YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Ev sahibinin eğitimine devam etmesinin, iş yeri ihtiyacı nedeni ile kiradaki taşınmazın tahliyesini talep etmesine engel olmadığı hk.

Karar Özeti

Somut olayda; Her ne kadar bilirkişi raporunda 1774 ada 11 parselde bulunan taşınmazın konumu ve bahçesinin bulunması sebebiyle yapılacak işe daha uygun olduğu belirtilmişse de; Dava konusu taşınmazın ise kullanım alanının aynı olduğu, ihtiyaç konusuna uygun ve aynı işin yapıldığı ve bu iş için kullanıldığı, emsal taşınmazın boş olmadığı tamamının başka bir şirkete kiralandığı anlaşılmaktadır. Davacı, malikin taşınmazlarından ihtiyaca konu işi yapmak için dava konusu taşınmazı tercih ettiği, ihtiyaçlının okuldan mezun olduğu, yüksek lisansın yapılacak işe engel olmayacağı ve ihtiyaç iddiasının tanık beyanları ile de kanıtlandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Karar

YARGITAY

 

6. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2015/8670

 

Karar Numarası: 2016/1815

 

Karar Tarihi: 09.03.2016

 

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

 

Dava işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının kiracı olarak bulunduğu taşınmaza davacının oğlunun işyeri ihtiyacının olduğunu, okulu bitirdiği zaman lokanta işletmeciliği yapmak istediğini, belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiş, davalı vekili, ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını, ihtiyaçlının halen öğrenci olduğunu, davacının kira parasını artırmak istediğini, kira bedelinin tespiti için dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan ilk yargılamada ihtiyaçlının yargılama sırasında mezun olduğu, ancak yüksek lisans öğrenimine başladığı, ayrıca kiralananla ilgili kira bedelinin tespitine yönelik dava açıldığı bu sebeple ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm dairemizce; İhtiyaçlının yüksek lisans eğitimine devam etmesi, davaya konu yeri işyeri olarak işletmesine engel olmayacağı, kiralanan tahliye edilinceye kadar kira bedelinin rayiç miktarlara yükseltilmesinin istenmesi kiralayanın yasal hakkı olduğu, davacının ihtiyaç iddiasının tanık beyanları ile de kanıtlanmış olduğu belirtilerek davalının savunması doğrultusunda, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde keşif yapılarak davalı tarafından sunulan delillerin değerlendirilmesi, davacıya ait boş olup kiralık ilanı verildiği iddia edilen taşınmazların ve davaya konu mecurun mukayesesinin yapılması taşınmazların özellikleri değerlendirilerek ihtiyacın zorunlu olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir gerekçesi ile bozulmuştur.

 

Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada; Davacıya ait olduğu belirtilen taşınmazlar karşılaştırılarak bilirkişilerce alınan raporda dava konusu yapılacak iş için 1774 ada 11 parselde bulunan bahçeli bodrum zemin ve 5 normal kattan oluşan yeni kiraya verildiği ve buna uygun tadilatlar yapıldığı belirtilen taşınmazın daha uygun olduğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporu uygun görülerek aynı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

 

Türk Borçlar Kanununun 350/1 ve 351. maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Bu iki halden birisinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. Her iki halin birlikte olması gerekmez. Tahliye tehdidinin varlığı davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. Oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir.

 

Somut olayda; Her ne kadar bilirkişi raporunda 1774 ada 11 parselde bulunan taşınmazın konumu ve bahçesinin bulunması sebebiyle yapılacak işe daha uygun olduğu belirtilmişse de; Dava konusu taşınmazın ise kullanım alanının aynı olduğu, ihtiyaç konusuna uygun ve aynı işin yapıldığı ve bu iş için kullanıldığı, emsal taşınmazın boş olmadığı tamamının başka bir şirkete kiralandığı anlaşılmaktadır.Davacı, malikin taşınmazlarından ihtiyaca konu işi yapmak için dava konusu taşınmazı tercih ettiği, ihtiyaçlının okuldan mezun olduğu, yüksek lisansın yapılacak işe engel olmayacağı ve ihtiyaç iddiasının tanık beyanları ile de kanıtlandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

 

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 122 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor