YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İhale kapsamında yapılan toplu taşıma işinde, idarenin kusuru ile öngörülen yolcu sayısına ulaşılmadığı gerekçesi ile kiradan indirim ve tazminat talebine ilişkin mahkemece nasıl bir değerlendirme yapılacağı hk. (Yargıtay)

Karar Özeti

Kira sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereğince taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlıdır. Bu kapsamda davalı kiraya veren, sözleşme hükümlerine aykırı davranarak ve kiralananı sözleşme süresince kullanıma elverişli durumda bulundurmayarak, doğan zararlardan kiracıya karşı sorumludur.

Karar

YARGITAY

 

3. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/8284

 

Karar Numarası: 2022/1396

 

Karar Tarihi: 22.02.2022

 

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen kira bedelinin tenzili ve tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Davacı asıl davada; davalı ... ile imzaladığı kira sözleşmesi ile 22-27 oturma, 16-30 ayakta yolcu taşıma kapasiteli 32 adet araçla 6 adet toplu taşıma güzergahını on yıl süreyle kiralandığını, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan olağanüstü sebeplerle sözleşmenin imzalanması sırasında mevcut olan ve beklenen şartlarda aleyhinde önemli değişmeler olduğunu, değişen hal ve şartların önceden öngörülmesinin mümkün olmadığını, davalı idarenin resmi belgelerine dayalı olarak ihale konusu hatlarda günde 15.000-16.000 yolcu taşınacağına dair açıklamalarının gerçekleşmediğini, günlük taşınan yolcu sayısının ücretsiz taşınan yolcularda dahil olmak üzere 10.000-11.000 arasında kaldığını, İl Trafik Komisyonunun 15/12/2011 tarih 2011/179 Karar nolu kararı ile Kozlu-Zonguldak ve Zonguldak-..., arası taşıma güzergahında yolcu taşıma işinin bu zamana kadar Kozlu Belediye Başkanlığınca yapılmakta iken Zonguldak Belediye Başkanlığı tarafından da Zonguldak-Benzin istasyonları arasında yeni bir güzergah belirlendiğini, bu güzergahta yolcu taşıma işine başlandığını, Zonguldak Tıp Fakültesi-...., güzergahında Kozlu-...., dolmuş hattında çalışan bazı dolmuşların güzergah ihlalleri yaparak Tıp Fakültesinden yolcu almak için kampüs içine girdiklerini, bekleme yapmamaları gerektiği halde bekledikleri, hatta bazı dolmuşların servis yapmaya başladıklarını, idareye ve Emniyet Müdürlüğüne müracaatlarda bulunmuş ise de ihlallerin önlenemediğini, bu ihlaller sebebiyle Tıp Fakültesi hattındaki yolcu sayısının da düştüğünü, çalıştığı hatlarda ücretsiz taşımakla yükümlü olduğu kişi sayısının sözleşme tarihinden sonra beklenmeyen oranlarda arttığını, davalı idarenin sözleşmenin 6.maddesi gereğince her yeni yılın başında bilet fiyatlarında artış yapması gerektiğini ancak artışların zamanında yapılmaması ve asgari ücret, akaryakıt, sigorta primlerinin vs artması nedeniyle sözleşmenin ifası sırasındaki edimler arasındaki dengelerin aleyhine değiştiğini ileri sürerek; davalı ... Başkanlığına ödemekle yükümlü olduğu kira bedelinin uyarlanmasını, aylık 156.078 TL olan kira bedelinin 01/01/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 60.000 TL. olarak uyarlanmasını talep etmiş, birleşen dava da ise; ihale konusu hatlarda günde 15.000-16.000 yolcu taşınacağına dair açıklamalarının gerçekleşmediğini, günlük taşınan yolcu sayısının ücretsiz taşınan yolcularda dahil olmak üzere 10.000-11.000 arasında kaldığını, il trafik komisyonunun kararıyla müşteri sayısının azaldığını, karara göre yapılacak düzenleme ile zararın daha da artmasının söz konusu olacağını, yapılan güzergah ihlallerinin önlenemediğini, ücretsiz taşınan yolcu sayısının sözleşmeden sonra arttığını, Kozlu Belediyesi belde iken ilçe olması nedeniyle Zonguldak’a gidip gelen sayısının azaldığını, sözleşmenin ifası sırasında ortaya çıkan tüm bu olağanüstü ve objektif nitelikteki sebeplerden dolayı davacı aleyhine daha önceden ön görülmeyen zararların meydana gelmiş olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000 TL tazminatın doğum tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

 

Davalı ileri sürülen iddiaların tümünün asılsız olduğunu, davacının kira bedelinin azaltılmasını talep ettiğini, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünden gelen 05/07/2010 tarihli ve 45813 sayılı cevabi yazı ile de "Kanun hükmünün değerlendirilmesi neticesinde 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak ihalesi yapılıp sözleşmeye bağlanan işle ilgili olarak daha sonra belediyenin hiçbir organının kararı ile ihale sözleşmesinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmektedir" şeklinde görüş bildirildiğini, davacının ihale öncesinde eksik incelemeye dayalı tespitleri nedeniyle zarar ettiğini ileri süremeyeceğini, davacının ihaleye girip kazanarak kendi özgür iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını, ayrıca 09/09/2009 tarih ve 852 sayılı ihale onay belgesinde yolcu sayısının 11.837 olarak baz alındığını, ihale öncesinde davalı tarafından ortalama yolcu sayısına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, davacının da Zonguldak-Benzinlik hat üzerinde taşımacılık yaptığını, Zonguldak Belediyesi otobüslerinin bu hat için daha düşük bedelle taşımacılık yaptıklarını, eğer bu hatta davacının yolcu kaybı varsa bunun rekabetten kaynaklandığını, davacının halen yüksek fiyattan taşımacılık yapmaya devam ederek izledikleri çalışma politikasından dolayı tacir olarak davacının sorumlu olduğunu, Kozlu Belediyesince otobüs güzergahlarının kiraya verilmesine ilişkin şartnamenin 6.6 maddesinde ücretsiz taşımadan yararlanacak kişilerin belirlendiğini, bu maddeye göre de yeni bir yasal düzenleme ile ücretsiz taşınacak yolcu sayısının yeniden düzenlenmesine engel bir durumun bulunmadığını, kaçak çalışan dolmuşlarla ilgili gerekli tüm tedbirlerin alındığını savunarak, davaların reddini dilemiştir.

 

Mahkemece, uyarlama şartları oluşmadığı ve davalının sözleşmenin ifasında kusurlu davranışlarının bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairemizce verilen 06/06/2017 tarihli ve 2017/317 E. 2017/9120 K. sayılı kararla; davacının tüm taleplerine ilişkin olarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak TBK’nın 305. maddesine göre değerlendirme yapılıp kira bedelinden ayıpla orantılı bir şekilde indirime gidilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

 

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulü ile 156.078,00 TL olan kira bedelinden %29 oranında indirim yapılarak 01/01/2013 tarihi itibari ile kira bedelinin 110.815,38 TL olarak belirlenmesine, birleşen davada ise kanıtlanamayan zararın tazmini talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

 

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

2- Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112. maddesinde, alacaklının borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için bu yüzden bir zarara uğramış olması gerektiği düzenlenmiştir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi menfi zarar da olabilir.

 

Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır ki kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı ise kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu eylem yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının, müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir.

 

Somut olayda; davacı kiracı, kiraya verenin kusurlu eylemleri sonucu uğradığı zararın tazminini talep etmiş, mahkemece zararın varlığının varsayamına dayalı olup kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir. Kira sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereğince taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlıdır. Bu kapsamda davalı kiraya veren, sözleşme hükümlerine aykırı davranarak ve kiralananı sözleşme süresince kullanıma elverişli durumda bulundurmayarak, doğan zararlardan kiracıya karşı sorumludur.

 

O halde mahkemece; uyuşmazlığın çözülmesi için HMK’nın 31. maddesi uyarınca, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, bilirkişi raporunda belirtilen ve dosyaya kazandırılması gereken eksiklikler tamamlanarak bir değerlendirme yapılmalı, ilgili evrakların temin edilememesi halinde ise dosya kapsamına göre TBK’nın 50. maddesi gereği olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler göz önünde tutarak, zararın miktarını dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak belirlemek suretiyle uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

 

3-Bozma nedenine göre, davacının asıl ve birleşen davalarla hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2.316,60 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.a


Bu sayfa 246 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor