YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Taşınmazın tapusunun orman arazisi içinde kaldığı gerekçesi ile iptali halinde, tazminat talep edilebileceği hk

Karar

5. Hukuk Dairesi         2022/8028 E.  ,  2022/15981 K.

 

"İçtihat Metni"

 

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

 

İLK DERECE

 

MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

- K A R A R -

 

Dava, mülkiyeti davacılara ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

 

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekilince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.

 

Aşağıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin esastan ret kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/478 Esas, 2018/140 Karar sayılı kararının incelenmesinde;

 

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Sakarya İli, Arifiye İlçesi, Arifiye Mahallesi 5102 parsel (yeni 601 ada 4 parsel) sayılı 2.500,00 m² yüzölçümlü taşınmaza davacıların 06.01.2014 tarihinde miras yoluyla intikal suretiyle malik oldukları, tapu kaydına 02.10.2015 tarihinde orman sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu, eldeki davanın 16.08.2016 tarihinde açıldığı ve taşınmazın tamamının fiilen orman sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.

 

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

 

Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.

 

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal olarak incelenen Hanlıköy Mahallesi 136 ada 3 parsel sayılı taşınmaz farklı mahallede olduğu ve dava konusu taşınmaza göre büyük yüzölçümlü olduğu gibi; dava konusu taşınmaz ile emsal olarak esas alınan taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmaz daha değerli olduğu halde, dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde değer tespit edildiğinden, alınan rapor inandırıcı değildir.

 

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

 

Doğru görülmemiştir.

 

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/478 Esas, 2018/140 Karar sayılı hükmünün HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 261 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor