YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Dava edilen tutarın ıslahla artırıldığı tapu iptal tescil davasının reddi halinde, vekalet ücreti nasıl tespit edilir?

Karar Özeti

. Davalı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı yada mirasçıların payına isabet eden değerdir. Somut olayda dava 30.000,00 TL değer gösterilerek açılmakla birlikte, yargılama sırasında dava konusu taşınmazların bilirkişilerce hesaplanan değeri üzerinden davacının 1/6 miras payına isabet eden değer 106.110,73 TL olup, davacı tarafından tamamlama harcı yatırıldığı anlaşılmaktadır.

 

Bu durumda; dava reddedilmiş olduğundan davalı taraf lehine, AAÜT üçüncü kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini doğru değil ise de değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir

Karar

1. Hukuk Dairesi         2022/2300 E.  ,  2022/3390 K.

 

 

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

 

İLK DERECE MAHKEMESİ: DÜZCE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

 

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, gerekçe ve vekalet ücreti düzeltilmek suretiyle yeniden davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından duruşma istekli, davalı mirasçıları vekili tarafından vekalet ücretine hasren temyiz edilmekle; duruşma isteği değerden reddedilip, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı, mirasbırakan babası ...'ün 23, 32, 36, 218, 628, 894, 895 ve 897 parsel sayılı taşınmazlarını 20/04/2006 tarihinde oğlu olan davalıya rücu şartlı bağış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, kendisinin erkek evladı olmadığından mirastan mahrum bırakıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların 1/2 paylarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, bilahare davacı vekili duruşma sırasındaki beyanı ile; taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi şeklinde davanın ıslah edildiğini bildirmiş, aşamada davacının ölümü üzerine ise mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

 

II. CEVAP

 

Davalı, dava konusu 895 parsel sayılı taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, mirasbırakan babası ve annesinin tüm ihtiyaçları ile kendisinin ilgilendiğini, emeklerinin karşılığı olarak dava konusu diğer taşınmazların kendisine bağışlandığını, muris muvazaasının yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddinin savunmuş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

İlk Derece Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2016/179 E., 2018/178 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının yerinde görülmediği, 895 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanın tasarrufu bulunmadığı, dava konusu diğer taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya bağış suretiyle devredildiği, mirasbırakan ile davalı arasında gizli bir sözleşme bulunmadığı, mirasbırakanın muvazaalı hareket ettiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

2. İstinaf Nedenleri

 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ...'in sadece kendi miras payını talep ve dava ettiğini, muvazaa iddiasının ve tarafların müşterek mirasbırakanının, hiç evladı olmadığı için davacı ...’e hiçbir malvarlığı vermeyeceği iddiasının tanık ifadeleri ile ispatlandığını, davacının evladı olmaması sebebiyle, babasının malvarlığından pay verilmediğini, 12/04/2018 tarihli son celsede ıslah talebinde bulunarak dava konusu tüm taşınmazların 1/2’sinin değil de, davacının miras payına düşen kısmın iptalinin talep edildiği ve ıslah talebinin kabulüne karar verildiği halde bu hususun gerekçeli kararda hiç dikkate alınmayarak yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin tüm taşınmazların toplam değerlerine göre hesaplandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

3. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin 24/09/2020 tarihli ve 2018/1487 E., 2020/982 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından bağış suretiyle sağlararası yapılan temliklerde 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı, bağış suretiyle ve mirasbırakanın gerçek iradesine uygun şekilde yapıldığından temlikin geçerli olduğu, bu gerekçeyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği, vekalet ücretinin ise hatalı hesaplandığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm gerekçe ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

 

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili ve davalı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Temyiz Nedenleri

 

2.1. Davacı mirasçıları vekili duruşma istekli temyiz dilekçesinde özetle; davacı ve davalı asillerin vefat ettiğini ve davanın varislere kaldığını, davacının mirasçı kızı ...'in dava aşamasına kadar bilmediği evlatlık olgusunu öğrendiğini, taraf hassasiyeti bulunduğunu, usule ve yasaya aykırılıklar nedeniyle kararın bozulmasını talep ettiklerini, geçersiz olan bir bağışlama akdi bulunduğunu, çünkü asıl iradenin mal kaçırma amacıyla başka mirasçıya temlik olduğunu, asıl iradenin yorumunun hatalı olarak yapıldığını ve içtihatların yanlış değerlendirilmesi suretiyle bağış işlemine karşı muvazaadan bahsedilemeyceğinin bildirildiğini, bu takdirin hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

2.2. Davalı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiğini, taşınmazların gerçek değerinin keşif neticesinde belirlendiğini, eksik harcın ikmal edildiğini, nispi vekalet ücretine hükmedilmesine gerekirken bölge adliye mahkemesi tarafından hatalı olarak maktu vekalet ücretine hükmedildiğini bildirerek, kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

3. Gerekçe

 

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

 

3.2. İlgili Hukuk

 

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

 

3.3. Değerlendirme

 

3.3.1.Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

3.3.2. Davalı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı yada mirasçıların payına isabet eden değerdir. Somut olayda dava 30.000,00 TL değer gösterilerek açılmakla birlikte, yargılama sırasında dava konusu taşınmazların bilirkişilerce hesaplanan değeri üzerinden davacının 1/6 miras payına isabet eden değer 106.110,73 TL olup, davacı tarafından tamamlama harcı yatırıldığı anlaşılmaktadır.

 

Bu durumda; dava reddedilmiş olduğundan davalı taraf lehine, AAÜT üçüncü kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini doğru değil ise de değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

 

VI. SONUÇ

 

1. (V/3.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

 

2. (V/3.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne; Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 3-e-) bendinin hükümden çıkarılarak yerine 3-e-) bendi olarak; ''Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre hesap edilen 14.030,52 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,'' cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, 21/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 615 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor