YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Maden sahası işletmesinin kiralamalarının, hangi tür kira sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu hk.? (Yargıtay)

Karar Özeti

Somut olayda; davaya konu 03/09/2012 tarihli maden sahası satış ve devir sözleşmesine konu yer, mermer sahası olarak ruhsat ile birlikte 50.000 ABD doları peşin ödeme ve net karın %20’sinin ödenmesi karşılığında, davalı şirkete işletilmesi için devredilmiş olup, bu haliyle TBK'nın 357 vd. maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerine tabidir.

Karar

 

 

 

YARGITAY

 

3. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2021/3201

 

Karar Numarası: 2022/2605

 

Karar Tarihi: 22.03.2022

 

İLK DERECE

 

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/03/2022 tarihinde gelen davacı vekili Av. Mustafa Topaloğlu ile davalı vekili Av. ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

 

Davacı; işletme ruhsatına sahip olduğu mermer sahasını 03/09/2012 başlangıç tarihli rödovans sözleşmesi ile davalıya kiraya verdiğini ancak davalının altı ay içinde işletmeye başlayacağının kararlaştırılmasına rağmen halen maden sahasının boş durduğunu, Elbistan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/218 D. İş sayılı dosyası ile davalının faaliyete başlamadığının tespit edildiğini ileri sürerek; rödovans sözleşmesinin feshi ile işletme ruhsatının adına tesciline ve maden sahasının teslimine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı; sözleşmenin satış ve devire ilişkin olduğunu, yasa gereği zorunlu olan işletme belgesi olmadan çalışmaya başlamasının mümkün olmadığını, aksi halin ağır yaptırımları olduğunu, sözleşmenin 3. maddesinde, işe başlayabilmek için gerekli olan tüm idari prosedür tamamlandıktan sonra iklim ve mevsim şartlarının da müsait olması durumunda altı ay içerisinde işletmeyi çalıştırmaya başlayacağının hükme bağlandığını, bahsi geçen idari prosedürün ise 01/12/2015 tarihinde tamamlanabildiğini, davacının iddialarının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

İlk derece mahkemesince; işletme izninin 08/06/2015 tarihinde alınıp idari prosedürün tamamlandığı, bu tarihten sonra üretim yapılabilir hale geldiği, davalı tarafın en geç 08/12/2015 tarihinde üretime geçmesi gerekirken üretime dair herhangi bir faaliyette bulunmamış olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 3292317 nolu işletme ruhsatının davacı ... adına tesciline, Elbistan İlçesi, Yalıntaş Köyünde bulunan 3292317 erişim nolu maden sahasının davacı ...'a teslimine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

Bölge adliye mahkemesince; TBK'nın 368. maddesi uyarınca davacı tarafından söz konusu aykırılığın giderilmesi için ihtarname ile süre verilerek, verilen süre içerisinde söz konusu aykırılığın giderilmemiş olması halinde dava açılabileceği, kabule göre de, maden ruhsat şirketlerinin terkin veya tesciline ilişkin işlemlerde idari yargı görevli olmasına rağmen ruhsatın davacı adına tesciline karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sözleşmenin feshi talebi ile maden sicilinin davacı adına tescili talebinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

 

1-TBK’nın 316. madde hükmü uyarınca; kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Bu itibarla kiralananın aynına veya kiraya verenin hukukuna zarar verme olgusu akde aykırılık sayılır. Anılan madde hükmü gereğince, konuta çatılı iş yeri kirasında akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için, kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiraya veren tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.

 

Somut olayda; davaya konu 03/09/2012 tarihli maden sahası satış ve devir sözleşmesine konu yer, mermer sahası olarak ruhsat ile birlikte 50.000 ABD doları peşin ödeme ve net karın %20’sinin ödenmesi karşılığında, davalı şirkete işletilmesi için devredilmiş olup, bu haliyle TBK'nın 357 vd. maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerine tabidir. Sözleşmenin 3. maddesinde; çalışma ruhsatı gibi işe başlayabilmek için gerekli olan tüm idari prosedür tamamlandıktan sonra iklim ve mevsim şartlarının da müsait olması durumunda, devralan şirketin altı ay içinde işletmeyi çalıştırmaya başlayacağı, altı ay içinde işe başlanmaz ise devredilen maden sahasının devredene iade edileceği ancak şirketten kaynaklanmayan nedenlerle üçüncü şahıslardan ya da başka öngörülemeyen nedenlerle işe başlamada geç kalınırsa, geç kalma süresi kadar işe başlama süresinin uzamış kabul edileceği kararlaştırılmıştır.

 

Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, TBK'nın 368. maddesi uyarınca davacı tarafından söz konusu aykırılığın giderilmesi için ihtarname ile süre verilmesi, verilen süre içerisinde söz konusu aykırılığın giderilmemiş olması halinde dava açılması ayrıca ruhsatın davacı adına tesciline karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı sözleşmeye aykırılık nedeniyle işletme ruhsatının iadesi ile maden sahasının devrini talep etmesine rağmen, gerekçede bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.

 

Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; TBK'nın 358. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 316. maddesi uyarınca, ürün kirasına ilişkin sözleşmede kiraya verenin, davalı kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebileceği gözetilerek, uyuşmazlığın TBK’nın 316. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

 

2- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bette açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 168 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor