2-) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi gereğince; kira bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabilir. Ancak, bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar. Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/6552
Karar Numarası: 2019/2619
Karar Tarihi: 27.03.2019
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar, 1/4' er hisse ile malik oldukları taşınmazda, davalının, dava dışı muris ... ile aralarındaki sözlü akde göre aylık 3.300.-TL bedelle kiracı olarak oturduğunu, kira başlangıç tarihi olan 2013 yılı Kasım ayından muris ...'in vefat tarihi olan 2014 yılı Temmuz ayına kadar kira parasının adı geçene ödendiğini, bu tarihten sonra davalıdan kira sözleşmesine ilişkin bilgiler istendiği halde davalı tarafından sahte bir kontrat düzenlenerek ibraz edildiğini, davalı ile aralarında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, hisselerine karşılık ödenen aylık 450.-TL kira bedelinin emsallere göre çok düşük kaldığını belirterek aylık kira bedelinin dava tarihi itibariyle ya da mahkeme aksi kanaatte ise karar tarihi itibariyle aylık 4.000.-TL olarak tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacıların sahtelik iddiasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. Davacılar, muris ... ile davalı arasında kira ilişkisinin 2013 yılı Kasım ayında başladığını bildirmişler, dosya arasında bulunan 01.02.2014 tarihli kira sözleşmesindeki imzanın ise muris ...'a ait olmadığını ileri sürerek sahtelik iddiasında bulunmuşlardır.
6100 sayılı HMK.'nun 211. maddesinde “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca yazılı kira sözleşmesindeki imzanın davacıların murisi ...'a ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2-) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 345. maddesi gereğince; kira bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabilir. Ancak, bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar. Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.
Somut olayda; Davalının dava konusu taşınmazı kiracı olarak kullandığı hususu, uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasında kira parasının miktarına ilişkin bir uyuşmazlık bulunup mahkemeye müracaat edildiğine ve kira parasının dava yoluyla tespiti istenildiğine göre; davalı taraf artırılması istenilen veya karar verilecek miktarı ödese bile dava red edilmeyip, bu miktar hüküm altına alınarak bir tespit kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ancak, öncelikle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıç tarihi, kira tespiti talep edilen dönem ve son dönem kira bedelinin belirlenmesi gerekir. O halde Mahkemece yapılacak iş; az yukarıda belirtilen hususlar davacı taraftan sorularak, kira bedelinin tespitine ilişkin davalarda red kararı verilemeyeceği hususu gözetilip, davalının kabul edip ödediği miktardan az olmamak üzere kira bedelinin tespitine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.