İtirazın iptali davası; açılış, şekil ve doğurduğu sonuçlar yönünden ilamsız icra takibinin devamı niteliğinde görülen ve dayanağı İİK 67/1 md. hükmünde bulunan bir eda davasıdır
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/7367
Karar Numarası: 2022/3954
Karar Tarihi: 25.04.2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı; davalının 21/02/2008 tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık 417 euro, yıllık 5.000 euro bedelle taşınmazın kiraladığını, davalı tarafından 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarına ait kira bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, gönderilen ödeme emrinde 2009 yılı yerine sehven 2013 yılı yazıldığını, davalının borçlu olduğu dönemin 2013 yılı olmadığını, zira 2013 yılında taşınmazı üçüncü kişiye satış ile teslim ettiğini, kiraya konu taşınmazın mülkiyetinin kira sözleşmesinin başlangıcı olan 2009 yılından 2012 yılı sonuna kadar tarafına ait olduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek; davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu yerde birden fazla 418 nolu dükkan mevcut olup, taraflar arasında akdedilen 21/02/2008 tarihli sözleşmenin 418 nolu dükkanlardan birine yönelik yapıldığını, şu an kullanmakta olduğu dükkandan farklı olduğunu, zilyetlik hususunda uyuşmazlık yaşanması nedeni ile sözleşmeden vazgeçildiğini, alacağa dayanak yapılan sözleşmenin iptal edildiğini ve geçerliliği olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairemizin 11/12/2019 tarihli ve 2017/4101 E. -2019/9993 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında geçerli olan yazılı sözleşme iptaline ilişkin usulüne uygun bildirime rastlanmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin ayakta olduğu, bu nedenle dosya kapsamında bildirilen deliller kira yerinde tartışılıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kabulüne, davalının dosyasına yaptığı itirazın 20.000 Euro (56.235 TL) üzerinden iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, kira bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Dava konusu edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibindeki takip talebi ve ödeme emrinde, talebe konu alacağın 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait kira bedelleri olduğu belirtilmiş, borçlu davalı da süresinde borcu bulunmadığı gerekçesiyle takibe itiraz etmiştir. Dava dilekçesinde ise 2009,2010,2011,2012 yıllarına ilişkin ödenmeyen kira alacağı bulunduğu belirtilerek itirazı iptali istenilmiştir
İtirazın iptali davası; açılış, şekil ve doğurduğu sonuçlar yönünden ilamsız icra takibinin devamı niteliğinde görülen ve dayanağı İİK 67/1 md. hükmünde bulunan bir eda davasıdır. İlamsız icra takibinin takip talebi ve ödeme emrinde belirtilen aylar yönünden kira alacağının bulunup bulunmadığını belirlemek davanın tek ve ana kaynağıdır.
Buna göre, mahkemece; davalının, davaya dayanak icra takibine konu edilmeyen 2009 yılına ilişkin de kira alacağı bulunduğunu belirlemek suretiyle karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair teyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.