YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçi alacakları açısından, muvazaalı asıl- alt işveren ilişkisinin nasıl değerlendirileceği hk.

Karar

9. Hukuk Dairesi         2021/10512 E.  ,  2021/14581 K.

 

"İçtihat Metni"

 

BÖLGE ADLİYE

 

MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi

 

...

 

DAVA TÜRÜ : ALACAK

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı İsteminin Özeti:

 

Davacı vekili, davacının, davalıya bağlı ... Barajı işyerinde çalıştığını ve ... Sendikası üyesi olduğunu, davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesine aykırı olarak asıl işi bölmek suretiyle davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara ihale edildiğini, muvazaa açısından açılan davaların (Kapatılan) Yargıtay 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin muvazaalı olarak çalıştırıldığı halde işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi lazım gelen iş güçlüğü tazminatının, ikramiye alacağının, sosyal yardım alacağının, ilave tediye alacağının ödenmediğini ileri sürerek, davalı Şirket emrinde çalışan işçinin, ilk işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalı Şirketin işçisi olduğunun tespiti ile iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

 

Davalı Cevabının Özeti:

 

Davalı vekili, ihale makamı olan davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacaklardan davalı kurumun sorumlu olmadığını, EPDK Kanunu madde 15/g maddesi uyarınca Teşekküle asıl işveren-alt işveren ilişkisi hukuken geçerli olup alt işveren işçilerinin teşekkül işçilerine tanınan haklardan yaralanmalarının mümkün olmadığını, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin Toplu İş Sözleşmesinin Kapsamı ve Yürütülmesi başlıklı 4. maddesinin (1) bendi bağlamında Kamu işveren Sendikasının taraf olmadığı ve Sendika tarafından yürütülmeyen toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemeyeceğinden, Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanmış olan toplu sözleşmede Kamu İşveren Sendikasının yetkilendirilmemesi nedeniyle ve ayrıca ihalenin de 4734 sayılı Kanunun 62.maddesinin birinci fırkasının (e) bendi uyarınca yapılmayıp 3(g) kapsamında yapılmasından dolayı davacı işçilerin taleplerinin hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

 

İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında muvazaanın bulunduğu, benzer ya da aynı işin yapıldığı davalı işverenliğin çeşitli iş yerlerindeki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı hususu tartışmasız hale geldiği, muvazaa nedeniyle davacının baştan beri davalı şirketin işçisi olduğu, davalı işverenin imzaladığı Toplu İş Sözleşmesinden ihtilaflı dönem açısından davacının yararlanması gerektiği, bundan dolayı davacının iş güçlüğü tazminatı, ikramiye alacağı ve sosyal yardım alacağına hak kazandığı ayrıca davalı şirketin kamu kurumu niteliği taşıdığı dikkate alındığında davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

İstinaf Başvurusu :

 

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

 

Bölge Adliye Mahkemesi, davacının kumanda operatörü olarak yaptığı işin mahallinde yapılan keşif sonucunda asıl iş olduğunun tespiti ile hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayandığı, sendika üyesi olarak Toplu İş Sözleşmesinden doğan alacaklarının hesabında hata olmadığı, davalı şirketinde bu alacaklardan muvazaa sebebiyle baştan beri davacının asıl işvereni olması sebebiyle sorumlu tutulmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunu ise vekalet ücreti yönünden kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b 2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar vermiştir.

 

Temyiz Başvurusu :

 

Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

 

Gerekçe:

 

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2-Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

 

Davacı işçi davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını talep etmiştir.

 

Asıl işveren-alt işveren ilişkisi geçerli olarak kurulmuşsa muvazaa denetimi söz konusu olabilir.

 

4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 15. maddesine 09.07.2008 tarih ve 5784 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle eklenen ve 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren fıkrası; "Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler” şeklindedir. Bu hüküm 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 30. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup 6446 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile; "Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir" şeklinde düzenleme getirilmiştir.

 

Elektrik Üretim A.Ş'nin 27.07.2006 tarih ve 26241 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ana Statüsünde, şirketin amacı aynen "kamu yararını gözeterek, karlılık ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde, güvenli sürekli, kaliteli, verimli, düşük maliyetli, çevreyi gözetir elektrik enerjisi üretimi ve satışı faaliyetinde bulunmak" olarak belirtilmiş olup, şirketin amaç ve faaliyetleri başlığı altında ise; "İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde üretim tesislerinde elektrik enerjisi üretmek", "Üretim tesislerinin işletilmesi ve kurulmasında diğer gerçek ve tüzel kişilerden bu konulara ilişkin hizmet almak", "Elektrik üretimi için gereken her türlü etüt ve projeler ile inşaat ve tesisleri yapmak, yaptırmak ve söz konusu tesislerin proje, tesis ve işletme aşamalarında ülkemiz çevre mevzuatına uygun olmasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü önlemleri almak ve kendi paylarına düşen hukuki ve mali sorumluluk, ilgili şirket veya kuruluşlarda kalmak üzere aldırmak","Üretim tesislerinin yapılması, bakımı ve onarımı, rehabilitasyonu, işletilmesi ve genişletilmesi ile ilgili her türlü mal ve hizmetleri yurt içinden ve/veya yurt dışından tedarik etmek" "Amaç ve faaliyet konuları ile ilgili olarak ve sahip olduğu imkanlar kullanılarak bedeli mukabilinde, gerektiğinde araç ve gereç kiraya vermek ya da üçüncü şahıslardan kiralamak", "Elektrik üretiminde kullanılacak maden tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya hizmet alımı yoluyla işlettirmek" "İlgili mevzuatta tanınan tüm hak ve yetkilerle faaliyette bulunmak" "Mevzuat hükümleri, çerçevesindeki diğer görevleri yapmak" olarak belirlenmiştir. 07.10.2020 tarih ve 31267 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan en son yenilenen ana statüsünde de şirket amaç ve faaliyetleri aynı şekilde düzenlenmiştir.

 

4628 sayılı Kanun gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlemiş, 6446 sayılı Kanun ise bu hükmü yürürlükten kaldırmış Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceği öngörülmüştür.

 

Bilirkişi raporunda asıl işin verildiği tespit edilmiş olup 01.09.2017 tarihinden sonrası için muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılacağından ve bu dönem 6446 sayılı Kanun döneminde kaldığından verilen işin "Kurul tarafından belirlenen" işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Alt işverenlik sözleşmeleri bu kanunlara yani kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise, İş Kanununda öngörülen “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş” ve Alt İşverenlik Yönetmeliğinde yer alan "mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş" şartı sınırlandırması burada aranamayacağından bu sözleşmeler geçerli olacaktır.

 

Somut uyuşmazlıkta, işyerinde keşif yapılarak alınan bilirkişi heyeti raporunda hizmet alım sözleşmesi ile verilen işin Elektrik Üretim A.Ş'nin asıl işi olduğu ve bu işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir iş olmadığına ilişkin tespit yapılarak, davalı şirket ile dava dışı taşeron şirketler arasındaki alt işveren iliskisinin muvazaalı bir ilişki olduğu sonucuna varılmış, mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince davacının kumanda operatörü olarak yaptığı işin mahallinde yapılan keşif sonucunda asıl iş olduğunun tespit edildiği belirtilerek hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayandığı kabul edilerek davacının alacakları hüküm altına alınmıştır.

 

Davacının da çalıştığı ...Turizm Madencilik Enerji İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. ile Elektrik Üretim A.Ş arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ilişkin olarak açılan davalarda muvazaa tespiti yapılarak kesinleştiğinden, davacının ...Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulü isabetlidir. Ancak davacı 01.09.2017 tarihinden hesaplamanın yapıldığı 25.12.2017 tarihine kadar ... Mühendislik Enerji Tem. Gıda İnş. ve Tic. A.Ş'de çalışmış olup bu dönem için de muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerekir.

 

Yapılacak araştırmada; 01.09.2017 tarihinden sonra verilen işin Kurul tarafından belirlenen işlerden olduğu, 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği ve böylece geçerli hizmet alım sözleşmeleri yapılmış olduğu, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak işçilik alacakları bu tespite göre; 01.09.2017 tarihine kadar ki dönem için Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre bu dönem sonrası için ise Toplu İş Sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.

 

6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu alacaklarıyla ilgili hüküm kurulmalıdır.

 

Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 164 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor