YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Tebligatın şekli itibariyle usulsüz olmasının, hak arama hürriyetine aykırılık teşkil edeceği hk

Karar Özeti

1- Dava, taşımacılık sözleşmesinden kaynaklı rucuen alacak istemine ilişkin olup, ilk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davalı ... vekil ile davacı vekili tarafından istinaf etmeleri üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusundan feragat etmesi ve davalı ... vekilinin süresinde istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Ancak davalılardan ...’ne dosya üzerinde yapılan incelemede, dava dilekçesi de dahil olmak üzere tüm tebliğlerin mevzuat gereği uygulanması gereken tebligat silsilesi uygulanmaksızın, dava dilekçesinde belirtilen adresten iade geldikten sonra doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı görülmüştür. Dolayısıyla, davalı ... yapılan tebligat mevcut uygulama şekli itibariyle usulsüzdür.

 

T.C. Anayasasının "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesi "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmünü içermektedir.

 

Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese TK'nun 21/1. maddesine ya da koşullarının yerine getirilmesi halinde aynı Kanunun 35/4. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir.

 

TK'nun 35. maddesine göre davalı şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir.

 

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur.

 

Öte yandan Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır

 

Bu durumda, usulsüz tebligat nedeniyle yargılama, davalı şirketin yokluğunda sonuçlandırılmış olup, davalının Anayasa ile güvence altına alınmış olan savunma hakkı (AY.md. 36) kısıtlanmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı davalı ... vekilinin vermiş olduğu istinaf dilekçesinin süresinde yapıldığı kabul edilip istinaf incelemesinde bulunması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile iki haftalık istinaf süresi geçtmesi nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Karar

 

 

11. Hukuk Dairesi         2021/2105 E.  ,  2022/6100 K.

 

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.11.2018 tarih ve 2015/141 E. - 2018/713 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin süreden reddine-feragat nedeniyle reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.10.2020 tarih ve 2019/1767 E. - 2020/1218 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

 

Davacı vekili, davacının davalı... Tur... Ltd. Şti. ile 30/03/2010 tarihli taşımacılık sözleşmesini akdettiklerini, sözleşmenin yedinci maddesine göre, her hangi bir kaza durumunda meydana gelecek zararın karşılanmasından araçların istihdamı ve sigortalanmasından, taşımacı olan... Tur... Ltd. Şti'nin sorumlu olduğunu, 25/05/2010 tarihinde bu davalının taşıyıcısı olduğu 41 DP 006 plakalı araçta ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada ölen Mustafa Günel mirasçılarının açtıkları maddi ve manevi tazminat davasında davacının davalı... Tur... Ltd. Şti. ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu tutulduğunu, davalının kazadan sonra kendisine yöneltilecek tazminat taleplerinden kaçmak amacıyla tüm mal varlığını paravan şirket olan diğer davalı Prestij Tur ... Ltd. Şti.'ne devrettiğini, bu iki şirketin ortaklarının birinci dereceden akraba olduklarını, devrin muvazaalı olduğunu, yine Prestij Tur ... Ltd. Şti.'nin tüm mal varlığını üçüncü derece akrabalık bağlantısı bulunan Mehmet ve Pakize Kıraç'ın ortak oldukları Kıraç Tur... Ltd. Şti.'ne devrettiğini, TBK'nın 202/2 maddesi uyarınca davalı şirketi devralan ve aralarında organik bağ bulunan Kıraç Tur. ... Ltd. Şti.'nin de tüm borçlardan sorumlu olduğunu, yapılan devirlerin alacaklıları zarara sokmak için muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, 1.186.907,63 TL tutarındaki alacak davasının kabulünü talep ve dava etmiştir.

 

Davalı ... Tur... Ltd. Şti vekili, Prestij Tur ... Ltd. Şti. tarafından müvekkiline yapılan devir işlemlerinin muvazaalı olmadığını, kaldı ki dava dilekçesinde belirtilen araçların muvazaalı olarak devralındığı var sayılsa bile bunun tasarrufun iptali davasına konu bir husus olduğunu, tasarrufun iptali davası açılmaksızın asılsız iddialarla eldeki davanın açılamayacağını, mahkemece ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş ise de; İİK'nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Antalya 2. İş Mahkemesi'nin 28/07/2015 tarih 2010/404 Esas 2015/327 Karar sayılı ilamının henüz kesinleşmediği, alacaklılar Özlem Günel, Sare Özge Günel tarafından Antalya 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/9321 Esas sayılı takip dosyasında başlatılan ilamlı takipte alacaklılara henüz bir ödeme yapılmadığı, ilam borçlusu davacı tarafından İİK 36. maddesi gereğince tehiri icra talepli olarak dosyaya teminat mektubu ibraz edildiği, alacaklının teminat mektubunun ibrazı ile tatmin edilmiş sayılmasının bu anlamda mümkün olmadığı, zira rücu hakkının alacaklının tatmin edildiği anda ortaya çıkan bir hak olduğu, buna göre dava tarihi itibari ile rücu hakkı doğmayan davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

 

Karar, davacı vekili ile davalı Prestij Tur...Ltd. Şti. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.

 

İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İlk Derece Mahkemesi kararı aleyhine yasal süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, 30/06/2019 tarihli dilekçe ile davacı vekili istinaf başvurusundan feragat ettiği, vekaletnamede kanun yolundan feragat yetkisinin bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 349/2 maddesince feragat sebebi ile reddi gerektiği, davalı Prestij Tur ... Ltd. Şti. vekilinin istinaf istemi yönünden,mahkemenin gerekçeli kararı Prestij Tur ... Ltd. Şti temsilcisi ...'a adı geçenin mahkemeye sunduğu 09/11/2015 tarihli dilekçede bildirdiği Güzelyurt mah. Serik cad. no 50/1 Çalkaya Aksu Antalya adresine tebliğe çıkartılmş olup, alıcının adres bırakmadan ayrıldığından bahisle bila tebliğ iade edilmesi üzerine adı geçen davalı şirketin adresine TK'nun 35. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılmış olduğu, 04/05/2019 tarihinde tebliğ işlemi tamamlandığı, bu durumda adı geçen davalı şirkete çıkan tebligatın usulsüz olduğundan söz edilemeyeceği, mahkeme kararının 04/05/2019 tarihinde tebliğ alan davalı Prestij Tur ... Ltd. Şti.'ne vekaleten vekaletname sunan Av. ..., iki haftalık istinaf süresi geçtikten sonra, 04/08/2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu, 6100 sayılı HMK'nın 352/1-c maddesi gereğince yasal süresi içerisinde yapılmayan istinaf başvurusunun usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 349/2 maddesi gereğince feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.

 

Karar, davalı Prestij Tur... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1- Dava, taşımacılık sözleşmesinden kaynaklı rucuen alacak istemine ilişkin olup, ilk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davalı ... vekil ile davacı vekili tarafından istinaf etmeleri üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusundan feragat etmesi ve davalı ... vekilinin süresinde istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Ancak davalılardan ...’ne dosya üzerinde yapılan incelemede, dava dilekçesi de dahil olmak üzere tüm tebliğlerin mevzuat gereği uygulanması gereken tebligat silsilesi uygulanmaksızın, dava dilekçesinde belirtilen adresten iade geldikten sonra doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı görülmüştür. Dolayısıyla, davalı ... yapılan tebligat mevcut uygulama şekli itibariyle usulsüzdür.

 

T.C. Anayasasının "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesi "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmünü içermektedir.

 

Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese TK'nun 21/1. maddesine ya da koşullarının yerine getirilmesi halinde aynı Kanunun 35/4. maddesine göre tebligatın yapılması gerekir.

 

TK'nun 35. maddesine göre davalı şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir.

 

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur.

 

Öte yandan Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır

 

Bu durumda, usulsüz tebligat nedeniyle yargılama, davalı şirketin yokluğunda sonuçlandırılmış olup, davalının Anayasa ile güvence altına alınmış olan savunma hakkı (AY.md. 36) kısıtlanmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı davalı ... vekilinin vermiş olduğu istinaf dilekçesinin süresinde yapıldığı kabul edilip istinaf incelemesinde bulunması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile iki haftalık istinaf süresi geçtmesi nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

 

2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

 

SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Prestij Tur Turz. Taş. Seyahat Acentası Petrol Ürün. İnş. Tic. Ltd. Şti.'ye iadesine, 20/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 206 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor