Eldeki dosyada, davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. madde uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının da yarısının eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/4451
Karar Numarası: 2022/9887
Karar Tarihi: 27.06.2022
Mahkemece, bozma sonrası ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. Y. Z. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 29.09.2020 günlü bozma ilamında; “Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; Sivas Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 27.01.2020 tarihli yazısı kapsamında, kurum sigortalısı A. Ç.’a 04.03.2009 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına istinaden 8/199899 tahis numarası ile gelir bağlandığı, daha sonra 09.10.2012 tarihli tahsis talebine istinaden sigortalıya uzun vade sigorta kolları üzerinden 01.11.2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, aylık başlangıç tarihi itibariyle 5510 sayılı Kanunun 54. madde hükmü gereği kısa vadeli sigorta kollarından ödenmiş olarak gelirin yarıya düştüğü bu kapsamda 01.11.2010 ile 01.11.2012 tarihleri arasında, 3.623,65 TL fiili ödeme yapıldığı, 25. 583,00 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin 19.02.2020 onay tarihi itibariyle ödendiğinin belirtildiği, ancak dosyadaki mevcut gelire ilişkin hesap tablosundaki tutarların, anılan yazı ile bildirilen kayıtlar gözetildiğinde, çelişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinin ilk peşin sermaye değerli gelire uygulandığı gözetilerek, rücuen tazminat davasına konu edilmesi gereken gelirler, Kurumdan sorulmalı, itiraz halinde bilirkişi marifetiyle rücu konusu tutar belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Nitekim, bu hesaplama yapılırken sigortalıya bağlanan gelirin başlangıç tarihindeki gelir esas alınmak suretiyle ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının belirlenmesi gereği gözetilip onay tarihinin de değişmeyeceği nazara alınarak belirleme yapılmalıdır.” hususlarına işaret edilmiş olmakla, Mahkemece bozma sonrası yargılamada ibraz olunan Kurumun 21.04.2021 günlü yazısında; 04.03.2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalı A. Ç.’a, 01.11.2010-31.10.2012 tarihleri arası iş kazası gelirinin tamdan bağlandığı ve 3.623,65 TL fiili ödeme yapıldığı, daha sonra sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle, 5510 sayılı Kanun’un 54. maddesinin uygulanması sonucunda 01.11.2012 tarihinden iş kazası gelirinin yarıya düşürüldüğünü ve yarıma düşen gelirin 01.11.2012 tarihinde geçerli olmak üzere, 19.04.2021 onay tarihli, 15.106,34 TL olarak bildirildiği, Mahkemece bozma sonrası kararında, Kurumca bildirilen ilk peşin sermaye değerli gelirin, geçici iş göremezlik ödeneğinin ve iş kazasına bağlı olarak yapıldığı tespit edilen tedavi giderlerinin %70’i esas alınmak suretiyle, hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki dosyada, davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 54. madde uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının da yarısının eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Kabule göre de; Rücu davalarında faiz başlangıcı, gelirler yönünden gelir bağlama kararının Kurumun yetkili organınca onaylandığı tarih, geçici iş göremezlik ödeneği yönünden ödeme tarihi, tedavi giderleri için sarf tarihidir. Davacı Kurumun talep ettiği geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi giderleri yönünden sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.