Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece bozma sonrası verilen gerekçeli kararda da davacının dava dilekçesi ile davalı tarafın savunması özetlendikten sonra “Kabul ve Gerekçe" ” başlığı altında dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek hüküm kurulduğu belirtilmiş davalı tarafın savunmasının davacının şirketlerinin işçisi olmadığı iddiası üzerine kurulmasına ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre de davacının davalı şirket nezdinde hizmeti görülmemesine karşın, davacının işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilme nedenlerine dair mahkemece oluşturulan bir gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının hizmetinin geçtiği Kuruma bildirilen işvereni görünen şirketler ile davalı şirkete ait tüm ticaret sicil ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları getirtilerek, şirketlerin ortaklık ve yönetim yapıları, faaliyet konuları, adresleri ve mevcut diğer deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacının işverenleri arasındaki ilişkinin niteliği, ne tür bir bağın olduğu, birlikte istihdam, organik bağ olgularının bulunup bulunmadığı kesinleştirilmeli ve neticesine göre ise hizmet süresi davacı ile birlikte çalışan tanık beyanları gözetilerek ,her bir çalışma dönemi için ileri sürülen iddia ve savunmalar dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilerek alacak talepleri hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, yazılı şekilde dosya kapsamına göre ikinci kez gerekçe oluşturulmaksızın, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
9. Hukuk Dairesi 2021/11189 E. , 2021/15378 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
BİRLEŞEN DAVA : ... 16. İŞ MAH. 2020/112 ESAS SAYILI DOSYASI
...
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi asıl dosyada taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, asıl dosyada davacının davalı işyerinde 10.05.2005-20.01.2010 ve 01.03.2010-25.10.2013 iki farklı dönemde uluslararası tır sürücüsü olarak çalıştığı, aylık asgari ücret artı sefer başı harcırah aldığı, Almanya için 425 EURO, Hollanda, Belçika ve Fransa için 450 EURO sefer ücreti aldığı ve ayda ortalama 1,5 sefer yaptığı, 2010 yılı Mart ayında Romanya’da yaptığı maddi hasarlı kazadan dolayı hasar bedeli sigorta şirketinden karşılandığı halde sefer ücretlerinden 3.000,00 TL kesildiği, seferlere rastlayan tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı ücreti ödenmediği, çalışması boyunca yıllık izinleri kullanmadığı ancak izin defterinde kullandırıldı diye imza alındığı, asgari ücret üzerinden sigorta yattığı, ilk çalışma dönemi emeklilik nedeniyle feshettiği, davalının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve 2 aylık asgari ücret alacağına karşılık bankadan 5.250,00 TL ödediği, ancak ödeme kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretini karşıladığı, çünkü bu alacaklar gerçek ücret üzerinden değil asgari ücret üzerinden hesaplandığı, ikinci dönem ilk dönemden kalan bakiye kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları ödenmemesi, ulusal bayram ücretleri ödenmemesi ve gerçek ücret üzerinden sigorta primi yatırılmaması nedenleri ile feshettiği, davalı olumsuz referans olacağı iş bulamayacağı tehditi ile istifa dilekçesi aldığı, işe girişte 5.000 EURO teminat senedi ödenmediği iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; 4.000,00. TL bakiye kıdem tazminatı, 3.000,00 TL kıdem tazminatı, 2.000,00. TL yıllık izin ücreti alacağı, 2.500,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile 5.000,00 TL EURO bedelli teminat senedinin iadesini davalı ... Kombi Transport ve Lojistik A.Ş.'den talep etmiştir.
Davacı vekili (bozma sonrası) birleşen davada, davacının davalı ... XP Soğuk Zincir Lojistik A.Ş. (eski unvanı ... Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş. ) ve ... Beynelmilel Nakliyat ve Tic. A.Ş.'de 10/05/2005-20/01/2010 ve 01/03/2010-30/10/2012 tarihleri arasında iki farklı dönemde uluslararası tır şoförü olarak çalıştığını, her iki şirket arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, aylık ücretini sefer başına harcırah olarak aldığını, davacının ilk çalışma dönemine ilişkin 6.026,72 TL kıdem tazminatı, ikinci çalışma dönemine ilişkin 7.931,45 TL kıdem tazminatı ve 4.702,26 TL yıllık izin ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazını belirttiği, davacı müvekkil firmada hiçbir zaman çalışmadığından husumet yönünden reddi gerektiği, davacı ... Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş. ve ... Beynelmilel Nakliyat ve Tic. A.Ş. firmalarında değişik dönemlerde çalıştığı ve iki dönemde istifa ettiği, ... Beynelmilel Nakliyat ve Tic. A.Ş. Nakl. Tic. A.Ş. firmasında 10.05.2005-20.01.2010 devresi çalıştığı ve kendi isteğiyle kanuni haklarım alarak ayrıldığı el yazısıyla düzenlediği istifa ve ibranemeden görüleceği, haketmediği halde 3.403,73 TL kıdem tazminatını, kullanmadığı 56 günlük yıllık izin ücreti ile 01-20.01.2010 arasındaki ücreti de ödendiği, ... Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş. Taş. ve Tic. A.Ş. firmasında ise 02.03.2010-30.10.2012 devresinde çalıştığı istifa ve ibraname düzenleyerek kendi isteğiyle ayrıldığı, kullanmadığı 3 günük izin hakkı ile 2012/10. Ay ücreti ödendiği, ibranameler çekince konmaksızın davacı tarafından imzalandtğı ve alacak kalemleri tek tek belirtildiği, davacı ... Beynelmilel Nakliyat ve Tic. A.