YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Muvazaalı olarak hisselerini devrettiği iddia edilen şirketin davada taraf olması gerektiği hk.

Karar Özeti

Aridian’ın hayatın olağan akışına aykırı, kötü niyetli ve muvazaalı olarak birlikte hareket ettiklerine dair ciddi ve haklı itiraz ve iddiaları hususu dikkate alınmaksızın, üçüncü kişiler arasındaki muvazaanın her türlü delille ispat edilebileceği, delil yetersizliği sebebiyle verilen beraat kararlarının hukuk mahkemelerini bağlamayacağı, kaldı ki İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kararda da olayın hukuki ihtilaf olduğu ve değerlendirmenin hukuk mahkemeleri tarafından yapılması gerektiğinin ifade edildiği gözden kaçırılarak, iyi niyetin sonuca etkisi tartışılmaksızın, genel mahkemeler açısından bağlayıcılığı olmayan icra hakimliği ilamına istinaden davalı şirketlerin hisse senetlerini iktisapta iyi niyetli sonraki müktesip oldukları kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmediği gibi, dava Belport A.Ş.'ye ait hisselerin davacı şirkete aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olması, Phibros'un eylemlerinin dava konusu ve bu hususta verilecek kararın Phibros'u da ilgilendirmesi sebebiyle, Phibros yönünden hisseleri devrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de isabetli görülmemiş ve asıl davada verilen hükmün bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Karar

 

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2020/7482

Karar Numarası: 2022/4328

Karar Tarihi: 01.06.2022

 

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.12.2017 tarih ve 2012/154 E- 2017/1118 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.09.2019 tarih ve 2018/846 E- 2019/1221 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan asıl davada davacı-birleşen davada davacı vekili Av. ... ile davalı ... İşl.A.Ş. vekili Av. ... ve Av...., Phibros vekili Av. ..., T&L Holding AG vekili Av. ..., Adrian Limited vekili Av. ... ve birleşen davada davalı ... vekili Av. Muhammet Afşin Gayretli dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

 

Asıl davada davacılar vekili, davalı ... ve Depoculuk A.Ş.’nin %95 oranındaki A Grubu hisselerinin 2006 yılı Aralık ayında Lüksemburg’da kurulmuş müvekkili Belport Holdings SARL’a devredildiğini, Belport Holdings SARL’ın ortaklarının ise %50’şer hisse ...Corporation ve Belport Development Ltd.’ye (BDL) ait olduğunu, davacı ... Holdings SARL’ın yönetim kurulunun ikisi Chimichanga, ikisi BDL tarafından atanan kişilerden oluştuğunu, Chimichanga’nın alacaklı olduğu iddiasıyla Belport Holdings SARL aleyhine takip başlattığını, takip talebinde davacının Lüksemburg adresi yerine İstanbul’da bir adres gösterildiğini, ödeme emrinin ...tarafından atanan yönetim kurulu üyesine tebliğ edildiğini, bu kişinin de takipten BDL’nin atadığı yöneticilere haber vermeyip takibi kesinleştirdiğini, böylece davalı ... ve Depoculuk A.Ş.’deki Belport Holdings SARL hisselerinin satışa çıkarıldığını, satışın düşük tirajlı bir gazetede ilanından hemen sonra yapılan ihale sonucu 500.000.000 USD değerindeki Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş. hisselerinin 19.000 İsviçre Frangı sermayeli bir İsviçre şirketi olan davalı Phibros Immobilien Und Treuhand tarafından satın alındığını, Phibros’un 22.02.2010 tarihinde %56 oranındaki hissesini liman işletmeciliğinde deneyimsiz, 100.000 İsviçre Frangı sermayeli tabela şirketi hüviyetindeki davalı T&L Holding AG’ye muvazaalı sattığını, müvekkilinin tüm bu işlemleri 01.04.2010 da Chimichanga’nın gönderdiği mektupla öğrendiğini, icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonucunda tebligatın usulsüzlüğünün tespit edildiğini, Phibros’un hisseleri satın aldığı ihalenin feshine ilişkin kararın kesinleştiğini, Phibros’un elinde kalan 70.000.000 hissesinin 60.000.000 adedini bu kez geçmişi, ticari faaliyeti, finansal hareketi, çalışanı olmayan, tabela şirketi davalı Aridian Limited isimli Rus şirketine devrettiğini beyan ettiğini, icra hukuk mahkemesinin borçlunun ödeme emrini 01.04.2010 tarihinde tebliğ ettiğine dair tespit hükmünün geçmişe etkili olarak sonuç doğuracağını, bu tarihten önce yapılan tüm icra işlemlerinin kesin hükümsüzlüğünün/ yok hükmünde olduğunun da tespiti anlamına geldiğini, Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.’nin sermayesinin %95’ini oluşturan 169.460.996 adet hissenin Phibros’a ihalesiyle sonuçlanan takip dosyaları üzerinden yürütülen icra işlemlerinin hukuka aykırı ve kesin hükümsüz sayılacağını, bu hisselerin halen Belport mülkiyetinde olduğunu, bu yönüyle 01.04.2010 tarihinden önce gerçekleştirilen tüm haciz, kıymet taktiri, ihale gibi icra işlemlerinin kesin hükümsüz hale geldiğini, 23.06.2011 tarihli muhafaza işlemleri kapsamında ilmuhaberlerin asıllarının bulunduğunu, Belport Holdings SARL’a ait ilmuhaberlerin teslim alındığı yönünde pay defteri ve yönetim kurulu karar defterine şerh düşüldüğünü, yine ilmuhaberlerin arkasına icra müdürlüğünce Belport’a aidiyetine dair şerh verildiğini, muhafaza altına alınan ilmuhaberlerden haczi aşan miktardaki ilmuhaberlerin gerçek maliki olan Belport’a 24.06.2011 tarihinde iade edildiğini, bu ilmuhaberlerin Belport elinde bulunup Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş. hisselerini temsil edip geçerli olduklarını, bunların iptal edilip yerine hisse çıkarıldığı iddiasının kötüniyetli olup Belport Holdings SARL’ın hisselerine ulaşmasını engellemeyi amaçladığını, davalı Phibros’un hiçbir zaman Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.’nin hissedarı olamadığını, sahip olmadığı bir hakkı devredemeyeceğini, dolayısıyla T&L ve Aridian’ın da hisseleri iktisap edemeyeceğini, dava konusu hisselerin nama yazılı olduklarını, Phibros’un hisselerin yeni sahibi olarak pay defterine kayıt için yönetim kuruluna bildirim yapmadığını, pay defterine kayıt için gereken şartların yerine getirilmediğini, Phibros’tan hisseleri devralan T&L ve Aridan’ın iyiniyetli olmadıklarını, iktisaplarının bu yönden de korunamayacağını, ilmuhaberler iptal ve imha edilmeden yeni hisse senedinin çıkarılamayacağını, icra müdürlüğünün muhafaza altına aldığı ilmuhaberlerde iptale dair bir kaydın bulunmadığını ileri sürerek Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.’nin %95’ine tekabül eden 169.460.996 TL’ye karşılık gelen 169.460.996 adet hissenin mülkiyetinin Belport Holdings SARL’a aidiyetinin tespitini, 2009/41355 ve 2009/41351 Esas sayılı icra dosyalarından İİK’nın 40. maddesine kıyasen muhafaza altına alınan Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.’nin %95 hissesine tekabül eden ve arkalarında Belport’a ait olduğuna dair icra müdürlüğünce ciro yerine kaim olmak üzere kayıt düşülen muvakkat ilmuhaberlerin geçerli olduğunun, mülkiyetinin Belport Holdings SARL’a aidiyetinin tespitini, bu yöndeki kaydın geçerli ve şirket ile 3. kişiler yönünden bağlayıcılığının tespitini, tedbiren şirket yönetiminin yönetim kayyımı heyetine tevdiini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı ... ve Depoculuk A.Ş. vekili, müvekkilinin 23.06.2011 tarihinden önce muvakkat ilmuhaberlere karşı hisse senetlerini çıkartıp sahiplerine teslim ettiğini, icra müdürlüğünce icranın iadesi kapsamında muhafaza altına alınan bu muvakkat ilmuhaberin ve yeni hisse senedi çıkarıldığından icra müdürlüğünün 23.06.2011 tarihinde müvekkili pay defterine düştüğü kaydın bir geçerliliğinin kalmadığını, ihalelerin feshine rağmen ihale sonucu satılmış hisselerin Belport’a dönmediğini, çünkü Phibros’un iyiniyetli olduğunu, ihaleye fesat karıştırmadığını, dolayısıyla ondan hisse alan T&L ve Aridian’ın da iyi niyetli olduğunu, Belport’un halen icra dosyasına borcunun devam ettiğini, davacı ...’in aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, İİK’nın 40/son maddesinde 3. kişilerin kazandıkları haklara halel gelmeyeceğinin düzenlendiğini, cebri icra yoluyla hisse devrinde icra müdürlüğünün yazısının yeterli olduğunu, devralanın bir bildirim yükümüne tabi tutulmadığını, Phibros’un yasaya ve ana sözleşmeye uygun olarak edindiği hisselerin %56’sını 22.02.2020 tarihinde T&L’ye, %34’ünü 30.03.2011 tarihinde Aridian’a bir tedbir kararı da yokken devrettiğini, tedbir kararının 05.04.2011 tarihinde verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

 

Davalı Phibros Immobilen und Treuhand Gmbh vekili, davacı ...’in davada hukuki yararının bulunmadığını, davacı şirket adına sunulan vekaletnamenin geçersiz olduğunu, davacının %50 hissesine sahip Chimichanga’nın alacağına istinaden 2009/41351 ve 2009/41353 E sayılı dosyalar üzerinden davacı aleyhine takip başlattığını, Belport Holdings SARL’ın Belde Liman İş. A.Ş.’deki 169.460.996 adet muvakkat ilmuhaberin haczedildiğini, ihale sonucu ilmuhaberlerin müvekkilince alındığını, ihalenin kesinleşmesi ile icra müdürlüğünce cirolanıp teslim edildiğini, liman projesinin daha kısa sürede tamamlanması için girilen ortak arayışı sonucunda T&L Holding ile anlaşıldığını, %56,5 hissenin bu şirkete satıldığını, atıl liman inşaatına yeniden başlandığını, 22.02.2010 devir tarihi itibariyle bir takyidat bulunmadığını, ardından %33,5 hissesinin de davalı Aridian’a satıldığını, devir tarihi 30.03.2011 itibariyle de bir takyidat konulmadığını, 15.06.2011 tarihinde Belde Liman İşl. A.Ş.’nin muvakkat ilmuhaberler yerine hisse senedi bastırdığını, 23.06.2011 tarihli hukuksuz muhafaza altına alınan ve hükümsüz işbu ilmuhaberlere dayanılarak hisselere sahip olunduğu iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, ilmuhaberlerin hükümsüzlüğünün kesinleşen İHM kararları ile sabit hale geldiğini, ilmuhaberlerin davacıdan geri alınmasına dair İHM kararlarının da kesinleştiğini, ihalenin feshinde müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

Davalı T&L Holding AG vekili, davacı ...’in davada hukuki yararının bulunmadığını, davacı şirket adına sunulan vekaletnamenin geçersiz olduğunu, 23.06.2011 tarihli icra müdürlüğü işlemlerinin İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin kararları ile iptal edildiğini, artık müvekkilin iktibasının tartışılamayacağını, müvekkilinin dava konusu hisseleri Phibros’tan TTK ve ana sözleşmeye uygun aldığını, muvakkat ilmuhaberlerin geçersizliğinin kesinleşen icra hukuk mahkemesi kararları ile belirlendiğini, 23.06.2011 tarihli muhafaza işlemi ile ele geçen hükümsüz muvakkat ilmuhaberlerin davadan önce icra müdürlüğünce Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.’ye iade edildiğini, bu işlemin uygunluğuna dair verilen verilen kararların onandığını, sonuçta davacının dayandığı 23.06.2011 tarihli icra müdürlüğü işleminden önce hisse senetlerinin çıkartılıp hak sahibi ortaklara teslim edildiğinin ve muvakkat ilmuhaberlerin hükümsüzlüğünün belirlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

 

Davalı Aridian Limited vekili, davacı ...’in davada hukuki yararının bulunmadığını, davacı şirket adına sunulan vekaletnamenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin hisseleri emin sıfatıyla zilyet Phibros’tan iyiniyetle devraldığı 30.03.2011 tarihinde üzerine takyidat konulmadığını, devrin TTK ve ana sözleşmeye uygun gerçekleştirildiğini, davacıların halen borca itiraz etmediklerini, muvakkat ilmuhaberlerin geçersizliğinin mahkeme kararı ile belirlendiğini, davacının halen muvakkat ilmuhaberlere dayanarak ortak olduğunu iddia edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

 

Birleşen davada davacı vekili, İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün (Eski Şişli 6. İcra Müdürlüğü) 2009/41355 Esas ve 2009/41351 Esas sayılı dosyalarında yapılan takip sonucu Belde Liman A.Ş.'ye ait hisselerin ihale yoluyla Phibros şirketine satıldığı, Phibros’un da bu hisselerin 60.000.000 adedinin Aridian Limited'e, 96.460.996 adedinin T&L Holdings AG'ye satıldığını, kalan 10.000.000 adet hissenin ise yine muvazaalı biçimde haczedilip Chimichanga'nın alacağını temlik alan davalı tarafından 31.10.2013 tarihinde satın alındığını, davalının Chimichanga'nın alacağını temlik almasının hukuka aykırı olduğunu, zira Chimichanga’nın alacağını sözleşmenin diğer tarafı olan Belport Holdings SARL’dan izin almadan temlik edemeyeceğinin düzenlendiğini ileri sürerek davalının ihale ile aldığı Belde Liman İşletmeleri ve Depoculuk A.Ş.'ye ait hisselerin müvekkiline aidiyetinin ve davalının elinde bulunan hisse senetlerinin hükümsüzlüğünün tespitini talep ve dava etmiştir.

 

Birleşen davada davalı vekili, Chimichanga’dan alacaklı olan müvekkilinin 31.10.2013 tarihinde 10.000.000 adet hisseyi yapılan icra ihalesi ile satın aldığını, ihalenin feshi davasının reddedildiğini, müvekkilinin mülkiyetinin 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen onama kararı ile 02.07.2014 tarihinde kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

 

İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra hukuk mahkemelerince 06.01.2010 ve 07.01.2010 tarihli ihalelerin feshine karar verildiği, yine Belport SARL'ye ödeme emrinin 01.04.2010 tarihinde tebliğ edildiğinin hüküm altına alındığı, bu kararlar ile Phibros'un alıcısı olduğu ihalelerin iptal edildiğinin sabit olduğu, böylelikle Phibros'un alıcısı olduğu ihalenin iptali sonucu elinde kalan 10.000.000 adet hissenin davacı ... Holdings Sarl'ye döndüğü, ancak bu şirket aleyhine 10.05.2011 tarihinde ikinci haciz işleminin yapıldığı, 31.10.2013 tarihli ihale ile bu (10.000.000 adet) hisselerin ...'e satıldığı, böylece davalı Phibros şirketinde karar tarihi itibariyle davaya konu Belde Liman A.Ş.’ye ait şirket hissesinin kalmadığı, bu sebeple Phibros yönünden davanın esastan reddi gerektiği, davalı T&L Holdings AG ve Aridian Limited şirketlerinin edindikleri Belde A.Ş. hisseleri yönünden yapılan incelemede ise; ihalenin feshi kararının kesinleşmesi üzerine hisselerin tekrar Belde A.Ş.'ye iadesi işlemleri sırasında icra müdürlüğü tarafından hisse senetlerine el koyma işlemi aleyhine şikayet yoluna başvurulması sonucu davanın reddine dair kararın temyizi üzerine Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin bozma ilamında “Her ne kadar ihalenin feshi konusunda ihale alıcısı Phibros'u etkilese de hisseleri ihale alıcısından satın alan 3. kişi T&L Holdings'in kazandığı mülkiyet hakkını etkileyemez, ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 01.04.2010 tarihinden önce yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılması, ihale bedelini ödeyip malı teslim alan alıcıdan söz konusu hisseleri satın alan iyi niyetli üçüncü kişilerin kazanımlarını etkilemez, bu durumda icra müdürünün mülkiyet hakkına müdahale eder şekilde satışı yapılan ve T&L Holding'e devredilen hisse senetlerinin de borçluya (Belport SARL) ait olduğuna ilişkin kararın iptal edilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile istemin reddi hüküm tesisi isabetsiz olup” şeklinde hüküm verildiği, bozma ilamında açıklandığı üzere ihale alıcısı Phibros’un emin sıfatıyla zilyet, davalı T&L Holdings AG ve Aridian Limited de emin sıfatıyla zilyetten hisseleri satın alan iyi niyetli üçüncü kişi oldukları, T&L Holdings AG'nin satın alma tarihi olan 22.02.2010 ve Aridian Ltd.'nin satın alma tarihi olan 30.03.2011 tarihlerinde dava konusu Belde Liman...AŞ hisselerinin devir edilmemesi konusunda uygulanan ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı, ağır ceza mahkemesi dosyasında davalı şirketlerin yöneticileri hakkında beraat kararı verildiği, ceza dava dosyasında tespit edilen maddi vakıalarla mahkemenin bağlı olduğu, davalıların kötü niyetli olmadıkları verilen ve onanan beraat kararı ile sabit hale geldiği, iyi niyetli olmaları nedeniyle bu edinimlerinin korunması gerekeceği, Elitus'un 2. defa yapılan 31.10.2013 tarihli ihaleye katılarak Belde Liman A.Ş.'ye ait 10.000.000 adet hisseyi satın aldığı, ihalenin feshini gerektirecek neden bulunmadığı, davacının ...ile yaptığı alacağın temliki sözleşmesinin hukuka aykırı olmadığı, icra hukuk mahkemesi kararı ile tespit edilip kesin hüküm haline gelen maddi vakıalarla mahkemenin bağlı olduğu, davacının iddialarının sabit görülmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

 

Asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

 

Kararı, asıl ve birleşen davanın davacıları vekili temyiz etmiştir.

 

1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince birleşen davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından birleşen dava yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

2- Asıl dava, davalı ... ve Depoculuk A.Ş. hisselerinin davacı şirkete ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

 

Davacılar vekili dava dilekçesi ve beyanlarında; müvekkili şirketin dava dışı ortağı Chimichanga’nın şirketten olan alacağı için Şişli 6. İcra Müdürlüğünün 2009/41351 E. ve 2009/41355 E. sayılı dosyaları üzerinden başlattığı icra takibinde ödeme emrinin müvekkili şirketin Lüksemburg’daki adresi yerine, şirkete alacaklı ...tarafından yönetim kurulu üyesi olarak atanan ...’e usulsüz şekilde tebliğ ettirildiği ve bu kişi tarafından takibin şirketten gizlenmesi suretiyle itiraza uğramaksızın takip kesinleştirilerek, şirketin tek malvarlığı olan davalı ...Ş.’deki %95 oranındaki hisselerinin haczedildiğini, 500 Milyon ABD doları değerinde limanı olan şirketteki hisse değerinin üç gün içerisinde kıymet takdirinin yapıldığını, kıymet takdir raporunun ise bu defa ...tarafından şirkete atanan diğer yönetim kurulu üyesi ...tarafından usulsüz olarak tebliğ alınması ve yine müvekkili şirketten gizlenerek itiraza uğramaması sağlanarak, 5 - 6 Ocak 2010 tarihinde düşük tirajlı bir gazetede satışın ilanı yapıldığını, ilandan yalnızca birer gün sonra 6 ve 7 Ocak 2010 tarihlerinde yapılan ihale ile hisselerin davalı 19.000 İsviçre Frank sermayeli, türü itibariyle ortaklık yapısı gizli (treuhand) Phibros GMBH’ye satıldığını, ihale alıcısının da bu hisselerin %56’sını (çoğunluğunu) çok kısa bir süre sonra 22.02.2010 tarihinde liman işletmesi konusunda hiçbir deneyimi ve tecrübesi bulunmayan 100.000 İsviçre Frank’ı sermayeli davalı T&L Holding AG’ye, %33,5 oranındaki hisselerini ise 30.03.2011 tarihinde hiçbir finansal hareketi, ticari faaliyeti ve çalışanı bulunmayan Aridian Ltd’ye devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu, Şişli 4. İcra Mahkemesince ihalenin feshine karar verildiğini bu kararın Yargıtay 12. HD tarafından onanarak kesinleştiğini, bu defa Phibros tarafından ihale sonucu edinilen hisselerin İcra Müdürlüğü tarafından İİK m. 40 uyarınca yeniden müvekkili Belport’a iadesine karar verildiğini, böylelikle haciz, kıymet takdiri, muhafaza, ihale gibi tüm işlemlerin geçmişe etkili olarak hükümsüz hale geldiğini, tebligatın müvekkiline 01.04.2010 tarihinde yapılmış sayıldığını, davacıya ait Belport hisselerinin yeniden iadesini sağlamak üzere İcra Müdürlüğünce yapılan 23.06.2011 tarihli muhafaza işlemi sırasında usulsüz ihale ile Phibros’a, ondan da diğer davalılara geçen Belde A.Ş.'ye ait ilmuhaberlerin ...yöneticilerinin kullandığı odadaki kilitli dolapta ele geçirilerek müvekkiline iadesinin sağlandığını, bu esnada Phibros, T & L ve Aridian şirketleri yetkilileri tarafından, beyaza imza şeklinde ıslak imza ile atılmış Belde AŞ hisselerinin devrini öngören ancak devir bedeli içermeyen boş devir/ciro belgeleri ile ihtiyaç anında kullanılmak üzere hazırlanmış yönetim kurulu kararlarının ele geçirildiğini, ancak davalıların bu ilmühaberleri etkisiz kılmak için, ilmuhaberlerin iptaline ve hisse senedi bastırılmasına ilişkin yönetim kurulu kararı almaksızın panik halinde geçmiş tarihte basılmış gibi hisse senetleri bastırdıklarını, tüm bu usulsüz işlemler nedeniyle davalı şirket yetkilileri ile hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde nitelikli dolandırıcılık ve özel evrakta sahtecilik suçundan kamu davası açıldığını, Phibros’un hiçbir şekilde Belde AŞ hisselerinin maliki olmadığının ve yapılan devirlerin yok hükmünde olduğunun mahkeme kararıyla kesinleştiğini, kendisi malik olmayan ve TMK m. 988 uyarınca emin sıfatıyla zilyet olmayan Phibros’un, tabela şirketi olan T&L ve Aridian’a yaptığı devirlerin de hükümsüz olduğunu, hisselerin hak sahibinin rızası ve iradesi dışında elinden çıkması nedeniyle bu hisselere iyi niyetle dahi malik olunamayacağını, kaldı ki tüm davalıların el ve işbirliği içerisinde kötü niyetle hareket ettiklerini, son derece kompleks bir liman işletmesi yatırımının hisselerinin hiçbir hukuki ve mali inceleme çalışması (due diligence) yapılmadan devralınmasının ticari teamüllere aykırılık taşıdığını, hisse devir işlemlerinin davacı şirketin hukuka aykırı şekilde kaybettiği hisselerine kavuşmasını engellemeyi amaçladığını, devirden 4 gün önce T&L’nin imza yetkilisinin değiştirildiğini, Phibros ve T & L’in iki ay içerisinde üç genel kurul toplantısı yaptığını, bunun son ikisinin üç gün arayla yaptığını, yine alacaklının sahibinin eşi tarafından kullanıldığına dair deliller olan odada bulunan evraklar gözetildiğinde bu devir işlemlerin birlikte planlandığının, sürecin birlikte yürütüldüğünün, davalıların alıcı ile birlikte hareket ettiğinin ortaya çıktığını ileri sürmüş ve Belde A.Ş.’nin %95’ine tekabül eden hisselerin davacı ...’a aidiyetinin ve muvakkat ilmühaberlerin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Mahkemece, davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de, ihalenin feshi kararıyla Phibros’un hiçbir şekilde davaya konu hisse senetlerine malik ve iyi niyetli zilyet olmadığının kesinleştiği, her ne kadar Belde A.Ş.’deki %95 hissenin davacı şirkete aidiyeti yönünde Belde A.Ş.’nin pay defterine şerh düşülmesine dair İcra Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan Yargıtay 12. HD’nin 2012/31033 E. – 2013/1417 K. Sayılı ilamında, Phibros’tan hisse devir alan T&L ve Aridian’ın iyi niyetli kişi olduklarına dair tespitlere yer verilmiş ise de, kural olarak icra hukuk mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olduğu, verilen kararların sadece icra işlemleri açısından sonuç doğuracağı, İİK dışında genel kanunlar yönünden yapılan takdir ve değerlendirmeleri ile verdikleri kararların genel mahkemeler yönünden hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığı, ihalenin feshi kararlarının kesinleşmesiyle birlikte davalı Phibros’un iyi niyetli zilyet ve malik sayılmasının mümkün olmadığı, Phibros’un sonradan iptal olunan ihale ile ele geçirdiği 500 Milyon USD değerinde liman işletmesi olduğu ileri sürülen Belde A.Ş. hisselerinin %56’sını T&L’e, %33’ünü Aridian’a çok kısa sürede devrettiği, anılan şirketlerin geçmişte hiçbir liman işletmesi tecrübesi, yeterli personeli bulunmayan ve oldukça düşük sermayeli şirketler olduğu, devir öncesinde ticari teamüllere aykırı şekilde hiçbir hukuki ve iktisadi inceleme (due diligence) raporu alınmadığı, hisse alım satımına ilişkin para trafiğine rastlanmadığı, ihalenin feshi kararı sonrası icra müdürlüğü tarafından yapılan muhafaza işlemi sırasında şirketin yeni hissedarlarına ait ıslak imzalı Belde A.Ş.'ye ait liman tesislerine ait yirmialtı dönüm taşınmazın 5 milyon TL'ye satılmasına dair yönetim kurulu karar taslağı ile beyaza imza şeklinde Belde A.Ş.’nin hisselerinin devrine dair T&L yönetim kurulu başkanına ait ıslak imzalı çok sayıda devir tarihi ve bedel içermeyen, alıcı kısmı boş ciro belgelerinin ele geçirildiği gibi, davalılar Phibros, T&L ve Aridian’ın hayatın olağan akışına aykırı, kötü niyetli ve muvazaalı olarak birlikte hareket ettiklerine dair ciddi ve haklı itiraz ve iddiaları hususu dikkate alınmaksızın, üçüncü kişiler arasındaki muvazaanın her türlü delille ispat edilebileceği, delil yetersizliği sebebiyle verilen beraat kararlarının hukuk mahkemelerini bağlamayacağı, kaldı ki İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kararda da olayın hukuki ihtilaf olduğu ve değerlendirmenin hukuk mahkemeleri tarafından yapılması gerektiğinin ifade edildiği gözden kaçırılarak, iyi niyetin sonuca etkisi tartışılmaksızın, genel mahkemeler açısından bağlayıcılığı olmayan icra hakimliği ilamına istinaden davalı şirketlerin hisse senetlerini iktisapta iyi niyetli sonraki müktesip oldukları kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmediği gibi, dava Belport A.Ş.'ye ait hisselerin davacı şirkete aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olması, Phibros'un eylemlerinin dava konusu ve bu hususta verilecek kararın Phibros'u da ilgilendirmesi sebebiyle, Phibros yönünden hisseleri devrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de isabetli görülmemiş ve asıl davada verilen hükmün bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen davada davalı lehine, asıl davada davacı lehine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davanın davacılarından alınmasına, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 354 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor