İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalının ticaret unvanının ayırıcı unsurunun KAR ENERJİ ibaresinden oluştuğu, davacının reddedilen markası da KARENERJİ sözcüğünden oluştuğu, her iki tanıtım işaretinin aynı olduğu, davacının marka tescil başvurusunun 39. sınıftaki "elektrik dağıtım hizmetleri" ile 40. sınıftaki "enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri" için reddedildiği, davalının sicilde tescilli iştigal mevzuunun ise elektrik üretimi ve dağıtımı biçiminde belirlendiği, TTK'nın 41. maddesi uyarınca her tacir ve bu arada davalı ticari işletmesine müteallik muameleleri ticaret unvanı ile yapmaya ve işletmesi ile ilgili senet ve sair evrakı bu unvan altında imzalamaya mecburdur. Tescil olunan ticaret unvanını ticari işletmesinin giriş cephesinin herkes tarafından kolaylıkla görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazması da mecburidir. anılan hüküm uyarınca unvanının kullanımı hem ticaret unvanı, hem işletme adı ve hem de tescilsiz marka olarak kullanıma tekabül ettiği, davacının tescil ettirdiği markasının kapsamında bulunan hizmetlerin bir ticari işletme faaliyeti çerçevesinde sunulacağı, davacının KAR ENERJİ ibaresiyle anılan hizmetleri sunması hâlinde normal düzeyde bilgilendirilmiş, makûl ölçüde dikkatli, ticaret unvanı ile markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan, daha önce gördüğü, duyduğu ve yararlandığı davalı ticaret unvanı ile sunulan hizmetlerden istifade etmiş ortalama düzeydeki yararlanıcıların, davacı markası ile sunulan hizmetlerin varlığını öğrendiklerinde, davalı işletme ile bunları irtibatlandırmasının kaçınılmaz olduğu, bunun sonucu olarak davalı işletme ile ilgili edindikleri olumlu imaj ve çağrışımların etkisiyle davacı işletmenin anılan marka ile sunduğu hizmetlerden yararlanma yoluna gidebileceği,
11. Hukuk Dairesi 2021/1318 E. , 2022/6172 K.
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.03.2018 tarih ve 2017/283 E- 2018/131 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.11.2020 tarih ve 2019/597 E- 2020/972 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin TPMK nezdinde ‘‘KARENERJİ’’ ibareli markanın tescili için başvurada bulunduğunu, başvuruya davalılardan Kar Enerji Sistemleri Madencilik Tarım San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından itiraz edildiğini Markalar Dairesi Başkanlığı'nca itiraz haklı bulunmayarak reddine karar verildiğini, davalının karara karşı YDİK nezdinde itirazda bulunduğunu, itirazın kısmen kabul edildiğini, müvekkilinin ‘‘KAR’’ esas unsurlu seri markalarının TPMK nezdinde 2003 yılından bu yana tescilli olduğunu, başvuru konusu KARENERJİ markasının da seri marka niteliğinde olduğunu ileri sürerek YİDK'nın 2017-M-4926 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, reddine karar verilen ‘‘KARENERJİ’’ ibareli marka başvurusunun müvekkilinin ticaret unvanı olan ‘‘KAR ENERJİ’’ ibaresinin aynısı olduğunu, iltibasa neden olacak marka başvurusu karşısında müvekkilinin ticaret unvanının korunması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur
Bölge Adliye Mahkemesince davalının dava konusu marka tescil başvurusunun ilanına itiraz dilekçesinde hem önceye dayalı kullanım hakkına hem de ticaret unvanına dayandığı, dolayısıyla mahkemece hem 556 sayılı KHK'nın 8/3 ve hem de 8/5. maddelerine dayalı olarak davalının itirazının incelenmesinde bir isabetsizliğin olmadığı, davalının 02.02.2010 tarihinde tescil edilen ana sözleşmesine göre genel olarak "her türlü enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi, dağıtımı, satışı, ithalatı, ihracatı, mühendislik hizmetleri" iştigal alanı ile uğraştığı, davalının anılan hizmet sınıfında önceye dayalı markasal kullanımını da ispatladığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.