YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Bakım borcunun yerine getirilmemesinde, bakıma muhtaç kişinin de kusuru var ise, mahkemece nasıl değerlendirme yapılacağı hakkında örnek Kr.

Karar Özeti

5.6.Somut olaya gelince; (ölü) davacı ... ile davalı ...’e ilişkin boşanma davası olan Finike Aile Mahkemesinin 2019/480 Esas, 2020/321 Karar, 30.09.2020 karar tarihli ve 20.09.2021 tarihinde kesinleşen kararına göre, her iki tarafın da maddi konulardaki tutumunun evlilik birliğinin bozulmasında asıl sebep olduğu ve her iki tarafın da kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının bakım borcunu yerine getirememesinde davacının kusurunun da etkili olduğu; bakım yükümlülüğünün yerine getirilememesinin sadece davalının eylemlerinden kaynaklanmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, TBK’nın 617/son maddesi uyarınca davacı lehine irat bağlanması düşünülmeden tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi hatalıdır. Hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil isteğinin reddi ile davacı yararına kaydı hayat ile irat bağlanması, takdir edilecek iratın akde konu taşınmazın getireceği aylık gelir yönünden, davalıya sağlayacağı yarar ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutulmak suretiyle, hak ve yarar dengesi sınırları içinde kalmak koşuluyla ve davacı ...’ün yargılama sırasında ölmüş olması da gözetilerek eldeki davanın açıldığı tarih ila davacı ...’ün ölüm tarihi aralığı ile sınırlı olacak şekilde belirlenmesi ve davacılar tarafından açılan Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/52 Esas sayılı mirasçılık belgesinin iptali davasının sonucu beklenerek davacıların tespit edilecek miras payları oranında hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.

Karar

YARGITAY

 

7. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/5394

 

Karar Numarası: 2022/5786

 

Karar Tarihi: 04.10.2022

 

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01/10/2012 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesine aykırılık nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/10/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 04/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. .... Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

 

K A R A R

 

1.DAVA

 

1.1.Davacı vekili, müvekkili ... ile davalı ...’ün 2004 yılında evlendiklerini ve davalının davacıya ölünceye kadar bakması karşılığında davacıya ait olan Antalya ili, Finike ilçesi, İncirağacı Mahallesi'nde bulunan 176 ada 6 parsel 2 numaralı bağımsız bölümü davalıya tapuda 12.04.2007 tarih ve 1141 yevmiye sayılı ölünceye kadar bakım akdi nedeni ile devrettiğini, aynı zamanda davacı ... ile davalı ... arasında 07.05.2007 tarihli bir sözleme daha akdedildiğini ve bu sözleşmeye göre taraflar arasında boşanma davası açılması halinde davalının devredilen taşınmazı davacıya iade edeceğinin, etmemesi halinde de taşınmazın rayiç bedelini ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının evden ayrıldığını, davacıya bakmadığını, davacının davalıya Finike Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açtığını ve boşanma davasının derdest olduğunu belirterek davalıya devredilen Antalya ili, Finike ilçesi, İncirağacı Mahallesi'nde bulunan 176 ada 6 parsel 2 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

 

1.2.Davacı ...’ün 16.04.2015 tarihinde yargılama sırasında ölümü üzerine, mirasçılarından Kadriye Karagöz ve ... vefat eden davacı ...’ün avukatına vekalet vermek sureti ile davaya devam etmişler; ölü davacı ...’ün ölü oğlu Refik’ten olma torunu ... ise duruşmaya katılarak, davanın kabulünü istemiş; ...’ün sonraki duruşmaya katılmaması nedeniyle dosyası işlemden kaldırılarak, asıl dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

 

2.CEVAP

 

2.1.Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı kendi parasıyla satın aldığını, davacı ...’ün müvekkilini kandırarak ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile devredilmiş gibi işlem yaptırdığını, 07.05.2007 tarihli bir sözlemeyi hile ile müvekkiline imzalattığını, boşanma davasında kusurun davacı ...’de olduğunu, müvekkilinin bakım borcuna aykırı hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

3.1.İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair verdiği kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulması üzerine yargıtayın bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

4.TEMYİZ

 

4.1.Davacılar vekili, kararı temyiz etmiş; davalı vekili ise kararı, duruşma istemiyle temyiz etmiştir.

 

4.2.Temyiz Nedenleri

 

4.2.1.Davacılar vekili, boşanma davasının ve mirasçılık belgesinin iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, hükümde davalı ... üzerinde taşınmazda pay bırakılmasının nedeninin davalının haklı bulunmasından değil; mahkemece davalının miras payının gözetilmesinden kaynaklandığını, ayrıca ölü davacı ...’ün yasal mirasçılarından birinin dahi davayı takip etmesinin yeterli olduğunu, davacı mirasçı (torun) ...’ün payı yönünden de hüküm kurulması gerekirken hakkındaki dosyanın işlemden kaldırılarak davasının tefrik edilmesinin doğru olmadığını ve hakkındaki dosyanın tefrik edilmiş olmasına rağmen davacı (mirasçı) ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

 

4.2.2. Davalı ... vekili, müvekkilinin kusursuz olduğunu, boşanma davasıyla da müvekkilinin kusursuz olduğunun netleştiğini, ölünceye kadar bakım akdinin gereğinin yerine getirilememesinin ölü davacı ...’ün kusurundan kaynaklandığını, aslında dava konusu taşınmazı müvekkilinin kendi parasıyla aldığını, ...’ün hile yaparak önce kendi adına tescil ettirip sonra müvekkiline ölünceye kadar bakım akdi nedeniyle devir olarak gösterdiğini, belirtilen hususun da tanık beyanları ile ispatlandığını, ölü davacı ...’ün torunu ... yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 150 uyarınca işlem yapılarak dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğini, hükmün yanlış olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

5.YARGITAY KARARI

 

5.1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesine göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.

 

5.2.Öte yandan; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511.) maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” olarak tarif edilmiştir.

 

5.3.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu sosyal konumuna ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK'nın 617 (BK'nın 517.) maddesinde açıklanmış sözleşmeden ... ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme ... tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.

 

5.4.Ayrıca, TBK'nın 617/son (BK'nın 517/son) maddesi hükmüne göre; “Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.”

 

5.5.Uyuşmazlığın değinilen TBK'nın 617/son (BK'nın 517/son) maddesi uyarınca çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve ... olmalıdır.

 

5.6.Somut olaya gelince; (ölü) davacı ... ile davalı ...’e ilişkin boşanma davası olan Finike Aile Mahkemesinin 2019/480 Esas, 2020/321 Karar, 30.09.2020 karar tarihli ve 20.09.2021 tarihinde kesinleşen kararına göre, her iki tarafın da maddi konulardaki tutumunun evlilik birliğinin bozulmasında asıl sebep olduğu ve her iki tarafın da kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının bakım borcunu yerine getirememesinde davacının kusurunun da etkili olduğu; bakım yükümlülüğünün yerine getirilememesinin sadece davalının eylemlerinden kaynaklanmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, TBK’nın 617/son maddesi uyarınca davacı lehine irat bağlanması düşünülmeden tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi hatalıdır. Hal böyle olunca, tapu iptal ve tescil isteğinin reddi ile davacı yararına kaydı hayat ile irat bağlanması, takdir edilecek iratın akde konu taşınmazın getireceği aylık gelir yönünden, davalıya sağlayacağı yarar ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutulmak suretiyle, hak ve yarar dengesi sınırları içinde kalmak koşuluyla ve davacı ...’ün yargılama sırasında ölmüş olması da gözetilerek eldeki davanın açıldığı tarih ila davacı ...’ün ölüm tarihi aralığı ile sınırlı olacak şekilde belirlenmesi ve davacılar tarafından açılan Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/52 Esas sayılı mirasçılık belgesinin iptali davasının sonucu beklenerek davacıların tespit edilecek miras payları oranında hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 8.400,00 TL’nin davacılardan alınarak davalı ...’e verilmesine, peşin alınan harcın ilgiliye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 153 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor