2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiil nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının davalıların haksız eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, mahkemece verilen 04/11/2014 tarihli ilk kararda davacının manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 18.418,55 TL'nin 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, davalılar vekili tarafından anılan kararın temyiz edildiği ve Dairemizin 07/03/2016 günlü ilamı ile davaya konu eylem nedeniyle davalıların yargılandığı ceza davasının beklenerek oluşacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya konu ceza davasının akıbetinin beklenildiği, ceza davasında taksirle mala zarar verme suçunun işlenemeyeceğinden dolayı dosyamız davalılarının beraatlarına kararı verildiği, her ne kadar ceza muhakemesinde taksirle mala zarar verme suçu işlenemeyecek olsa da haksız fiile dayalı sorumluluk hukukuna göre herkesin zararı meydana getiren fiilden kusuru oranında sorumlu olacağı, tarafların arasındaki çekişmenin uzun zamandır devam ettiği, bu nedenle davalıların davacıya ait su borularının yerini bilmeleri gerektiği, bu nedenle davalıların kusurunun mahkemece %70 olarak kabul edildiği, her ne kadar 18.418,55 TL maddi zarar hesaplanmış olsa da %70 kusura denk gelen miktarın 12.893,15 TL olduğu, bu nedenle %30 oranında indirim yapıldığı,
4. Hukuk Dairesi 2021/25219 E. , 2022/10591 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairemizin 07/03/2016 gün 2015/4229 Esas- 2016/2984 Karar sayılı ilamında; “Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden, davalılar hakkında... Asliye Ceza Mahkemesinde 2012/356 esas sayılı dosya ile “iştirak halinde mala zarar vermek” suçundan kamu davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nin 74. maddesi (818 sayılı BK 53) uyarınca ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de mahkumiyet kararları ve somut olayın özelliği itibariyle maddi olgunun ve davalıların sorumluluğunun tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz etmektedir. Sonucu beklenerek oluşacak duruma göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile; 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 12.893,15 TL (%30 kusur indirimiyle) maddi tazminatın olay tarihi olan 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiil nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının davalıların haksız eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, mahkemece verilen 04/11/2014 tarihli ilk kararda davacının manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 18.418,55 TL'nin 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, davalılar vekili tarafından anılan kararın temyiz edildiği ve Dairemizin 07/03/2016 günlü ilamı ile davaya konu eylem nedeniyle davalıların yargılandığı ceza davasının beklenerek oluşacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya konu ceza davasının akıbetinin beklenildiği, ceza davasında taksirle mala zarar verme suçunun işlenemeyeceğinden dolayı dosyamız davalılarının beraatlarına kararı verildiği, her ne kadar ceza muhakemesinde taksirle mala zarar verme suçu işlenemeyecek olsa da haksız fiile dayalı sorumluluk hukukuna göre herkesin zararı meydana getiren fiilden kusuru oranında sorumlu olacağı, tarafların arasındaki çekişmenin uzun zamandır devam ettiği, bu nedenle davalıların davacıya ait su borularının yerini bilmeleri gerektiği, bu nedenle davalıların kusurunun mahkemece %70 olarak kabul edildiği, her ne kadar 18.418,55 TL maddi zarar hesaplanmış olsa da %70 kusura denk gelen miktarın 12.893,15 TL olduğu, bu nedenle %30 oranında indirim yapıldığı, tarafların maddi durumu ve davacının dava konusu borular nedeniyle davalılarla sürekli çekişme yaşamak zorunda kalması nedeniyle yaşadığı huzursuzluk, kaygı ve elem nedeniyle 1.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 12.893,15 TL (%30 kusur indirimiyle) maddi tazminatın olay tarihi olan 29/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtayca bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir.
Şu durumda; mahkemece verilen manevi tazminat davasının reddine, maddi tazminat davasının kabulüne ilişkin ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediği, anılan kararın yalnızca davalılar tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay tarafından bozma yapılmış olduğu, ilk kararda reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmasına göre, Yargıtay bozma ilamından sonra davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile davacı lehine 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.