Ş. ve ... Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş. firmalarında asgari ücretle çalıştığı banka kayıtlan ihtirazı kayıtları ihtirazi kayıt içermeyen imzalı bordrolarda gürüleceği, şoförlere ödenen bedeller aylık kazanca ek değil iş avansı niteliğinde olup benzin, otopark, otel ihtiyaçlarını karşılamak için verilen yol avansları olduğu, gidilen ülkeyle yol şartların göre değiştiği, avanslardan kalanlar sefer dönüşü iade edildiği, yurtdışına çıkılmadığında yol harcırahları ödenmediği, sefer primlerinin davacının iddia ettiği gibi 425-450 EURO olmadığı, 2012 yılında dahi 150-400 EURO arasında değiştiği, her şoför yurtdışına ayda 1 sefer yaptığı, yurt dışı seferi yaklaşık 20 gün sürdüğü ve dönüşlerinde l hafta aileleri ile geçirdiği düşünüldüğünde 1,5 sefer yapması fiilen mümkün olmadığı, sefer sayısı için pasaport kayıtlarının celbi gerektiği, tüm yıllık izinlerini kullandığı kullanmadığı izin ücretleri kendisine ödendiği, ... Beynelmilel Nakliyat ve Tic. A.Ş. firmasında kullanmadığı 56 gün, ... Uluslararası Taşımacılık ve Ticaret A.Ş. firmasında kullanmadığı 3 gün izin ücreti ödendiği, diğer izinleri kullandığı izin belgelerinden anlaşılacağı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığı iki firmayı da işçilik alacakları konusunda ibra ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı, tarafların temyizi üzerine, Dairemizin 05.11.2019 tarih 2015/17677 esas ve 2019/19135 karar sayılı kararı ile “Somut uyuşmazlıkta; davalı vekili husumet itirazında bulunarak, davacının müvekkili nezdinde hiçbir zaman çalışmadığını savunmuştur. Dosyaya celbedilen sigortalı hizmet cetveli incelendiğinde de davalı şirketçe, davacı adına herhangi bir çalışma bildirilmediği saptanmıştır.
Mahkemece; husumet itirazına ilişkin hiçbir gerekçe oluşturulmaksızın, hüküm altına alınan işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu tutulduğu anlaşılmıştır. Anayasa ve Yasa'nın aradığı anlamda bir gerekçe içermeyen kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Ayrıca; mahkemece, davacının iş akdini haklı olarak feshettiği gerekçesi ile kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde; davacının, ilk dönem çalışmasının emeklilik nedeni ile sona erdiğini, 2. dönem çalışmasının ise kendisinin haklı feshi ile son bulduğunu ileri sürmesine karşın; davalı şirketçe, davacının dava dışı şirketlerdeki 2 dönem çalışmasının da istifa ile son bulduğu savunulmuş olup, bu hususta bir takım belgeler sunulmuştur.
Mahkemece; davalının husumet itirazının yerinde görülmemesi halinde, her bir çalışma dönemi için ileri sürülen iddia ve savunmalar dikkate alınarak ve sunulan deliller de bir değerlendirmeye tabi tutularak, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı da (her bir çalışma dönemi için ayrı ayrı) gerekçeleri ile birlikte ortaya konulmalıdır.
2- Kabule göre de;
a) Sefer primlerinin Türk Lirası karşılıklarının efektif satış kuru yerine, efektif alış kuru üzerinden hesaplanması da hatalıdır.
b) Genel tatil ücreti alacağı hesabında da; davacının, yurda giriş ve çıkış kayıtlarına göre sefere denk gelen 46 gün çalışması bulunduğunun ek bilirkişi raporunda tespit edilmesine karşın, mahkemece kök rapora itibar edilerek alacağın hüküm altına alınması da isabetsizdir.”denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanan kanıtlara göre ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de bozmadan sonra birleşen dosyaya ilişkin karar verilmemiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar, asıl dosyada taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece bozma sonrası verilen gerekçeli kararda da davacının dava dilekçesi ile davalı tarafın savunması özetlendikten sonra “Kabul ve Gerekçe" ” başlığı altında dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek hüküm kurulduğu belirtilmiş davalı tarafın savunmasının davacının şirketlerinin işçisi olmadığı iddiası üzerine kurulmasına ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre de davacının davalı şirket nezdinde hizmeti görülmemesine karşın, davacının işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu tutulmasının kabul edilme nedenlerine dair mahkemece oluşturulan bir gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının hizmetinin geçtiği Kuruma bildirilen işvereni görünen şirketler ile davalı şirkete ait tüm ticaret sicil ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları getirtilerek, şirketlerin ortaklık ve yönetim yapıları, faaliyet konuları, adresleri ve mevcut diğer deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacının işverenleri arasındaki ilişkinin niteliği, ne tür bir bağın olduğu, birlikte istihdam, organik bağ olgularının bulunup bulunmadığı kesinleştirilmeli ve neticesine göre ise hizmet süresi davacı ile birlikte çalışan tanık beyanları gözetilerek ,her bir çalışma dönemi için ileri sürülen iddia ve savunmalar dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilerek alacak talepleri hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, yazılı şekilde dosya kapsamına göre ikinci kez gerekçe oluşturulmaksızın, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece asıl dosya hakkında karar verilmiş ise de, bu dosya ile birleşen ... 16. İş Mahkemesi'nin 2020/112 esas sayılı dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da hatalıdır.
Mahkemece birleşen dava hakkında karar verilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi