YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kiralanan işyeri haksız olarak boşaltıldığı takdirde, çalışma yapılmayan döneme ilişkin kar kaybının kiracıya ödenmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

 

O halde mahkemece; davacının tüm delilleri değerlendirilerek, gerekirse benzer şekilde faaliyetine devam eden benzer işyerileri de kıyaslanmak suretiyle dava konusu yerin kullanımının engellendiği dönemde davacının uğradığı kar kaybının değerlendirilmesi için konusunda uzman bilirkişi heyetinden tereddüde yer vermeyecek şekilde; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun rapor alınarak, sözleşme hükümlerine göre mahrum kalınan kârın belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Karar

 

YARGITAY

 

3. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/1901

 

Karar Numarası: 2022/3777

 

Karar Tarihi: 19.04.2022

 

Davacı ... ile davalı ... aralarındaki tazminat davasına dair Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 25/05/2021 tarihli ve 2020/883 E. -2021/677 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairemizce verilen 06/12/2021 tarihli ve 2021/8015 E. -2021/12506 K. sayılı karara karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

 

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Davacı; davalı Vakıf ile yapılan protokol uyarınca ... ... derslik bloğundaki kantin yerinin 11/11/2018 tarihine kadar işletilmesinin kararlaştırıldığını, buna rağmen davalı vakıf elemanları tarafından yazar kasalarının gasp edilerek tesise el konulup protokolün feshedildiğini ileri sürerek; gasp olunan mal ve kasa mevcudu zararları ile 11/11/2018 tarihine kadar mahrum kalınan karın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

 

Davalı; dava konusu protokol ile tesisin işletilmesinde davacı kooperatifin taşeronluk hizmeti vereceğinin kararlaştırıldığını, tesisin kiraya verilmesi hak ve yetkisinin ise ... Üniversitesine ait bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece; dava dışı ... Rektörlüğünün kira süresinin bitimi nedeniyle davacı kooperatif ile kira ilişkisini haklı nedenle sona erdirdiği, işlemin mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 06/12/2021 tarihli ve 2021/8015 E. 2021/12506 K. sayılı kararıyla onanmış, işbu karara karşı, davacı tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.

 

Taraflar arasında imzalanan "Bazı Kantin İşletme Alanlarının İşletimi Hususunda İşbirliği Protokolü" ile davacı kooperatif tarafından işletilecek olan iletişim, hukuk ve eczacılık kantinlerinin 11/11/2008 tarihinden itibaren on yıl süreyle vakfın katkılarıyla işletiminde işbirliği esaslarının belirlendiği, protokolün 3. maddesinde Kooperatifin, tesislerin kiralanması konusunda ... Üniversitesine başvuru yapıp ihalesine katılacağı ve üstüne düşen kiralama giderlerine katlanacağı, 5. maddesinde ise protokolün tek taraflı fesih edilemeyeceği, fesih halinde tarafların birbirlerinin uğrayacağı zararları karşılamayı taahhüt ettikleri hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu eczacılık bloğu kantin yerine ilişkin, davalı vakıf ile dava dışı üniversite arasında imzalanan kira sözleşmesinin süresinin dolduğundan bahisle sona ermesi üzerine, davalı tarafça dava konusu sözleşmenin de feshedildiği ve 16/11/2013 tarihinde davacıya ait yazar kasalar muhafaza altına alınmak suretiyle tahliyenin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

 

Tarafların özgür iradeleri ile oluşturup içeriğini serbestçe belirledikleri sözleşmenin kurulmasından sonra, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kararlaştırılan şekilde ve zamanda yerine getirmek zorunda olmaları temel kural olup, bu kurala “Ahde vefa (söze bağlılık)” ilkesi denilmektedir. Latince “pacta sunt servanda” olarak ifade edilen ahde vefa ilkesi, insanların verdikleri sözleri tutması gerektiğini dile getiren ahlâkî bir prensiptir. Bu ilke uyarınca kişilerin serbest iradeleri ile verdikleri sözler ve sözleşme ile birbirlerine bulundukları taahhütler, bu kişiler arasında kanunmuş gibi bağlayıcıdır.

 

Somut olayda; her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tesisin kira verilmesi hak ve yetkisinin ... tüzel kişiliğine ait olduğu, hal böyle iken davacının protokol uyarınca dava konusu tesisi on yıl süre ile yani 11/11/2018 tarihine kadar işletme hakkına sahip olduğu yönündeki iddiaları yerinde olmadığından davalı vakfın davacının tesisi işletmesini engellemesinin mümkün bulunmadığı belirtilmiş ise de; dava konusu işbirliği protokolünün tarafları ve hükümleri değerlendirildiğinde, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler sözleşmenin tarafları için hüküm ve sonuç doğuracağından, davacının taraf olmadığı sözleşmenin feshinin gerekçe gösterilerek işbu sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edilemez. Bu durumda davacı, davalının sözleşmeye aykırı fiili nedeniyle uğradığı zararların tazminini talep etmekte haklı olup, bu kapsamda davalı, kalan sözleşme süresi boyunca dava konusu yerin işletilememesi sebebiyle davacının doğan zararından sorumludur.

 

O halde mahkemece; davacının tüm delilleri değerlendirilerek, gerekirse benzer şekilde faaliyetine devam eden benzer işyerileri de kıyaslanmak suretiyle dava konusu yerin kullanımının engellendiği dönemde davacının uğradığı kar kaybının değerlendirilmesi için konusunda uzman bilirkişi heyetinden tereddüde yer vermeyecek şekilde; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun rapor alınarak, sözleşme hükümlerine göre mahrum kalınan kârın belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

 

Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçeyle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 06/12/2021 tarihli ve 2021/8015 E. 2021/12506 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçeler ile karar düzeltme talep eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz onama harcı ve karar düzeltme harçlarının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 157 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor