YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Vergi alacağına ilişkin tasarrufun iptali davalarında, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren borcun ferileriyle hesaplanarak o oranda tasarrufun iptal edilmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

-Kabule göre de; 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış olan tasarrufun iptali davalarında dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir. 

Karar

4. Hukuk Dairesi         2022/6063 E.  ,  2022/10541 K.

 


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2018 tarih, 2015/14832 Esas ve 2018/2328 Karar sayılı bozma ilamında; "dava konusu 17/08/2010 tarihli tasarrufun yapılış tarihine kadar doğmuş vergi alacağının bilirkişi marifetiyle belirlenerek 6183 Sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29, 30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufun iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.

 

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; Kayseri İli Melikgazi ilçesi Kılıçaslan Mahallesi 2239 ada 14 parsel sayılı taşınmazda 2. Kat 8 nolu bağımsız bölümün davalı ... borçlusu Canıtez Çanta San. Tic. Ltd. Şti. ortağı ... tarafından diğer davalı ...'a satışına, davalı ... tarafından diğer davalı ...'a satışına ilişkin davacının 20/09/2013 tarihli 458.548,02-TL 'lik vergi borcuna ilişkin alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla tasarruf işleminin iptaline ve cebr-i icra yetkisinin tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Dava; 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

 

Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

 

Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.

 

Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2018 tarih, 2015/14832 Esas ve 2018/2328 Karar sayılı bozma ilamında; “6183 sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29,30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufun iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiş olmasına rağmen; mahkemece; 6183 sayılı Kanun'un 27, 28, 29, 30 ve 31 maddeleri irdelenmeden dava ön koşullarının somut olayda gerçekleştiği şeklinde davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği tartışılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.

 

2-Kabule göre de; 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış olan tasarrufun iptali davalarında dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir. Bozma ilamında; dava konusu 17/08/2010 tarihli tasarrufun yapılış tarihine kadar doğmuş vergi alacağının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiği belirtilmiş olup buna istinaden alınan bilirkişi raporunda tasarruf tarihinden önceki vergi dönemlerini kapsayan vergi borcunun 69.749,21 TL olduğu tespit edildiğinden bu miktarla sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken mahkemece bilirkişi raporunda vergi borcu yönünden yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olmadığından bahisle davacının toplam vergi alacağı üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ...'a geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 150 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor