YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Belediye adına kayıtlı taşınmazın, zilyetliğe dayalı olarak kazanılmasının mümkün olmadığı hakkında.

Karar Özeti

Belediye adına kayıtlı taşınmazın, zilyetliğe dayalı olarak kazanılmasının mümkün olmadığı hakkında.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/2886 E.  ,  2022/4051 K.

 

 

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

 

İLK DERECE MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

 

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı Hazine yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden davanın esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23/05/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat...geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen davalı ... Belediyesi vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı; dava konusu 9596 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 1969 yılından beri kesintisiz ve nizasız olarak malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, taşınmaz üzerine üç katlı bir bina inşa ettiğini, emlak vergilerini düzenli olarak ödediğini, ancak taşınmazın 08.09.1989 tarihinde davalı ... Belediyesi adına tescil edildiğini yeni öğrendiğini, oysa tescil işleminden önce taşınmazı 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescilsiz iktisap ettiğini, davalı ... adına oluşan tapu tescilinin yolsuz tescil olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın diğer davalı ... adına kayıtlı olduğunu, davada Hazine aleyhine husumetin yönetilmesinin hatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Davalı ... vekili; dava konu taşınmazın imar uygulaması öncesinde de davalı Belediyenin mülkiyetinde olduğunu, TMK’nın 713. maddesindeki şartlar oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

III. MAHKEME KARARI

 

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın kök parseli olan 2041 parselin 18.12.1970 tarihinde tapulama suretiyle Kağıthane Belediyesi adına tespit ve tescil edildiği, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği; kaldı ki, davacı yararına zilyetlikle tescil koşullarının da oluşmadığı, diğer davalı Hazine yönünden ise tapu maliki olmadığından pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

2. İstinaf Nedenleri

 

Davacı vekili, davacının dava konusu taşınmazı 1969 yılından bu yana kesintisiz ve nizasız fiilen kullandığının dosyadaki tüm bilgi, belgeler ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile doğrulandığını, taşınmazın 1966 yılında mera vasfından çıkartılıp Hazineye devredildiğini, itirazın neticelenmesi ve tutanağın kesinleşme tarihi 18.12.1970 olup Kağıthane Köyü Belediyesinin tüzel kişiliği bulunmadığından Hazineyi temsilen kayıtlarda yer aldığını, bu nedenle Hazineye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, mahkeme gerekçesinde tapu tahsis belgesinden bahsedilmiş olup iş bu davanın konusu kazandırıcı zamanaşımı sebebi ile tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

 

3. Gerekçe ve Sonuç

 

3.1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.07.2017 tarihli ve 2017/311 E. 2017/380 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda ilk olarak 05.11.1962 tarihinde kadastro çalışması yapılarak şahıslar adına tutanak düzenlendiği, tutanağa yapılan itiraz üzerine 24.03.1966 tarihinde ek bir tutanak düzenlenerek taşınmazın öncesinin mera olduğu, bu nedenle zilyetlikle kazanılmasının mümkün olamayacağı, ancak mera vasfını kaybettiği belirtilerek Kağıthane Belediyesi adına tespit ve tescil edildiği ve bu tutanağın 18.12.1970 tarihinde kesinleştiği, davacının ise zilyetliğinin başlangıç tarihi olarak 1969 tarihini belirttiği, dosya kapsamına göre davacının, kadastro öncesi değil de kadastro tespit tutanağı düzenlendikten ancak henüz kesinleşmeden başlayan zilyetliğe dayandığı, dava konusu taşınmaza ait tapulama tutanağının 18.12.1970 yılında kesinleşerek tapuya tescil edildiği göz önüne alındığında davacının tapuda kayıtlı bir taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak hak talep ettiği, ancak tapulu taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün olmadığı, Hazine yönünden davanın husumet nedeni ile, Belediye yönünden ise esastan reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

 

3.2. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece 20.01.2022 tarihli kararla, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyizin süresinde olduğu ileri sürülerek maddi hatanın düzeltilmesi talebi sonucunda, Dairece bu kez 14.04.2022 tarihli kararla, temyiz dilekçesinin süreden reddine yönelik Daire kararının maddi yanılgıdan kaynaklandığı gerekçesiyle davacı vekilinin maddi hata dilekçesinin kabulü ile temyiz incelemesinin yapılması amacıyla dosyanın duruşmaya alınmasına karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

 

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Temyiz Nedenleri

 

Davacı vekili; istinaf ve ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı 1969 yılından beri 20 yılı aşkın süredir kesintisiz ve nizasız olarak kullandığını, TMK 713. maddesine dayalı olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava ikame edildiğini, dosyada alınan bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı bina bulunduğu ve 215 m2’lik kısmının davacı adına tescil edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, taşınmaz üzerindeki binanın inşaatına 1969 yılında başlanılmış olup, o tarihten bu yana davacının taşınmazda zilyet olduğunu, kadastro tutanağının kesinleşme tarihi olan 1970 yılında Kağıtane Köyünün hiçbir tüzel kişiliği yokken adına taşınmaz tescil edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının tapu tahsis belgesini ilgili yasa yürürlüğe girdiğinde hak kaybı yaşamamak için aldığını, ancak taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

 

3. Gerekçe

 

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

 

3.2. İlgili Hukuk

 

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

 

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2. maddesi “Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) (1) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükümlerini içermektedir.

 

3.3. Değerlendirme

 

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.1.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

VI. SONUÇ

 

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 49,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 187 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor