Bütün bu açıklamalar ışığında, gerçek kişi ortaklar yönünden ayrı bir proje sunmayan, somut verilere dayanmayan, ödeme süresinin uzunluğu nedeniyle alacaklıların aleyhine olacak şekilde menfaat dengesini bozan konkordato projesinin tüm davacılar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, tasdikine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/1668
Karar Numarası: 2022/4221
Karar Tarihi: 19.09.2022
İLK DRC. MHK. : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki müdahiller Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., T. İş Bankası A.Ş. ve Garanti Bankası A.Ş. vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacı şirketin hafriyat sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı gerçek kişilerin ise şirket ortağı ve kefili olduğunu, ancak zaman içinde davacı şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu ileri sürerek İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı şirket ve davacı gerçek kişiler yönünden davanın kabulü ile konkordatonun tasdikine karar verilmiş, karar tarihinden sonra davacılardan ...’un davadan feragati nedeniyle ek kararla feragat nedeniyle davası reddedilmiştir. Bu karara karşı bir kısım alacaklılar vekillerinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunda bulunan bir kısım alacaklıların istinaf başvurularının esastan, bir kısım alacaklıların istinaf başvurularının ise usulden reddine karar verilmiştir.
Talep, borçlu şirket ve ortakları hakkında, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ile konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, alacaklı İş Bankası A.Ş. vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Konkordato isteminde bulunan her bir davacı için ayrı konkordato ön projesi sunulmalı ve İİK’nın 305. maddesinde konkordatonun tasdiki için aranan şartlar her bir davacı için ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Somut olayda, davacılar ... ve ... yönünden ayrı oylama yapılmış olsa da davacı şirketten ayrı bir konkordato projeleri olmadığı anlaşılmaktadır. Kendi ticari mevcudiyetleri dahi bizatihi şirkete bağlıdır. Bu itibarla konkordatoya tabi olan borçları için ayrı bir kaynakları, malvarlıkları ve özgün projeleri bulunmayan davacı gerçek kişiler hakkında konkordatonun tasdikine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Konkordato müessesi, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluları hacizlerin veya iflasın ağır sonuçlarından korumak amacıyla getirilmiştir. Böylece borçlunun maddi hukuktan kaynaklanan borçları, mahkemenin gözetimi altında tasfiye edilecek bu vesileyle hem borçlunun mali durumu düzelecek hem de alacaklılar arasında eşitlik prensibi korunarak alacaklarına kavuşmaları sağlanacaktır. Kanun koyucu, bu müesseseyle aynı zamanda alacaklılara konkordatoyu kontrol etme ve projeye uyulmadığı takdirde fesih isteyerek süreci sona erdirme hakkı tanımıştır. Amaç, hem davacı talep sahibinin hem alacaklıların hem de kamunun menfaatini gözetmek ve korumaktır. Bu vesileyle, kanun koyucu tarafından mahkemeye projeyi denetleme hususunda hareket serbestisi tanınmıştır. Somut olaya baktığımızda, mahkemeye sunulan konkordato projesi somut bir nakit akım öngörüsü içermediği gibi denetime elverişli bir şekilde projeye ilişkin kaynakların ne şekilde yaratılacağını ve borç tasfiye planını göstermemektedir. Oysa mahkeme, tasdik yargılaması sırasında konkordato projesini kontrol etmeli, projenin hayatiyetini tartışmalı ve bunu yaparken gerek alacaklının gerekse borçlunun menfaatini eşit bir dengede gözetmelidir. Bu işlemler ise ancak somut mali verilere ve somut bir öngörüye bağlı konkordato projesinin varlığı halinde mümkündür.
Mahkeme, konkordato projesini değerlendirirken alacaklılar arasında dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması gerektiğini göz önünde bulundurmalıdır. Somut olayda, tasdik edilen konkordato projesinde davacı şirketin ve gerçek kişi şirket ortaklarının proje kapsamında yapacakları ödemelerin tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 18 ay ödemesiz dönem sonrasında başladığı anlaşılmaktadır. Davacıların konkordato tedbirlerinden yararlandıkları tarihler de nazara alındığında ödemelerin başlaması için bu denli uzun bir sürenin beklenmesi alacaklılar ile borçlu arasındaki menfaat dengesini borçlu lehine bozar mahiyettedir.
Bütün bu açıklamalar ışığında, gerçek kişi ortaklar yönünden ayrı bir proje sunmayan, somut verilere dayanmayan, ödeme süresinin uzunluğu nedeniyle alacaklıların aleyhine olacak şekilde menfaat dengesini bozan konkordato projesinin tüm davacılar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, tasdikine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda(1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; alacaklı İş Bankası A,Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle alacaklı Garanti Bankası A.Ş. ve alacaklı Yapı Kredi A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 02.02.2022 tarih ve 2021/2741 Esas, 2022/158 Karar sayılı kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından müdahil T. İş Bankası A.Ş.'den yeniden harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden müdahiller Garanti Bankası A.Ş. ve Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'ye iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.