YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kira ilişkisi sona ermesinden itibaren kiracının, fuzuli şagil sıfatı ile değerlendirileceği hk.(Yargıtay)

Karar Özeti

Yukarıda açıklanan kanun hükmü uyarınca, kira süresinin sona ermesiyle taraflar arasındaki kira sözleşmesi sona ermiştir. Davacı, süre sonundan itibaren kiracı değil fuzuli şagil konumundadır.

Karar

YARGITAY

 

3. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/2082

 

Karar Numarası: 2022/3093

 

Karar Tarihi: 04.04.2022

 

VEK. AV. ...

 

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Davacı; davalı ile 12/05/2010 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi imzaladığını, kira sözleşmesine dayalı olarak taşınmazda bulunduğunu, davalının kira sözleşmesinin süresinin bitiminin ardından ecrimisil bedeli olarak aylık kira bedeli tahsil etmeye devam ettiğini, taşınmazı 10/01/2014 tarihinde tahliye ettiğini ancak davalının kira sözleşmesinin 14. maddesini gerekçe göstererek 52.355,24 TL cezai şart talep ettiğini, aynı dönem için hem ecrimisil tahakkuk etmesinin hem de cezai şart alacağı talep edilmesinin usulsüz olduğunu iddia ederek; 52.355,24 TL cezai şart tazminatı yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

 

Davalı; ecrimisil tahakkuk işleminin idari işlem olduğunu, davaya konu yerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre kiralandığını, buna rağmen davacının kira sözleşmesinin süresinin bitiminde kiralananı tahliye etmediğini, kiralananın 2886 sayılı Kanun'a göre özel düzenlemeye tabi bulunması nedeniyle, cezai şart talebinin yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince; davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairece verilen 13/02/2020 tarihli ve 2019/4739 E 2020/1224 K sayılı kararla; davaya bakmaya görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğundan bahisle görev yönünden bozulmuştur.

 

Bozma kararına uyularak verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece; davacının tacir olup sözleşme uyarınca cezai şarttan sorumlu olduğu, ancak talep konusu cezai şartın davacının ekonomik mahvına sebep olabileceğinin bilirkişi raporundan anlaşıldığı, bu durumda cezai şarttan %30 oranında 15.706,57 TL indirim yapılması gerektiği, ayrıca aynı dönem için hem ecrimisil hem de cezai şart bedeli talep edilmeyeceğinden ödenen 10.526,49 TL ecrimisil bedelinin de cezai şarttan mahsubu gerektiği, davacının toplamda 26.233,062 TL cezai şart bedelinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı tarafından tanzim edilen 14/01/2014 tarihli ve 19761018.622.03/128 sayılı yazı uyarınca talep edilen 52.355,24 TL alacağın 26.233,06 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

 

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

2- 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Ecrimisil ve tahliye” başlıklı 75. maddesinin ilk fıkrası, "Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları, özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, idarelerin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.” hükmünü; üçüncü fıkrası ise; “Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmünü içerir.

 

Somut olayda; taşınmazın 2886 sayılı Kanun uyarınca davacıya kiraya verildiği ve kira süresinin bitiminden sonra tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasında imzalanan 12/05/2010 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesinin 14. maddesinde; “Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim cedilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında ceza, itirazsız olarak ödenir.” hükmüne yer verilmiş olup, işbu sözleşme hükmü tarafları bağlar.

 

Yukarıda açıklanan kanun hükmü uyarınca, kira süresinin sona ermesiyle taraflar arasındaki kira sözleşmesi sona ermiştir. Davacı, süre sonundan itibaren kiracı değil fuzuli şagil konumundadır. Buna bağlı olarak davalı tarafından ecrimisil tahakkuk ettirilmiştir. Menfi tespit talebine konu alacak ise, sözleşme hükmüyle bağlı olan davacının kira sözleşmesine dayalı olarak ödemeyi kabul ettiği cezai şart bedelidir. Her iki borcun kaynakları ve talep dayanakları birbirinden farklı olmakla, sözleşmeden kaynaklı alacak olan cezai şart bedelinden davacının haksız işgalci olması sebebiyle davalıya ödediği ecrimisil tutarının mahsubu hatalı olduğu gibi, mahkemece cezai şarttan yapılan indirim de oran olarak fazladır.

 

Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça davalıya ödenen ecrimisil tutarı kira sözleşmesine dayalı olarak talep edilen cezai şart bedelinden mahsup edilmeksizin ve cezai şart bedelinden daha düşük oranda indirim yapılmak suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 80,70 TL temyiz harcının mahallinde davacıdan alınmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 182 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor