Ağır Ceza mahkemesi dosyası ve mevcut dosya kapsamından icra takiplerine ve davaya konu çek yapraklarının, davacıya ait olmasına rağmen onun bilgisi ve rızası dahilinde oğlu ...tarafından keşide edilerek üçüncü kişilere temlik edildiği ve dava konusu çeklerin de bu kapsamda düzenlenen çeklerden olduğu ve paraf imzalarının da yine davacının rızası dahilinde oğlu ...tarafından atıldığı, bu şekilde kambiyo senedi ile borçların çek hesap sahibi ... yönünden bağlayıcı olduğu gözetildiğinde ilk derece mahkemesince benzer gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin yasaya uygun olduğu
11. Hukuk Dairesi 2021/4975 E. , 2022/7065 K.
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın esastan reddine dair verilen 23.03.2021 tarih ve 2021/392 E. - 2021/540 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Şekerbank Eskişehir Taşbaşı Şubesi nezdindeki hesabı üzerinden aldığı çek karnesinden iki adet çek yaprağının doldurularak davacı aleyhine icra takipleri yapıldığını, çeklerin birinin 10.01.2005 tarihli ve 62.500,00 TL bedelli olup diğer çekin 20.01.2005 tarihli ve 27.000.-TL bedelli olduğunu, bu çeklerdeki yazı, rakam ve imzaların hiçbirinin davacıya ait olmadığını, davacı ile davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenerek aralarında ticari bir alışveriş olup olmadığının tespitini ve bu kapsamda bir ticari ilişki yoksa çeklerden dolayı davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın iki adet çekteki imzanın davacı ...'a ait olmadığı iddiası ile imza inkarında bulunduğunu, Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2004/613 esas sayılı dava dosyasının işlemden kaldırıldığını, kendi açtıkları imza inkarı davasını takip etmeyip reddine sebep olan davacı tarafın yeni bir dava açarak aynı iddiaları öne sürmesini kabul etmediklerini, çekin bir ödeme aracı olduğunu, çeki verenin karşılığında mal verilmediğini ileri süremeyeceğini, bedelsizlik iddiasında bulunamayacağını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf incelemesi sonucu bölge adliye mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce bozulmuş olup, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/561 Esas 2011/180 Karar sayılı dosyasında, katılan Teknikeller Yapı ... Ltd. Şti. ve Mustafa Yılmaz, sanıklar ...ve ... hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı yapılan yargılama sonucunda, sanık ...'ın suça ve eldeki davaya konu 30/01/2005 keşide tarihli 2709125 nolu 27.200.000.000 ETL ve 2709119 nolu 10/01/2005 tarihli 62.500.000.000 ETL bedelli iki adet çekin sanıklardan ...'a ait olduğu ancak oğlu olan sanık ...tarafından keşideci olarak imzalandığı yönünde savunmada bulunulduğu, bilirkişi raporuyla da çekteki keşideci imzaların sanık ...'a ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle sanık ...'ın delil yetersizliğinden beraatine, sanık ...'ın çekleri babasının imzasını sahte olarak kullanarak düzenlediği ve mal karşılığında verdiği, çeklerin bankada karşılığının çıkmadığı ve icra takibine konu edildiğinde de imza inkarında bulunulduğu, bu nedenle ...'ın vasıflı dolandırıcılık suçunu işlediği ve sahte evrak tanzimi suçundan dolayı cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2013/2266 Esas 2014/20791 Karar sayılı ilamıyla dolandırıcılıktan suçundan açılan davanın düşmesine, sahtelik suçundan verilen hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın aynı mahkemenin 2015/29 Esasına kaydedilerek sanıklar Ünal ve Gürol'un sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılmalarına ilişkin kararın temyizi üzerine, Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 08/06/2016 tarih 2016/415 Esas 2016/5343 Karar sayılı ilamıyla onanarak aynı tarihte kesinleştiği, 16/06/2008 tarihli bilirkişi raporunda dava ve takibe konu her iki çekteki keşideci imzalarının davacı ... eli ürünü olmadığının belirtildiği, çekteki keşideci imzasının sahte olduğuna ilişkin mutlak def’i herkese karşı ileri sürülebileceği, Ağır Ceza mahkemesi dosyası ve mevcut dosya kapsamından icra takiplerine ve davaya konu çek yapraklarının, davacıya ait olmasına rağmen onun bilgisi ve rızası dahilinde oğlu ...tarafından keşide edilerek üçüncü kişilere temlik edildiği ve dava konusu çeklerin de bu kapsamda düzenlenen çeklerden olduğu ve paraf imzalarının da yine davacının rızası dahilinde oğlu ...tarafından atıldığı, bu şekilde kambiyo senedi ile borçların çek hesap sahibi ... yönünden bağlayıcı olduğu gözetildiğinde ilk derece mahkemesince benzer gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin yasaya uygun olduğu, öte yandan davacı vekilince mahkeme kararının gerekçe ve sonuç kısmının birbiriyle çelişkili olduğu, ayrıca davacı tarafça davalı şirketin defterlerine delillerin hasredildiğinin gözetilmediği hususlarına yönelik istinaf başvurusuna gelince; mahkeme kararının gerekçe kısmında dosya kapsamında alınan imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporuyla ceza dosyasındaki raporların anlatıldığı ve Ağır Ceza Mahkemesi ilamının kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle hüküm kurulduğunun açıklandığı, bu durumda gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmadığı gibi davacının dava dilekçesinde delillerini davalı şirketin defterlerine hasretmesine ilişkin açık bir ibarenin de olmadığı nazara alındığında davacı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.