Kısmi olarak vakfa bağışlandığı, ancak taşınmazın tümünün vakıf adına tapu kaydı yapıldığı iddia edilen taşınmaza ilişkin uyuşmazlığın, mahkemece nasıl inceleneceğine ilişkin örnek Kr.
1. Hukuk Dairesi 2022/3648 E. , 2022/5071 K.
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: BULANCAK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüyle İlk Derce Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili, ... İlçesi Bayındır Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 161 ada 5 parsel ve 169 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının davacı adına bir kısmının ise davalı adına tespit gördüğünü, taşınmazların yıllardır davacıya ait olduğunu ve davacı tarafından kullanıldığını, taşınmazların davalı Vakıf ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazlarda davalı adına kayıtlı bulunan hissenin iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında 30 Nisan 1312 tarihinde 96 hisseli bahçenin 3 hissede 2 hisse olan ... ve ... hisselerinin cami şerife hücceti şeriye ile vakıf edildiğini, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği taşınmazları 2010 yılında davalı idareden kiraladığını ve halen kiracı olduğunu, buna göre bir kimsenin kendine ait olduğu taşınmazı kiralamasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağını, yine taşınmazlarda hissedar olan...'in davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.03.2019 tarihli ve 2018/456 Esas- 2019/201 Karar sayılı kararıyla;dava konusu taşınmazların parsellere bölünmeden evvel bir bütün halinde iken davacının kök murisi tarafından belli bir bölgesindeki bir kısım hissesinin vakfedilmiş olduğu, ancak daha sonra ayrı ayrı parsellere bölündükten sonra oluşan tüm parsellere davalının hissesinin aktarıldığı, oysa sadece sınırları yerel bilirkişi ve tanıkların beyan etmiş olduğu ve fen bilirkişisi tarafından sınırları tespit edilen bölgedeki taşınmazlarda davalının hissesinin bulunması gerektiği, keşif esnasında dinlenen tüm mahalli ve tespit bilirkişilerinin davalının mülkiyetindeki alanın sınırlarını gösterdikleri, fiilen de bu alanın davacı tarafın alanından ayrılmış olduğu ve ... Kadastro Mahkemesinin 2009/427 Esas ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/735 Esas sayılı dosyalarında verilen ve kesinleşen kararlar ile bilirkişi raporunun örtüştüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 7.773,44 m2 yüz ölçümlü 161 ada 5 parseldeki davalı Vakfa ait 2/3 hissenin kısmen tapu kaydının iptali ile toplam yüzölçümü bakımından 591842/777344 oranındaki hissenin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 156711/777344 oranındaki hissesin davalı Vakıf adına kayıtlı kalmasına, çekişmeli 161 ada 5 parselin tapu kaydının beyanlar hanesine “Bu parsel üzerindeki ahşap ev ve samanlık ... oğlu ...’e aittir” ibaresinin baki kalmasına, çekişmeli 4.155,03m2 yüz ölçümlü 169 ada 1 parseldeki davalı Vakfa ait 2/3 hissenin kısmen tapu kaydının iptali ile, toplam yüzölçümü bakımından 260338/415503 oranındaki hissenin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 139776/415503 hissenin davalı Vakıf adına kayıtlı kalmasına, 161 ada 5 parselin tapu kaydının beyanlar hanesine “Bu parsel üzerindeki ev ... ve...’e aittir” ibaresinin baki kalmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların bir kısmının dayanak 21.12.1965 tarih ve 93 sırasında kayıtlı tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı belirtilmiş ise de bunun kabulünün mümkün olmadığını, keşifte dinlenen tespit bilirkişilerinin, mahallinde yapılan kadastro çalışmaları esnasında verdikleri beyanları doğrultusunda, dava konusu taşınmazların, dayanak 21.12.1965 tarih ve 93 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı tespit edilerek taşınmazların 2/3 hissesinin vakıf tespit edildiğini, kadastro çalışmalarında dinlenen tespit bilirkişileri ile keşifte dinlenen tespit bilirkişileri aynı olmasına rağmen söz konusu şahısların beyanları arasında bu denli çelişki bulunmasının akrabaları olan davacıyı kollamak istemelerinden kaynaklandığını, buna göre tespit bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, söz konusu tespit bilirkişilerinin objektiflikten uzak ve yanlı beyanları doğrultusunda hazırlanan Fen Bilirkişi Raporunun hükme dayanak alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın, tamamının kendisine ait olduğunu iddia ettiği halde dava konusu taşınmazların 2/3 hissesini 2010 yılında müvekkil kurumdan kiralayıp bu kiracılığını 2017 yılına kadar devam ettirdiğini, bir kimsenin kendisine ait olan bir taşınmazı kiralamasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağını, kaldı ki mahkemenin 2016/360 Esas sayılı dosyasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayda olup kesinleşmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
3.Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli 2019/1087 Esas 2019/1705 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan keşif sırasında dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile keşif sonucu düzenlenen fen bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazların teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümlerinin tespitlerine esas alınan ve aynı kökten gelen tapu kaydı ile tedavülleri kapsamında kalmadığının belirlendiği, bu haliyle davalının çekişmeli taşınmazların teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümleri üzerinde tapu kaydından gelen bir hakkının bulunmadığının ve çekişmeli taşınmazların (A) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmiş olmasına göre, davalı vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde olmadığı ancak, mahkemece çekişmeli taşınmazların toplam yüz ölçümü payda kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; taşınmazlarda tapu kayıt kapsamında kalan ve kalmayan olmak üzere ayrı ayrı bölümlerin bulunması ve taşınmazın bir kısmında hak sahibi olmayan tarafın malik olmasını doğuracak şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve bu durumun 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesinin 1-son cümlesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle istinaf isteminin kabulüne, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/03/2019 tarih 2018/456 Esas 2019/201 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 161 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının iptaline 04/12/2017 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 5.422,77 m2 yüz ölçümündeki bölümünün aynı ada ve parsel numarası ile toplam 27 pay kabul edilerek 26/27 payın davacı ... adına , 1/27 payın ise dava dışı... adına, (B) harfi ile gösterilen 2.350,67 m2 yüz ölçümündeki bölümünün aynı adanın son parsel numarası verilerek ve toplam 27 pay kabul edilerek 8/27 payın davacı ... adına, 18/27 payın davalı ... (...Sultan Vakfı) adına, 1/27 payın ise dava dışı... adına tapuya tesciline, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı şerhin aynen devamına, çekişmeli 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının iptaline, aynı tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.096,64 m2 yüz ölçümündeki bölümün aynı adanın son parsel numarası verilerek ve toplam 27 pay kabul edilerek 26/27 payın davacı ... adına, 1/27 payın dava dışı... adına tapuya tesciline, (B) harfi ile gösterilen 2.058,39 m2 yüz ölçümündeki bölümünün aynı adanın son parsel numarası verilerek ve toplam 27 pay kabul edilerek 8/27 payın davacı ... adına,18/27 payın davalı ... (...Sultan Vakfı) adına, 1/27 payın ise dava dışı... adına tapuya tesciline, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı şerhin aynen devamına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu ... İlçesi Bayındır Köyü çalışma alanında bulunan 161 ada 5 parsel sayılı 7.773.44 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz ile 169 ada 1 parsel sayılı 4.155.03 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeni ile 8/27 hissesi davacı ... adına, 1/27 hissesi dava dışı... adına, 2/3 hissesi ... (...Sultan Vakfı) adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi, “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 21. maddesi, “Kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesi gereken hallerde kayıt ve belgeler değişebilen ve genişletilmeye elverişli sınırı ihtiva ediyorsa miktar fazlası o taraftan ifraz edilir. Değişmeyen ve genişletilmeye elverişli olmayan sınırlı kayıt ve belgelere dayanan tespitlerde, miktara itibar edilmesi gerektiği takdirde, miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ifraz edilir. Zilyet tespit sırasında hazır bulunmaz veya tercih hakkını kullanmaktan kaçınırsa ifraz, zilyedin yararına uygun düşen taraftan yapılır
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi " Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir" Hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.717.20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.