2. Dairemizin 2021/5313 E, 2022/2258 K sayılı ilamında karşı oy gerekçesinde açıklanan ilkeler ve hukuki olgulara göre, kamu düzeni, resen araştırma ilkesi ve delil serbestisi kapsamında kalan hizmet tespitinde kesin delillerin bağlayıcılığı yoktur. İşçi(sigortalı) işveren ilişkisinde sosyal güvenlik hakkı kapsamında sigortalının ispat hukuku ilkelerine aykırı olarak yazılı delil sınırlandırılmasına tabi tutulması vazgeçilmez ve kişiye sıkıya bağlı hak olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak niteliktedir. Çalışma olgusu hukuki fiil olup, her türlü delille kanıtlanabilir. Bordro ve puantaj kayıtları senet niteliğinde olmayıp, sadece çalışılan günler için yazılı delil niteliğindedir. Çalışılmayan günler için delil niteliğinde olamaz.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/8285
Karar Numarası: 2022/12736
Karar Tarihi: 19.10.2022
No :
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup; ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce 05.03.2020 tarihli karar ile bozma kararı verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair kararın; davalı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, 01.06.2007 - 26.12.2013 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak davalı işyerinde devamlı ve kesintisiz makineden sorumlu işçi konumuyla çalıştığını belirterek; eksik bildirilen günlerinin tespitini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde davacının 27.10.2009 tarihinde işe başladığını ve iş akdinin feshedilmesine sebep olan toplu işi terk etme olayının gerçekleştiği 26.12.2013 tarihine kadar çalışmasının devam ettiğini, davacının 01.06.2007 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığına yönelik iddiasının yerinde olmadığını ve davacının 01.06.2007-27.10.2009 tarihleri arasında davalı işyerinden bildirilmeyen çalışmasının olmadığını, davacının hizmet bildirimimi işyerinin ağır ve tehlikeli işler sınıfında olması sebebiyle yasal süresi içinde derhal yapıldığını belirterek reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı ...'ın davalı ... .... ve Tic. A.Ş.'ye ait Malatya ... İl Müdürlüğünde işlem gören tekstil ürünleri imalatı iş yerinden bildirilen günlere ek olarak 2009/7. ayda 6 gün 2009/10. ayda 24 gün bildirilmeyen hizmeti bulunduğu ve bu günlerde 5510 sayılı Yasa 4/1-a kapsamında sigortasız çalıştırıldığı bildirimi yapılmayan dönemlerde o günlerin asgari ücretini aldığının tespitine, davacının 01/06/2007-31/01/2008 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa bağlamında sigortalı çalıştığına dair istemin reddine karar verilmiş olup; ... Bölge Adliye Mahkemesince , davalı ... ..A.Ş ve Kurum vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir. İş bu hükme karşı davalı ... .. A.Ş. tarafından temyize başvurulması üzerine, Dairemizin 05.03.2020 tarihli kararı ile, “… Somut olayda işbu davada verilecek karar, davacının tespit istemine konu süre içinde hizmet döküm cetvelinde adı geçen dava dışı şirketler ... AŞ. ile ... AŞ.’nin hak alanlarını ilgilendirdiğinden mahkemece, öncelikle davanın kamu düzenine ilişkin niteliği gereği HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle, adı geçen şahıslara karşı husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli, davacının ve davaya dahil edilen şirketlerin de göstereceği bütün deliller toplanmalı, gerektiğinde resen de araştırma yapılarak oluşacak kanaate göre karar verilmelidir…” şeklinde karar verilmiş olup; uyulan bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'ın davalı ... tekstil ürünleri imalat sanayi ve ticaret aş ye ait Malatya ... İl Müdürlüğünde işlem gören tekstil ürünleri imalatı iş yerinden bildirilen günlere ek olarak 2009/7 . Ayda 6 gün 2009/10. Ayda 24 gün bildirilmeyen hizmeti bulunduğu ve bu günlerde 5510 sayılı yasa 4/1 -a kapsamında sigortasız çalıştırıldığı bildirimi yapılmayan dönemlerde o günlerin asgari ücretini aldığının tespitine, davacının 01/06/2007-31/01/2008 tarihleri arasında 506 sayılı yasa bağlamında sigortalı çalıştığına dair istemin reddine dair karar verilmiştir.
Eldeki davada, davacının 2009/7. ayında 6 gün, 2009/10.ayında 24 gün süre ile çalıştığı yönünden kısmen kabule dair karar verilmiş ise de, bu dönemdeki ücret bordroları davacı tarafından imzalanmış olup, bu ücret bordrolarında, kuruma bildirilen gün kadar ücret aldığının belirtilmesi karşısında, davacıdan imzalara itirazı olup olmadığı sorulmak suretiyle, imzaya itirazı yoksa, bordroya geçerlilik tanınarak, sonuca gidilmelidir; davacı tarafından imzaya itiraz varsa, imza incelemesi yaptırılarak geçerliliği araştırılmalı, öte yandan imzanın hata, hile, ikrah gibi nedenlerle atıldığı iddiası var ise, bu husus da araştırılarak; oluşacak kanaate göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...’ın muhalefetine karşı, Başkan ... , Üyeler ... , ... ve ...‘nın oyları ve oyçokluğuyla 19.10.2022 gününde karar verildi.
(M)
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık “hizmet tespitinde bildirilen aya ilişkin ücret bordrosunun imzalı olması ve anılan ayda kuruma
30 günden az bildirilmesi halinde, aynı ayda tam süreli çalıştığını iddia eden sigortalının bordronun imzalı olması nedeni ile çalışma olgusunu eş değer yazılı belge ile kanıtlaması gerekip gerekmediği” noktasında toplanmaktadır.
2. Dairemizin 2021/5313 E, 2022/2258 K sayılı ilamında karşı oy gerekçesinde açıklanan ilkeler ve hukuki olgulara göre, kamu düzeni, resen araştırma ilkesi ve delil serbestisi kapsamında kalan hizmet tespitinde kesin delillerin bağlayıcılığı yoktur. İşçi(sigortalı) işveren ilişkisinde sosyal güvenlik hakkı kapsamında sigortalının ispat hukuku ilkelerine aykırı olarak yazılı delil sınırlandırılmasına tabi tutulması vazgeçilmez ve kişiye sıkıya bağlı hak olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak niteliktedir. Çalışma olgusu hukuki fiil olup, her türlü delille kanıtlanabilir. Bordro ve puantaj kayıtları senet niteliğinde olmayıp, sadece çalışılan günler için yazılı delil niteliğindedir. Çalışılmayan günler için delil niteliğinde olamaz.
3. Somut uyuşmazlıkta dosyaya sunulan delillere ve maddi vakıalara göre işyeri yılın her zamanında faaliyeti olan bir işyeridir. Bir kısım bordro tanıkları davacının fiilen aralıksız çalışmasını doğrulamışlardır. Fiili çalışma olgusunun imzalı bordro kaydı olan aylar içinde her türlü delille kanıtlanması kabul edilmelidir. Fiili çalışmanın varlığı halinde, senet niteliği olmayan belgelere itibar edilemez.
4. Açıklanan nedenlerle tam çalışma yapılan aylarda imzalı bordro kaydı nedeni ile tam çalışmanın kabul edilmemesi ve hukuki fiil olan çalışma olgusunun yazılı delile bağlanması görüşüne ve bu nedenle kararın bozulması kararına katılınmamıştır.