YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Osmanlıdan kalma nüfus kayıtları gereğince taşınmazın kendisine miras kaldığı iddiasına ilişkin dava, hangi mahkemede görülmelidir?

Karar Özeti

 

Osmanlıdan kalma nüfus kayıtları gereğince taşınmazın kendisine miras kaldığı iddiasına ilişkin dava, hangi mahkemede görülmesi gerektiği hk.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/2653 E.  ,  2022/3838 K.

 

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

DAVA TÜRÜ : TESPİT

 

 

Taraflar arasındaki tespit istemli dava sonunda İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.09.2019 tarihli ve 2017/126 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararı, yasal süre içerisinde davalı vekili ve müdahil vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacılar dava dilekçelerinde, dava konusu 96 ada 41 parsel sayılı taşınmazın Vakfa intikalinden önceki maliki olan ... oğlu ... ile kendi mirasbırakanları ... oğlu ...’in aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişler, aşamada davacılardan Cemil’in ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

 

II. CEVAP

 

Davalı cevap dilekçesinde; davacıların murisi olduğu iddia edilen ve taşınmazın tapudaki mutasarrıfı olan ... oğlu ...’in nüfus kayıtlarına ulaşılamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

Müdahil Hazine, Hazinenin hak ve menfaatleri dikkate alınarak davalı yanında davaya katılmayı talep ettiklerini bildirmiştir.

 

III. MAHKEME KARARI

 

Mahkemece, dava konusunun çekişmesiz yargı işi, görevli mahkemenin de Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

 

IV. TEMYİZ

 

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

2. Bozma Kararı

 

Dairenin 21.12.2016 tarihli ve 2016/14365 Esas, 2016/11299 Karar sayılı kararı ile; “...Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın ... adına kayıtlı olduğu, husumetin Vakıflar Genel Müdürlüğüne yöneltildiği, nitekim hasımlı olarak açılan mirasçılık belgesi davasında iş bu davaya konu uyuşmazlığın ön sorun yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, çekişme konusu taşınmazlarla ilgili mülkiyet ihtilafının bulunduğu ortadadır. Bu uyuşmazlığın, hasımlı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak bir tapu iptal ve tescil davasında çözüme kavuşturulacağı, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde, çekişmesiz yargı usulünün uygulandığı tapu kaydında düzeltim davası ile görülme imkânının bulunmadığı açıktır. Hâl böyle olunca, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak işin esası hakkında hüküm kurulması yerine, görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

 

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

 

Mahkemenin 03.09.2019 tarihli ve 2017/126 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararı ile; kolluk aracılığıyla yaptırılan araştırmada; ... oğlu (Kuyumcu) ... ile davacıların murisi ... oğlu ...'i tanıyan ve bilenin olmadığının belirtildiği, Osmanlıca kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınan Osmanlı Türkçesi çevirisine göre Üsküdar İlçe Nüfus Müdürlüğünden gönderilen yazı ekinde bahsi geçen ... oğlu ...'in nüfus bilgilerinin ... oğlu (Kuyumcu) ... ile uyuşmadığı; her iki yanın sunduğu deliller, dayanak yapılan nüfus kayıt örnekleri, tapu dayanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taşınmaz maliki ... oğlu (Kuyumcu) ... ile davacıların murisi ... oğlu ...'in aynı kişi oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve müdahil vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

 

5. Temyiz Nedenleri

 

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; eksik ve yetersiz inceleme ile karar verildiğini, belge sunulmadığını, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden gelen bilgilerle davacıların murislerinin bilgilerinin örtüşmediğini, davacıların murisi ...'in baba adının ... olduğunun ispat edilmediğini, vaziyet kararının iptali gerektiğini, tasfiye yasaları uyarınca taşınmazın davacılar adına tescili mümkün olmadığı için eldeki davayı açmalarında hukuki yararları olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

 

Müdahil temyiz dilekçesinde özetle; davanın ispat edilemediğini, davanın Maliye Hazinesine usulüne uygun şekilde ihbar edilmediğini, yargılamanın tüm aşamalarından haberdar edilmediklerini, yapılan bilirkişi incelemesi ve tercüme evraklarının idareye tebliğ edilmeyerek karar verildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

 

6. Gerekçe

 

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, tapu malikinin davacıların mirasbırakanı ile aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.

 

6.2. İlgili Hukuk

 

6.2.1. HMK’nın 114. maddesinde dava şartları

 

“a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.

 

b) Yargı yolunun caiz olması.

 

c) Mahkemenin görevli olması.

 

ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.

 

d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.

 

e) Dava takip yetkisine sahip olunması.

 

f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.

 

g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.

 

ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.

 

h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.

 

ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.

 

i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.

 

(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

 

6.2.2. HMK’nın 115. maddesi ile de “ (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesi yapılmıştır.

 

6.3. Değerlendirme

 

6.3.1. Dosya içeriğinden; davacıların dava dilekçelerinde dava konusu taşınmaz için İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescili istemli dava açtıklarını bildirdikleri, davacıların hasımlı veraset ilamı alabilmek için de İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/71 Esas sayılı davasını açtıkları, anılan hasımlı veraset ilamı davasında ise tapu maliki ile mirasçıların aynı kişi olduğunu tespiti için dava açılmak üzere süre verildiği ve davacılar tarafından eldeki davanın açıldığı, mahkemece verilen son kararda eldeki davanın kabulüne hükmedildiği, kabul kararının davalı ve müdahil tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 18.01.2020 tarihli ve 2020/51 Esas, 2021/227 Karar sayılı ilamı ile “İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/71 Esas sayılı mirasçılık belgesinin verilmesi istemli dava dosyasında eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmakta ise de, taraf sıfatı açısından öncelikle, davacıların çekişme konusu taşınmazın eski kayıt maliki ... oğlu ...’in mirasçıları olup olmadıklarının belirlenmesinin gerekli olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mirasçılık belgesi verilmesi istemli İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/71 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi ve kesinleştikten sonra dosya aslının mahkemesinden temin edilerek evraka eklenmesi” gerektiği belirtilerek dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, anılan karar doğrultusunda İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/71 Esas sayılı davasında yargılamaya devam edildiği ve davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 02.02.2022 tarihli ve 2021/2438 Esas, 2022/120 Karar sayılı ilamı ile, “tapudaki ... ile davacıların murisi ...'in aynı kişi oldukları konusunda dava açması için davacıya süre verilmesine" ilişkin ara kararın yerinde olduğu ve İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde bu hususun tespiti için dava açıldığından davanın sonucunun beklenmesine karar verilmesi ile dosyanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırıldığı ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.

 

6.3.2. Somut olayda, eldeki dava hasımlı veraset ilamı alınmasına ilişkin İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/71 Esas sayılı davasında kurulan ara karar gereğince açılmıştır. Yine dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davacılar tarafından Vakıflar İdaresi aleyhine tapu iptali ve tescili istemli dava açıldığı da anlaşılmaktadır. Esasen açılan tapu iptali ve tescili davasında davacıların taraf sıfatının bulunup bulunmadığının denetlenmesi bakımından hasımlı veraset ilamına ihtiyaç bulunmakta olup bu nedenle hasımlı veraset ilamına ilişkin dava açılmıştır. Açılan hasımlı veraset ilamı davasında gerek görülmemesine rağmen davacıların eldeki tespit davasını açmaya zorlanması doğru değildir. Tapu iptali ve tescili davasında gerekli araştırma yapılarak çözülmesi gereken husus hakkında ayrıca tespit davası açılmasında hukuki yarar da bulunmamaktadır.

 

6.3.3. Hal böyle olunca, eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

 

6.3.4. Kabule göre de, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi tarafından üst derece mahkemesi olan temyiz merciinin kararını ortadan kaldıracak şekilde gerekçe oluşturarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması da doğru değildir.

 

VI. SONUÇ

 

Davalı vekilinin ve müdahil vekilinin (6.3) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 199 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor