YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Hem eşinden hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananların, istediği birini tercih edebileceği, ancak ikisini de almasının mümkün olmadığı hk.

Karar Özeti

Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri ile kurumun, davacının babası üzerinden bağladığı aylığı 01.02.2011-01.10.2016 tarihleri arası için geçersiz saydığı ile bu dönem sonrasının dava konusu olmaması da dikkate alınarak, ilgili tarih aralığında davacının çift aylık alamayacağı belirgin olup,  davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Yasa’nın 96. Maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.

Karar

YARGITAY

 

10. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/4982

 

Karar Numarası: 2022/9205

 

Karar Tarihi: 15.06.2022

 

Dava, menfi tespit ve aylıktan yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.

 

İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

 

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi B. K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

I-İSTEM:

 

Davacının 5510 sayılı Kanununun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden önce 1976 yılında vefat eden babasından dolayı 4-b kapsamında yetim aylığı, 2010 yılında vefat eden eşinden dolayı 4-c kapsamında emekli maaşı aldığını, davacının kendi çalışmalarından dolayı gelir ya da aylığının bulunmadığını, babasının bağkur emeklisi iken 1976 tarihinde vefat ettiğini, davacının babasının vefat ettiği tarihte yürürlükte olan 1479 sayılı Kanununun 4956 sıyılı Kanununun 23. maddesi ile değiştirilen 45. maddesi uyarınca hem eşinden hem babasından ölüm aylığı almaya hak kazandığını, ancak davacının 4-b kapsamında aldığı aylıkların, gelirin brüt asgari ücretten fazla olması gerekçe gösterilerek kurum tarafından kesintiye uğratıldığını, kurumun 14.11.2018 tarihli yazısı ile davacıya ödenen 19.167,15 TL aylığın yersiz ödeme olarak borç kaydedildiğinin bildirildiğini, kurumun davacının borcunu hem eşinden dolayı Emekli Sandığından aldığı aylıklardan, hem de babasından dolayı Bağ-Kur’dan yeniden bağlanan aylıklarından kesinti yapmakta olduğunu, borç tahakkuk işlemi ile herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın aylıklardan kesinti yapmasına ilişkin işlemlerin yerinde olmadığını, bu nedenle davacının babasından dolayı hak kazandığı aylıklardan tahakkuk ettirilen yersiz ödeme işlemlerinin iptali ile yersiz ödeme nedeniyle kurumdan almakta olduğu dul ve yetim aylıklarından yapılan kesintilerin iptalini ve bu kesintilerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

 

II-CEVAP:

 

Kuruma dava açılmadan önce başvuru yapılmasının dava şartı haline getirildiğini, dava dilekesinden kuruma başvuru yapılıp yapılmadığının belirsiz olduğunu, başvuru olmaması halinde davacının esasa girilmeksizin reddi gerektiğini, davaya konu işlemin davacının aylık gelirinin brüt asgari ücret tutarının üzerinde olduğunun tespiti üzerine tesis edildiğini, davacının durumuna ilişkin inceleme yapıldığını, 31.10.2018 tarih ve 308621/115 sayılı raporun hazırlandığını, raporda davacının 09.01.2010 tarihinde vefat eden eşi R. G.'dan dul aylığı aldığı, 28.03.1976 tarihinde vefat eden babası M. S.’dan yetim alığı aldığı, davacının gayrimenkul kira gelirlerinden dolayı 01.01.2017 tarihi itibari ile Gölcük Vergi Dairesi nezdinde vergi mükellefi olduğunun gözüktüğünü, davacının eşi R. G.’dan almakta olduğu ek ödeme dahil ölüm aylığı tutarlarının, inceleme dönemlerinde brüt asgari ücret tutarının üzerinde olduğunun tespit edildiği, işlemlerin tümünün usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

III-MAHKEME KARARI:

 

A-İLK DERECE MAHKEME KARARI

 

“1-Davanın kısmen kabulü ile;

 

-Davacının babasından dolayı bağlanan yetim aylığı nedeniyle davacıya yersiz ödeme tahakkuk ettirilmesi işleminin ve yeniden bağlanan yetim aylığından yapılan kesintilerin iptaline ,

 

-Davacının daha önce aldığı yetim aylıkları nedeniyle babasından bağlanan yetim  aylıklarından yapılan kesintilerin davacıya iadesine,

 

-Davacının emekli sandığı mensubu olan eşinden dolayı bağlanan dul aylığından yapılan kesinti işleminin iptali ve yapılan kesintilerin iadesine ilişkin istem yönünden davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle dava dilekçesinin reddine, " dair karar verilmiştir.

 

B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

 

Yerel mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

 

IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:

 

Davacı vekili, kesintilerin 5510 sayılı Yasa’nın 96. Maddesi uyarınca yapıldığını, bu nedenle iş mahkemelerinin görevli olduğunu, tam kabul kararı verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

Davalı vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, söz konusu kararının bozulmasını talep etmiştir.

 

V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:

 

Dosya kapsamı incelendiğinde,  09.01.2010  tarihinde yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 5434 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının, 28.03.1976 günü ölen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı bağlandığı, 31.10.2018 tarihli denetmen raporu nazarında, babadan bağlanan ölüm aylığı yönünden 01.02.2011-01.10.2016 tarihleri arası için gerçekleştirilen borç tahakkuk işleminin iptali ile yapılan kesintilerin iadesi istemli işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.

 

Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri ile kurumun, davacının babası üzerinden bağladığı aylığı 01.02.2011-01.10.2016 tarihleri arası için geçersiz saydığı ile bu dönem sonrasının dava konusu olmaması da dikkate alınarak, ilgili tarih aralığında davacının çift aylık alamayacağı belirgin olup,  davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Yasa’nın 96. Maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 

O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararı bozulmalıdır.

 

SONUÇ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/1 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 157 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor