YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Delil tespitine ilişkin bilirkişi raporlarının hukuki konumu nedir?

Karar Özeti

Öte yandan HMK’nın 400 ve devamı maddelerine dayanılarak yaptırılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporları, aynı Kanun'un 405.maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyasının eki sayılmakla birlikte, söz konusu raporlara karşı belirli sürede itiraz edilmemesi halinde kesinleşeceği veya aleyhine tespit yaptırılan kişi hakkında kesin delil niteliği kazanacağına dair yasal bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle delil tespiti yolu ile alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olan taraf, bu itirazını hüküm verilinceye kadar mahkemeye bildirebilir. Kaldı ki tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi hakime ait bir görevdir.

Karar

YARGITAY

 

3. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/1648

 

Karar Numarası: 2022/2516

 

Karar Tarihi: 21.03.2022

 

İLK DERECE

 

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde karşılıklı olarak görülen alacak davalarındaki asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı/karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Davacı davalının iş yerini kiraladığını, davalı kiraya verenin kiralananın boşaltmasını talep ettiğini ve henüz kiralananı boşaltamadan kilitleri değiştirdiğini, kiralananın içindeki mallar kendisine teslim edilmeden başkasına kiraya verildiğini, teslim edilmeyen mallar yönünden mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdığını iddia ederek, kiralananda kalıp kendisine teslim edilmeyen malların bedeli olarak 89.521 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

 

Davalı davacı ile bir kira sözleşmesi imzaladığını, aralarında hem kira ilişkisi hem de gayrı resmi bir ortaklık olduğunu, şirket sermayesinin 50000 TL olması hususunda anlaştıklarını ve 17.000 TL elden ödeme yaptığını, bunun sonucunda davacı şirketin kurulduğunu, şirketin kiralanan iş yerinde emsal kira bedeli ödemesi karşılığında faaliyet göstermesi hususunda anlaştıklarını ancak kira ödemesi yapılmadığını, davacının kiralananı 2006’dan 2012’e kadar kullandığını, tespit dosyasındaki raporları kabul etmediklerini, kiralananın birtakım sarf malzemeleri ve demirbaşları ile kiraya verildiğini, davacının her hangi bir bildirim yapmaksızın malzemelerini de taşıyarak iş yerini terk ettiğini, aradan geçen süre zarfında kira bedeli ödenmediği gibi başlangıçta verdiği 17.000 TL’nin de iade edilmediğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödenmeyen kira bedeli yönünden 10.000TL'nin taşınmazın kullanmaya başlandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.

 

İlk derece mahkemesince; asıl davaya konu edilen demirbaş ve malzemelerin tespit dosyasında belirlendiği kiralanandaki malların faturalarla uyumlu olduğu ve davacı tarafa ait olduğunun kabul edileceği, davalının aksini ispat edemediği gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, davalı/karşı davacının kira bedelinin emsal kira bedellerine göre belirlenmesini talep ettiği, ancak yazılı delil ile ispatlayamadığı, dava konusu bedelin tanıkla ispat edilemeyeceği gerekçesiyle, karşı davanın reddine karar verilmiş; karar, davalı/karşı davacı tarafından istinaf edilmiştir.

 

Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının delillerin takdiri itibariyle usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı/karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı/karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

 

1) Davalı/karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı/karşı davacı kiraya verenin karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile karşı davada verilen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

2)Davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

Kiralananda kaldığı iddia edilen malzemelerin tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespiti sırasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Öte yandan HMK’nın 400 ve devamı maddelerine dayanılarak yaptırılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporları, aynı Kanun'un 405.maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyasının eki sayılmakla birlikte, söz konusu raporlara karşı belirli sürede itiraz edilmemesi halinde kesinleşeceği veya aleyhine tespit yaptırılan kişi hakkında kesin delil niteliği kazanacağına dair yasal bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle delil tespiti yolu ile alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olan taraf, bu itirazını hüküm verilinceye kadar mahkemeye bildirebilir. Kaldı ki tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi hakime ait bir görevdir.

 

Somut olayda; davalı, faaliyet alanları ile stok ve envanter kayıtlarının benzer olduğunu, bu sebeple delil tespiti dosyasındaki belirlemeyi kabul etmediklerini bildirmiştir. Her ne kadar mahkemece tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş ise de, tek taraflı yapılan tespite dayalı olarak aldırılan rapora dayalı olarak ve davalının buna ilişkin itirazları değerlendirilmeksizin karar verilemez.

 

Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; davalının tespit dosyasında belirlenen malzeme ve demirbaşlara ilişkin itirazları karşılanıp, tespit dosyasında belirtilen malzeme ve demirbaşların kime ait olduğu hususu tespit dosyası raporunda dikkate alınan stok envanter raporu da gözetilerek alanında uzman bilirkişiden her iki şirkete ait fatura ve defterler incelenerek rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

 

İlk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verildiğinden, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bölge adliye mahkemesi kararının karşı dava yönünden HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının asıl davaya yönelik bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesinin asıl davaya yönelik kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, asıl dava yönünden peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 286 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor