Yine aynı kanunun 227. maddesinde satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik haklarının neler olduğu belirtilmiş ve bu seçimlik haklar; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak sıralanmış, bu sırada alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/3146
Karar Numarası: 2022/728
Karar Tarihi: 08.02.2022
Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle satış bedelinin iadesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 08/02/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Davacı, davalı firmaya ait traktörü 22.12.2013 tarihinde 0 km olarak satın aldığını, aracın satın alınmadan önce 5. bölge yetkili servisi tarafından 100 çalışma saatlik bakımda bir arıza tespit edilmediğini, periyodik bakımlarına gününden önce gitmesine rağmen traktördeki güç kaybı ve fazla mazot yakma gibi şikayetlerin bir türlü giderilemediğini, traktörün yaklaşık 6 aylık süre içerisinde 75 gün tamir için serviste kaldığını, bu durumun çiftçilik yapmasından kaynaklı olarak işlerini aksattığını, işlerini yapabilmek için traktör kiralamak zorunda kaldığını, 10.000,00-TL traktör kira bedeli ödediğini ileri sürerek; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödediği kira bedelinin davalıdan tahsilini ve 6502 sayılı yasa uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanarak traktör için ödediği 98.000,00-TL bedelin 27.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, bu isteğinin kabul edilmemesi halinde traktörün ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemiştir.
Davalı, traktörün ayıplı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, satış yapıldıktan sonra farklı tarihlerde davacının şikayetleri üzerine traktörle ilgili gerekli servis incelemelerinin yapıldığını ve herhangi bir ayıp olmadığının anlaşıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte traktörün 1,5 yıldır davacı tarafından kullanılması nedeniyle elde edilen kazanç ve traktördeki kullanıma bağlı değer düşmesinin hükmedilecek tazminattan indirilmesini talep ettiklerini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yetkisizlik kararının bozulması üzerine bozmaya uyularak işin esasına girilerek davanın kısmen kabulü ile Erkunt marka ... plakalı 2013 model Haşmet 1104,4 4V tipi traktörün ayıplı olduğunun tespiti ile takyidatlarından ari olarak davalı satıcıya iadesine, araç satış bedeli olan 98.000,00-TL'nin aracın davacı tarafından davalıya takyidatlarından ari şekilde iade edileceği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının ikame araç kiralama bedeline yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın açılmasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece resen nazara alınmalıdır.
6098 sayılı TBK'nın 219. maddesinde; ''Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.'' denmektedir. Yine aynı kanunun 227. maddesinde satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik haklarının neler olduğu belirtilmiş ve bu seçimlik haklar; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak sıralanmış, bu sırada alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava, satıma konu traktörde ortaya çıkan ayıplardan kaynaklı zararın tazminine yönelik olup, davacı söz konusu satış işleminde tüketici konumunda olmadığı gibi davaya da genel mahkeme sıfatıyla bakıldığından, davada, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ''ayıptan sorumluluğa'' ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Davalının dava konusu traktörün üreticisi olduğu, traktörün dava dışı...,Zirai Aletler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından davacıya satıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu traktörün satıcısı olmayan davalıya husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine,
6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.