Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan satış dava konusu taşınmazdan küçük yüzölçümlü olan bir taşınmazın paydaşlar arası hisse satışı olduğu gibi, satışın yakın akrabalar arasında gerçekleştiği de anlaşıldığından, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
5. Hukuk Dairesi 2022/8059 E. , 2022/16274 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davacı idare ve davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-)Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan satış dava konusu taşınmazdan küçük yüzölçümlü olan bir taşınmazın paydaşlar arası hisse satışı olduğu gibi, satışın yakın akrabalar arasında gerçekleştiği de anlaşıldığından, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazların, imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-) Mahkemece verilen ilk karar, davacı idare ile davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleşmiştir.
Bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden ilk kararda tespit edilen bedel davacı idare lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalının payı hesaplanarak bu miktarın bloke ettirilip adı geçene ödenmesine ve ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden bozmadan önceki bedele göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden tüm davalıların payını kapsar şekilde karar verilmesi,
3-)Tapu maliklerinden ...oğlu ... davalı olmadığı halde, gerekçesi açıklanmadan onun payını da kapsayacak şekilde hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi;
4-)Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli, 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16.07.2020 tarihli, 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun’la değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Davacı idare ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare ve davalı ...'dan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.