YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Tanığın farklı tarihlerdeki beyanları arasında çelişki bulunması halinde, bu beyanlar esas alınarak hüküm kurulamayacağı hk.

Karar Özeti

 2.2. Davacının 09/01/2020 tarihli duruşmada alınan beyanı ile mahkemenin hükme esas aldığı tanık ...'in beyanı birbiri ile çelişmekle birlikte, tanık ...'in beyanından bakım borçlusu davalının, bakım alacaklısı davacıyı evden kovduğu, eve geri almadığı, anahtar ve telefonunu alıkoyduğuna şahit olduğu hususları anlaşılmamaktadır. Mahkemece, yeterli kanıt içermeyen davacı tanığı beyanını esas alınarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Karar

 

 

 

YARGITAY

 

7. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/5369

 

Karar Numarası: 2022/5971

 

Karar Tarihi: 17.10.2022

 

İLK DERECE

 

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/10/2018 tarihinde verilen dilekçeyle ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/06/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

 

KARAR

 

I. DAVA:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin torunu olan davalı ile 19/07/2018 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi yaptığını ve buna istinaden Çorum ili, İskilip ilçesinde bulunan 244 ada 556 parselde bulunan bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazı torununa devrettiğini, davalının verdiği sözü tutmadığını, taşınmazın davalıya devrinden sonra davalının müvekkili ile ilgilenmediğini, evden kovduğunu, müvekkilin yaşlı olduğu ve dava dışı kızı Hacer'in yanına yerleştiğini belirterek, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının doğru olmadığını, bakım borcunun yerine getirildiğini, 30 yıldır müvekkili ile davacının birlikte yaşadığını, davacının baskı altında bu davayı açtığını, davacının Ankara'da bulunan çocuklarının dava konusu taşınmazın devri sebebiyle müvekkili tehdit ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

 

İlk Derece Mahkemesi; tanık anlatımlarından da sabit olduğu üzere davalının davacıya karşı bakıp gözetme edimini yerine getirmeyerek davacıya yönelik tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, evin anahtarına ve davacıya ait cep telefonuna el koyduğu, davacının eve gitmesini engelleyerek parka gitmesini sağladığı, davacının müşterek haneden ayrıldığı gün davacının kızı tarafından aranarak parkta bulunduğu yönündeki tanık ...'in beyanları ile davacının 09/01/2020 tarihli duruşmada alınan beyanlarının çelişkisiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı olarak davalı adına devredilen taşınmazın, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.

 

IV. İSTİNAF:

 

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

B.İstinaf Nedenleri

 

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, müvekkilinin dayandığı tanık beyanlarının tamamen görgüye dayalı olduğunu, davacı tanık beyanlarının ise tamamının duyuma dayalı olduğunu, çelişkili olan davacı tanıklarının anlatımına itibar edilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

C. Hüküm

 

Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1.maddesi gereği esastan reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ:

 

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz nedenleri

 

Yargılama aşmasında dinlenen davacı tanıklarının Ankara'da yaşadığını ve olayları bilmediklerini, davacının iddialarının darp raporu, hastane kayıtları ve benzeri somut delillerle ispatlayamadığını, davacının duruşmada alınan beyanı ile hükme esas alınan tanık ...'in beyanlarının uyumlu olmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

C. Gerekçe

 

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Dava ölünceye kadar bakım sözlemesinden kaynaklanmakta olup; bakım yükümlülüğünün davalı tarafından yerine getirilmediği iddiasıyla açılmış akdin feshi talebi ve davalı adına akit ile devredilen taşınmaz payına ait kaydın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.

 

2. İlgili Hukuk

 

2.1.Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.

 

2.2.Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı)

 

2.3.Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

 

2.4.Bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshini isteme ..., bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan, bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması bu davada dinlenemez.

 

2.5.T.BK'nın 617. maddesinde, sözleşmeden ... ödevlere aykırılık nedeniyle ilişki çekilmez olmuşsa ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi feshetme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme ... tanınmıştır. O halde yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.

 

2.6. HMK'nın 19. maddesi gereği ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlı hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine TMK'nın 6. maddesi gereği kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür.

 

2. Değerlendirme

 

2.1.Somut olaya gelince; yargılama aşamasında talimatla dinlenen davacı tanığı ... davacının kendisinin teyzesi olduğunu, davacının kızının evinde oturdukları birgün davacıdan telefon geldiğini, davacının kendisine ait olmayan bir telefondan arama yaptığını ve kızına kendisini İskilip'den almasını söylediğini, aynı gün davacının kızı, damadı, torunu ve kendisinin İskilip'e gittiklerini, davacıyı parkta tek başına otururken bulduklarını, davacının kendisine ait anahtar ve telefonunun davalı tarafından alındığının söylediğini, bunun üzerine kızının davacıyı alarak Ankara'ya getirdiğini, beyan etmiştir. 09.01.2020 tarihli duruşmada ise davacı; davalının evden ayrılmadan önce kendisine karşı şiddet uyguladığını, ortak evden ayrıldığı gün bankada satış işlemleri ile ilgili bir takım işler yaptıklarını, bankadaki işler bitince davalının kendisini eve götürmediğini ve parka gitmesi için buyruk verdiğini, parka gittiğinde Ankara'da ikamet eden kızının kendisini aramak için geldiğini, davalının uyguladığı şiddeti gören komşularının kızına haber verdiğini, beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu beyanlara karşılık davalı tanıkları da davalının davacıya karşı bakım görevini yerine getirdiğini beyan etmişlerdir.

 

2.2. Davacının 09/01/2020 tarihli duruşmada alınan beyanı ile mahkemenin hükme esas aldığı tanık ...'in beyanı birbiri ile çelişmekle birlikte, tanık ...'in beyanından bakım borçlusu davalının, bakım alacaklısı davacıyı evden kovduğu, eve geri almadığı, anahtar ve telefonunu alıkoyduğuna şahit olduğu hususları anlaşılmamaktadır. Mahkemece, yeterli kanıt içermeyen davacı tanığı beyanını esas alınarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

 

VI. SONUÇ:

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 145 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor