YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Bozma sonrası, tek taraflı temyiz talebinde bulunan aleyhine, kararın değiştirilemeyeceği hk.

Karar Özeti

3- İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan 22/05/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; kaza tarihinde 43 yaşında olan davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresi belirlenmeden, davacının 99 yaşına kadar yaşama ihtimali olduğu kabul edilerek ve bu yaş baz alınarak "irat yöntemi" ile işleyecek/ bilinmeyen devre hesabının yapılmış olduğu, işleyecek aktif dönem ile işleyecek pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihlerinin de açık bir şekilde yazılmadığı anlaşılmış olup, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı görülmüştür.


Bu durumda; davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre bakiye ömür süresi belirlenerek (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi), aktif ve pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri ile süreleri gösterilmek suretiyle (kararı yalnızca davalının temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2020 yılı verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2020 yılı esas alınarak yapılması) daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre hükmü temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

Karar

4. Hukuk Dairesi         2022/5936 E.  ,  2022/10600 K.

 


MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
 

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 01/06/2020 tarih 2020/İHK-8802 sayılı itirazın kabulü ile başvurunun kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki çekici ile davalı nezdinde ... poliçesi bulunan tankerin karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak 5.100,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; talep artırım dilekçesi ile talebini 45.722,62 TL’ye yükseltmiştir.

 

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Anılan karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulüne, kararın kaldırılmasına, başvurunun kabulü ile 45.722,62 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 18/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

 

2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:

 

Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

 

Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında kazaya karışan davacı sürücünün asli kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun belirtildiği, ceza soruşturma dosyasında alınan 24/04/2018 tarihli kusur raporunda ise davacı sürücünün tali kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu kanaatine varıldığı, İtiraz Hakem Heyetince ceza soruşturma dosyasındaki kusur raporu benimsenerek ara karar ile davalı nezdinde sigortalı aracın sürücüsünün % 75 kusurlu olduğunun kabulü ile zararın hesap edilmesinin istendiği, davalı vekilinin kusura yönelik itirazları doğrultusunda da kusur raporu alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.

O halde, İtiraz Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağı ve ceza soruşturma dosyası, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

 

3- İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan 22/05/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; kaza tarihinde 43 yaşında olan davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresi belirlenmeden, davacının 99 yaşına kadar yaşama ihtimali olduğu kabul edilerek ve bu yaş baz alınarak "irat yöntemi" ile işleyecek/ bilinmeyen devre hesabının yapılmış olduğu, işleyecek aktif dönem ile işleyecek pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihlerinin de açık bir şekilde yazılmadığı anlaşılmış olup, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı görülmüştür.

 

Bu durumda; davacının TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre bakiye ömür süresi belirlenerek (tablodaki son yaş olan 99 yaşa kadar değil, hesap tarihindeki yaşına göre saptanacak bakiye ömür süresi), aktif ve pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihleri ile süreleri gösterilmek suretiyle (kararı yalnızca davalının temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2020 yılı verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2020 yılı esas alınarak yapılması) daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre hükmü temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

 

4-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.

 

Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.

 

Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.


SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 247 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor