisine konut tahsis edilemeyen ortağın konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsisi aşamasına gelmesi ve diğer üyelere tahsis ve teslim yapıldığı halde davacıya konut tahsis ve tesliminin yapılmaması gerekir. Bu husus, bu tazminatın istenebilmesinin ön koşuludur. Bu ön koşulun gerçekleşmesinden sonra, üye için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Bozma ilamında kendisine bağımsız bölüm tahsis edilmeyen ortağın tazminat talebini iflas masasına kaydettirebileceği belirtilmiş, davacının bu nitelikteki bir ortak olduğu hususunda bağlayıcı bir karar verilmemiştir. Dosya kapsamında inşaatların %60 seviyelerinde olduğu ve hiçbir ortağa konut tahsis edilmediği anlaşılmaktadır.
Bozma ilamında da ayrıntılı gerekçe ile açıklandığı üzere ortağın ödediği aidatı iflas masasına kaydettirmesi mümkün değildir. Davalı kooperatifin davacı dışındaki diğer üyelerine bağımsız bölüm kazandırdığı da iddia ve isbat edilmediğine, davacıyı diğer üyelerden ayıracak bir özellik de bulunmadığına göre davacı alacak talebini iflas masasına kaydettirme hakkına sahip değildir. Bu gerekçe ile kooperatif aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bozmaya yanlış anlam verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı kooperatife iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 13.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.