Bölge Adliye Mahkemesi’nce, açılan hakem kararının iptali davasında mahkemenin HMK’nın 439. maddesinin ikinci fıkrasında 9 bend halinde sıralanan iptal sebepleri ile bağlı olduğu, tahkim yargılaması sonucunda verilen karara karşı hakime başvurulabilecek ve hakimin müdahalesini gerektiren hallerin tek tek sayıldığı ve sınırlılık ilkesinin söz konusu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmelerde, sözleşme konusu uyuşmazlıklarla ilgili tahkim şartı kararlaştırıldığı, davacının iptal nedeni olarak hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olmasına dayandığı ve icra dosyalarının incelenmemesinin bunun dayanağını oluşturduğunu ileri sürdüğü, ancak çoğunluk hakem heyetinin sözleşmenin yorumunda davacı gibi değerlendirme yapmadığı, tüm icra takiplerinin kapatılmasının sözleşme hükmü uyarınca 1 yıllık süreye tabi tutulduğunu, bu nedenle de cezai şart talep koşullarının doğmayacağı sonucuna vardığı, bu anlamda hukuki dinlenilme hakkının ihlalinin varlığından sözedilemeyeceği, davacının ileri sürdüğü icra dosyalarının da hakem heyetince değerlendirildiğinin anlaşıldığı, söz konusu yoruma yönelik iptal isteminin ise HMK'nin 439 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal şartlarına uygun düşmediği, hakem kararına konu uyuşmazlığın Türk Hukuku’na göre tahkime elverişli olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen tahkim şartı kapsamında bulunduğu, hakem heyetince tahkim anlaşması dışındaki bir konuda karar verilmediği, tahkim yargılaması sürecinde ve nihai kararda yetki aşımının söz konusu bulunmadığı ve kararın kamu düzenine aykırı olmadığı, davacı tarafça ileri sürülen iptal nedenlerinin hakem kararının esasına ilişkin olup, hakem kararlarının esasının iptal davasında incelenemeyeceği gerekçesiyle hakem kararının iptali davasının reddine karar verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2021/8290 E. , 2022/5100 K.
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ (İLK DERECE MAHKEMESİ
TOBB Tahkim Divanı Hakem Heyetince verilen 09.07.2020 günlü kararın iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonucunda davanın reddine ilişkin verilen 15.06.2021 gün ve 2021/1-2021/1 sayılı karar, yasal sürede davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin selefi durumundaki şirketlerden Fimar Mermer Maden sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 30/03/2015 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşme akdedildiğini, söz konusu sözleşme gereğince 5 adet maden sahasının davalı tarafından devralınacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının başvurusunun reddedildiğini, aynı şirket grubuna dahil Fimtek Mermer Madencilik İnşaat Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’ne aynı şartlarla 06/07/2017 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşme ile söz konusu maden ocaklarının devrinin kararlaştırıldığını, davacının amacının tahsil edeceği satış bedelleri ile borçlarını ödemek ve satış dışında kalan 31 adet ruhsatlı maden sahasında madencilik faaliyetine devam etmek olduğunu, ancak Fimtek Mermer Madencilik İnşaat Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’nin de uzun süre geçmesine rağmen devir işlemlerini tamamlayamadığını, bu nedenle davacıya ait ruhsatlar üzerine haciz işlemi uygulandığını, davalının haciz konulmuş dosyalardaki alacakların temlik alınması işlemlerini geciktirdiğini, bununüzerine davalıya davacı tarfaından gönderilen ihtarname ile devir kapsamında olmayan ruhsatlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması ve bakiye kalan alacakların ödenmesinin ihtar edildiğini, bunun üzerine davacı ile davalı arasından 30/03/2015 ve 06/07/2017 tarihli ruhsatların devrine ilişkin düzenlenen sözleşmelere ek olarak sözleşmelerdeki yükümlülüklerin yerine getirilmesini belirli bir süreye ve cezai şarta bağlayan 05/11/2018 tarihli “Protokol”ün akdedildiğini, sözleşmenin Yükümlülükler başlıklı
3. maddesinin, davacının devir için vekaletname ve istenen evrakları teslim etmesinden itibaren 15 gün içinde FİMAR ve FİMTEK'in temlik almış olduğu icra dosyalarından protokoldeki listede yer alanların kapatılması için her türlü masraf ve harcı FİMAR ve FİMTEK'e ait olmak üzere talepte bulunacağı, bu miktarın yaklaşık toplam haciz bedelinin %70'i civarında olduğu, listede belirtilen haciz dosyalarının kapatılacağının hükme bağlandığını, ayrıca Ankara 26. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13750 ve 2018/1203 sayılı dosyalarının devir işlemi tamamlanıncaya kadar açık tutulması, diğer dosyaların kapatılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 4. maddesi ile yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde 12.000.000,00 TL cezai şartın davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede hacizlerin kaldırılması ve dosyanın kapatılması için öngörülen sürenin 15 gün olduğunu, ancak davalı tarafca süresinde dosyalar kapatılmadığından ve hacizler kaldırılmadığından 12.000.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı (hakem davasında-davalı) vekili, taraflar arasında 30/05/2015 tarihinde "Protokol" başlıklı sözleşme, davacı ile Fimtek Mermer Madencilik İnşaat Ticaret Sanayi Ltd. Şti. arasında 06/07/2017 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşme ve 05/11/2018 tarihli protokollere ek "Ek Protokol" başlıklı sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmenin ifası için gerekli çabayı gösterdiğini, sözleşmenin akdedildiği tarihte davacının geçmişten gelen borçları nedeni ile zor durumda olduğunu, ruhsatları üzerinde alacaklıları tarafından çok sayıda haciz şerhi tesis edildiğini, müvekkillerinin iyiniyetiyle davacının borçlu olduğu icra takiplerindeki alacakları temlik aldığını, ruhsat devir bedelinden mahsup edildiğini, müvekkillerinin taraflar arasında akdedilen protokollerdeki yükümlülüklerini süresinde yerine getirdiğini, cezai şart koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Hakem yargılaması sonucunda davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama ve HMK’nın hakem kararlarının iptaline ilişkin 439. maddesi hükmü gözetildiğinde, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.