YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Toplu iş sözleşmesi imzalanmadan öncesine ait yıllık izin ücreti ve hafta tatili alacağının, toplu sözleşme hükümleri çerçevesinde hesaplanamayacağı hk.

Karar Özeti

2-Dairemizin 24.07.2008 tarih ve 2008/9288 esas-2008/21875 karar sayılı bozma ilamında “...Bu durumda davacının TİS’den yararlanma tarihinden önce doğan yıllık izin ücreti ve hafta tatili alacağının da TİS hükümleri doğrultusunda hesaplanması hatalı olmuştur...” gerekçesiyle yıllık izin ücretine ilişkin de bozma yapılmıştır.

Karar

9. Hukuk Dairesi         2010/374 E.  ,  2012/8884 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

 

DAVA :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, ikramiye, yıllık izin, vergi iadesi, hafta sonu çalışması, sosyal hak alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

 

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

A) Davacı İsteminin Özeti:

 

Davacı vekili, davacının iş akdinin davalı tarafından şifaen ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile ikramiye, yıllık izin ücreti, vergi iadesi, sosyal hak ve alacaklar ile tasarruf teşvik fonu alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

 

B) Davalı Cevabının Özeti:

 

Davalı vekili, davacının iş akdinin ihtiyaç olmaması nedeniyle feshedildiğini, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücretinin ödenmesinin teklif edildiğini, davacının kabul etmediğini, diğer taleplerinin ise yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

 

Mahkemece, 18.12.2006 tarih ve 2005/193 esas-2006/347 karar sayılı karar ile ilam ile davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ikramiye, izin ücreti, hafta tatili taleplerinin kabulüne, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.

 

İş bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.07.2008 tarih ve 2008/9288 esas-2008/21875 karar sayılı ilamı ile "Taraflar arasında iş yerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlanma tarihi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

 

2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 9. maddesinde toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına üye olanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği kurala bağlanmıştır. Buna göre, imza tarihinde üye olanlar toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten, imza tarihinden sona üye olanlar ise üyeliklerin taraf sendikası tarafından bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanırlar.

 

Yürürlükte olan bir toplu iş sözleşmesinden dayanışma aidatı ödenmesi koşuluyla yararlanma da, yasada ifadesini bulmuştur. Dayanışma aidatı ödeme suretiyle yararlanma talep tarihinden itibaren geçerlidir.

 

Somut olayda işverenle sendika arasında ilk olarak 13.8.2001 tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalanmış ve yürürlülük başlangıç tarihi 1.3.2001 ve sona erme tarihi 28.2.2003 olarak belirlenmiştir.

 

Davacı sendikaya 31.1.2003’de üye olmuştur. 2001 imza tarihli TİS’nin Yararlanma Koşulları başlıklı 4.maddesinde “a)işçilerin sözleşmeden yararlanmaları sendikaya üye oldukları tarihi takip eden ay başından itibaren başlar….”şeklinde düzenleme vardır. Davacının TİS’den daha öncesi itibari ile yararlanacağına dair dosyada bilgi belge yoktur. Bu durumda davacının TİS’den yararlanma tarihinden önce doğan yıllık izin ücreti ve hafta tatili alacağının da TİS hükümleri doğrultusunda hesaplanması hatalı olmuştur. ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

 

Mahkemece bozma ilamı sonrası bozma ilamına uyma kararı verilmiştir. Bozma ilamına uyma kararı verilmesi sonrası Mahkemece "...Davacının davası Kısmen Kabul edilmiş, kararımızın temyizi sonrası Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 24/07/2008 tarih ve 21875 Sayılı kararı ile kararımızı bozmuş, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay Bozma ilamına uyulmuş,bilirkişiden bozma doğrultusunda ek rapor aldırılmış, Davacının Sendikaya üye olduğu Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre işçilerin sözleşmeden yararlanmalarını Sendikaya üye oldukları tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağının düzenlendiği, bu itibarla davacının hafta tatili ücreti alacağı, Toplu İş Sözleşmesinin bu hükümlerine göre hesaplanmış ve bu alacak yönünden dosyada mevcut bilirkişi …. tarafından düzenlenen 18/04/2009 tarihli rapordaki hafta sonu çalışma ücreti alacağına ilişkin yapılan hesaplama dosya kapsamına ve bozma ilamına uygun olduğundan hükmede esas alınıp aşağıdaki hüküm kurulmuştur.... " gerekçesiyle davacının hafta sonu ücret alacağının yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer talepler yönünden önceki karar kesinleştiğinden yeniden aynı konularla ilgili karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur.

 

D) Temyiz:

 

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

 

E) Gerekçe:

 

1-Mahkemeler tarafından verilen kararlarda tarafların gösterilmesi, iddia ve savunmaların özetlenmesi, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması ret ve üstün tutma sebeplerinin açıklanması zorunludur. Kararın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 388 ve 389. Maddelerinde tanımlanan unsurları taşıması ve

 

1. Kararı veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve tutanak kâtibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,

 

2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,

 

3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,

 

4. Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi,

 

5. Kararın verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve tutanak kâtibinin imzaları, yönündeki hükümlerin kararın yazımında dikkate alınması gerekir.

 

Benzer düzenlemeye 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de yer verilmiş ve;

 

"(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

 

a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.

 

b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.

 

c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.

 

ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.

 

d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.

 

e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi" hükmü konulmuştur.

 

Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK. nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK. nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur).Aynı nitelikteki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde de yer almış ve "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir...." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/6-18 esas-2011/30 karar sayılı ilamında "....Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

 

Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmış; HUMK.nun 381.maddesinde ise “Kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.

 

Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.

 

Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.

 

Nitekim, Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı;10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).

 

Ceza Genel Kurulu'nca da önceleri C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte de bu kanunun 34, 223, 230,231,232 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu'nun 2.2.1976 gün 1/22-25 sayılı; 12.05.1998 gün ve 1998/6-104-171 sayılı; 05.02.2002 gün ve 2001/1-417-2002/153 sayılı kararları).

 

Somut olayda da aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.

 

O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır." şeklinde karar verilmiştir.

 

Yukarıda anılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da ifadesini bulduğu üzere yerel Mahkemelerce verilen kararların ilgili Yargıtay Dairesince verilen bozulması sonucu verilen ilk karar bir bütün halinde ortadan kalkar.

 

Bu ilkeden hareketle yerel Mahkemece verilen 18.12.2006 tarih ve 2005/193 esas-2006/347 karar sayılı kararı Dairemizin 24.07.2008 tarih ve 2008/9288 esas-2008/21875 karar sayılı ilamı ile hayatiyetini yitirmiş bulunmaktadır. Bu nedenle yerel Mahkemece, Dairemizce verilen bozma kararı sonrası yeniden yapılan yargılamada ilk verilen karara atıfla "...diğer talepler yönünden önceki karar kesinleştiğinden yeniden aynı konularla ilgili karar verilmesine yer olmadığına..." şeklinde hüküm kurulması hatalıdır.

 

2-Dairemizin 24.07.2008 tarih ve 2008/9288 esas-2008/21875 karar sayılı bozma ilamında “...Bu durumda davacının TİS’den yararlanma tarihinden önce doğan yıllık izin ücreti ve hafta tatili alacağının da TİS hükümleri doğrultusunda hesaplanması hatalı olmuştur...” gerekçesiyle yıllık izin ücretine ilişkin de bozma yapılmıştır.

 

Mahkemece bozma ilamına uyulup, bozma doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmasına rağmen yıllık izin ücreti hakkında bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmaması hatalıdır.

 

F) Sonuç:

 

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 226 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor