YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin hangi gün itibari ile işten çıkarıldığının, SGK ve iş kurumuna yazılıp kesinleştirilmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

Somut olayda; davacının hizmet akdinin 08.01.2009 tarihinde meydana geldiği anlaşılan darp ve hakaret olayı nedeni ile 29.06.2009 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu olay esas alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiş ise de; İş Kanunu'nun 26. maddesinde 6 iş günlük hak düşürücü süre değerlendirilip tartışılmamıştır. Bu nedenle mahkemece, yukarıdaki yasal düzenleme ve ilkeler doğrultusunda feshe yetkili makamın olayı öğrendiği tarih saptanarak 6 günlük hak düşürücü süre değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Ayrıca belediye başkanlığının SGK'ya ve iş kurumuna yazdığı işten ayrılış bildirgeleri de getirtilip fesih tarihi belirlenmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Karar

9. Hukuk Dairesi         2011/31139 E.  ,  2013/25393 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ: ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

 

DAVA: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

 

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi  ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

A) Davacı isteminin özeti:

 

Davacı vekili; müvekkilinin, davalı belediyede işçi olarak çalışırken farklı bir parti ve adaya oy vermesi üzerine iş akdinin feshedildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek; kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

B)Davalı cevabının özeti:

 

Davalı ... vekili; davacının, belediye başkanına karşı tehdit ve yaralama suçlarından hakkında mahkumiyet kararı verilmesi üzerine iş akdinin feshedildiğini mahkeme kararına konu eylemlerin 08.01.2009 tarihinde gerçekleştiğini ve bu tarihte davacının iş akdinin askıya alındığını, mahkemenin kararı üzerine de iş akdinin feshedildiğini savunarak; davanın reddini talep etmiştir.

 

C)Yerel Mahkeme kararının özeti:

 

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Ç)Temyiz:

 

Karar süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

 

D)Gerekçe:

 

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

 

2- İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

 

İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanununun 26 ncı maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.

 

4857 sayılı İş Kanununda, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.

 

Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.

 

İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.

 

Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez (Yargıtay 9.HD. 15.2.2010 gün, 2008/16869 E, 2010/3345 K). Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu örnekte işçi açısından haklı fesih nedeni her an devam etmektedir. Ancak işçinin daimî olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlem anlıktır. Buna göre sözleşmesini feshetmeyi düşünen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerekir. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır. Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur. Yukarıda değinilen altı iş günlük ve bir yıllık hak düşürücü süreler, işçi açısından 24/II madde, işveren açısından ise 25/II maddede belirtilen sebeplere dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Bu itibarla, geçerli nedene dayanan fesih durumlarında, 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süreler işlemez. Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması bu yönde olup, geçerli nedene dayanılarak yapılan fesihlerde belirtilen hak düşürücü sürelerin yerine “makul süre” içinde sözleşmenin feshedilebileceğini kabul etmektedir (Yargıtay 9. HD. 2.2.2009 gün 2008/9790 E. 2009/1003 K.).

 

Somut olayda; davacının hizmet akdinin 08.01.2009 tarihinde meydana geldiği anlaşılan darp ve hakaret olayı nedeni ile 29.06.2009 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu olay esas alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiş ise de; İş Kanunu'nun 26. maddesinde 6 iş günlük hak düşürücü süre değerlendirilip tartışılmamıştır. Bu nedenle mahkemece, yukarıdaki yasal düzenleme ve ilkeler doğrultusunda feshe yetkili makamın olayı öğrendiği tarih saptanarak 6 günlük hak düşürücü süre değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Ayrıca belediye başkanlığının SGK'ya ve iş kurumuna yazdığı işten ayrılış bildirgeleri de getirtilip fesih tarihi belirlenmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 226 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor