YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Elbirliği halinde mülkiyete ilişkin ecrimisil davasında, (ecrimisil istenilmesi şartı olarak aranan) intifadan menin istendiği, hangi tür delille ispatlanabilir?

Karar Özeti

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

 

Hal böyle olunca; davalının kullandığı alan açısından intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte dava konusu 22 parselin tamamı gözetilerek davacıların kullandığı ya da kullanabileceği bir yer olup olmadığının tespit edilmesi; davalının iddia ettiği üzere davacılardan Şükriye ve Halil’in taşınmazda bulunan üst katı kullanıp kullanmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, kullanıyorlarsa davanın bu davalılar açısından reddedilmesi, diğer davacılar açısından ise koşulları gerçekleşmiş ise payları oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz İtirazlarının kabulüne,

Karar

 

YARGITAY

 

8. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/3420

 

Karar Numarası: 2018/13975

 

Karar Tarihi: 11.06.2018

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, müdahalenin men’i talebinin geri alınması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına; ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 

KARAR

 

Davacılar vekili, tarafların kök murislerinden kalan 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı kagir evin alt katındaki taşınmaza davalının tecavüzde bulunduğunu İleri sürerek müdahalenin men’ine, 08/06/2001 tarihinden itibaren dava tarihine kadar hesap edilecek ecrimisilin yine kademeli olarak hesap edilecek yasal faizi İle birlikte davacıların miras hisseleri oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

 

Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazda mirasçı sıfatıyla elbirliği halinde malik olması nedeni ile taşınmazı kullanmaya hakkının bulunduğuna, davacılar ... ve ...'nin aynı taşınmazın normal katını kullandıklarını, davacıların bir hakkı varsa ancak murisin vefatından sonraki bir dönem için talepte bulunabileceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece, müdahalenin men’i talebinin geri alınması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına; ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

 

Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu taşınmazda taraflar elbirliğiyle mülkiyet esaslarına göre maliklerdir. Elbirliği mülkiyetinde de paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda olduğu gibi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başma ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir.

 

Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı İşgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

 

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

 

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

 

Hal böyle olunca; davalının kullandığı alan açısından intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte dava konusu 22 parselin tamamı gözetilerek davacıların kullandığı ya da kullanabileceği bir yer olup olmadığının tespit edilmesi; davalının iddia ettiği üzere davacılardan Şükriye ve Halil’in taşınmazda bulunan üst katı kullanıp kullanmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, kullanıyorlarsa davanın bu davalılar açısından reddedilmesi, diğer davacılar açısından ise koşulları gerçekleşmiş ise payları oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz İtirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nin 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden İtibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 152 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor