3.3.5 Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Kula Belediye Başkanlığı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde bu kişiden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirmesi halinde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.
1. Hukuk Dairesi 2022/2479 E. , 2022/3468 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin taksimen kendilerine intikal ettiğini, çekişmeli taşınmaz üzerinde lehlerine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin dolduğu ve böylece taşınmaz üzerinde edinme koşullarının gerçekleştiği iddiasıyla adlarına tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğu, taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek yerlerden olmadığı ve öte yandan davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.03.2015 tarihli ve 2012/262 Esas, 2015/91 Karar sayılı kararıyla, 14.07.2014 tarihli teknik krokide temyize konu çekişmeli (A) harfi ile gösterilen bölüm hakkında Kadastro Mahkemesinde açılmış bir dava olduğundan karar verilmesine yer olmadığına; (B) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde özetle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacılara taksimen intikal ettiğini ve üzerinde iktisap koşullarının müvekkilleri lehine gerçekleştiğini, Mahkemece yetersiz bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulduğunu ve mahalli bilirkişi beyanlarındaki çelişkilerin giderilmeden karar verildiğini belirterek Kula Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/262 Esas, 2015/91 Karar sayılı kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Kula ilçesi, Güvercinlik Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1982 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında Devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan yere ilişkin TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, "Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. ‘’
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. ‘’
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."
3.2.5. 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi " (1) ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
(2) ...... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. "
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın yörede 1982 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı sabittir.
3.3.2. Davacılar, 14.07.2014 tarihli teknik krokide (A), (B), (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin kendilerinin de paydaşı olduğu 127 ada 81 parselin devamı olduğu iddiasıyla imar ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak adlarına tapuya tescil isteğinde bulunmuşlardır.
3.3.3.Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün Kadastro Mahkemesinde davalı olduğu ve davacıların bu davasının reddedildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmişse de, verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamında yapılan incelemede (A) kısmının Kula Kadastro Mahkemesinin 2011/28 Esas sayılı dosyasında öncesinde davalı olduğu, bu davanın tescil harici bırakılan bir yer hakkında açılan bir dava olmadığı; kendi taşınmazları içerisinde ölçülen bir bölümün; 22/2-a uygulaması ile tapulama sırasında tescil harici bırakılan taşınmaza terk edildiği iddiasıyla açılan bir dava olduğu, davacılar tarafından açılan bu davanın reddedildiği ve tarafların temyiz etmemesi üzerine kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm hakkında işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, bu bölüm hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi hatalıdır.
3.3.4.Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (B), (C) ve (D) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; bu bölümlere yönelik dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi gereğince tescil davalarında Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Eldeki dava, Hazine hasım gösterilerek açılmış olup, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Kula Belediye Başkanlığı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada taraf olması gerektiği hususu gözden kaçırılmıştır. Bu haliyle davada, taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemez. Oysaki taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
3.3.5 Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Kula Belediye Başkanlığı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde bu kişiden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirmesi halinde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.