1-Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacı şirket yetkilileri yönünden imza incelemesi yapıldığı ve taraflar arasındaki ceza soruşturmaları yönünden daimi arama kararı verildiği anlaşılmakla, imza incelemesi sonucuna göre karar verildiği görülmüştür. Ancak davacılar vekili, dava dilekçesinin “Açıklamalar” başlığı altındaki ilk paragrafında, keşideci şirket yetkilisinin ağabeyi tarafından dava konusu çeki “...Bütün Ev Aletleri Ltd. Şti.ne cirolu 3282525 seri nolu çeki..” kaybettikleri beyanında bulunmuştur. Öte yandan davacı keşideci şirket tarafından her ne kadar çekin tamamen boş olarak kaybedildiği iddiasıyla çekin iptali istemiyle dava açılmış olsa da Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/713 esas ve 2010/717 karar sayılı ve 16.12.2010 tarihli ilamında, tamamen boş olarak kaybedilen çekin kıymetli evrak statüsünde olmadığından, koşulları oluşmayan davanın reddine karar verildiği, mezkur çek iptali davasında diğer davacı lehtarın taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, davacılar vekilinin dava dilekçesindeki, dava konusu çekin lehtar şirket bakımından cirolandığı beyanı ile dosya kapsamındaki diğer delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme sonucu sadece imza incelemesi araştırmasına göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2021/2925 E. , 2022/5165 K.
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.10.2020 tarih ve 2016/348 E. - 2020/390 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili ... Dayanıklı Tüketim Malları Halı Mobilya Tekstil Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından diğer müvekkili adına düzenlenen çekin boş olarak kaybolduğunu, çeki davalının bankaya ibraz ettiğini, çekteki imza ve yazıların müvekkillerine ait olmadığını belirterek, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı ...'nün yanında çalıştığını, davacıların çeki kira sözleşmesi gereği dava dışı ...'ye verdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, çek üzerindeki davacı şirket yetkililerine atfen atılan imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığının tespit edildiğinden davacıların davalıya borçlu olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, dava konusu çekteki yazı ve imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmaması nedeniyle borçlu olmadıklarına tespit istemine ilişkindir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerde davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak imza incelemesi yaptırılmış ve ceza soruşturması yönünden daimi arama kararı verilmesi de dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dava konusu çekteki gerek keşideci, gerekse de lehtar cirantaya atfen atılan imzaların davacılar yetkililerine ait olmadığının anlaşılması, tüm aşamalarda davacı keşidecinin çeki boş olarak kaybettiğini ifade etmesi karşısında, çekte lehtar isminin yer alması ve dilekçede ciro tabirinin kullanılmasının çekin imzalı olarak lehtara verildiğini ifade etmeyeceği kanaatinde olduğumdan, yerel mahkeme kararının onanması gerektiğini düşünmekteyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.