YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Teminat olarak devir edilen eve karşılık alınan çeklerin karşılıksız çıkması sonucu tapunun iptali ve eski malik adına tapu kaydı yapılmasına ilişkin örnek Kr.

Karar Özeti

 

 

Dairenin 05.03.2019 tarihli ve 2016/638 Esas, 2019/1533 Karar sayılı kararıyla;“...davacının çekişme konusu taşınamazı 12.11.2009 tarihinde 50.000 TL bedelle davalı ...’ye temlik ettiği, davalı ...’in de 26.11.2009 tarihinde davalı ...’ya devrettiği, dava dışı ... Şirketi tarafından 21/05/2010, 21/06/2010, 21/07/2010, 21/08/2010 keşide tarihli 4 adet 50.000,00 TL, toplamda 200.000,00-TL bedelli davacı adına düzenlenmiş çeklerinin kaşılıksız çıktığı, yine aynı şirketin ortaklarından dava dışı ... ...’ın davacı lehine 25.03.2010 tarihli 200000-TL bedelli bono düzenlediği ve bononun arka sayfasında" bu senet ...’e evi karşılığı verilen 4 adet çekin teminatı olarak verilmiştir. Tek başına kullanılamaz "yazısı bulunduğu, davalı ...’nın da sık aralıklarla anılan şirkete ortak olup daha sonra pay devirleri yaptığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince yürütülen yargılama sırasında davaya cevap vermeyen ve duruşmalara katılmayan davalı ... 05.03.2019 tarihli Yargıtayda yapılan duruşmaya gelerek ... Şirketinin çalışanı olduğunu, şirket ortaklarının talimatı ile dava konusu taşınmazı bedelsiz olarak satın aldığını ve devrettiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca; davalı ...’in duruşmadaki açık beyanı ve davalı ...’nın da dosyadaki ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı şirketin dönem dönem ortağı olması kaşısında davalı ...’in isticvap edilmesi ve yukarıdaki somut olgular ve deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/2993 E.  ,  2022/3895 K.

 

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

 

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabülüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

 

I. DAVA

 

Davacı, 338 ada 13 parsel sayılı taşınmazını davalı ...'ye teminat amacıyla devrettiğini, ...'nin dava dışı ... ... San. Tic. Ltd. Şirketinin muhasebecisi ve şirket müdürü, diğer davalı ...'nın ise bahsi geçen şirketin ortağı olduğunu, bu şirketin kendisine dört adet toplam 200.000,00-TL'lik çek ve bir adet aynı değerde senet verdiğini, senedin arkasına dava konusu taşınmazın çeklerin teminatı olduğu şerhinin düşüldüğünü, ancak çeklerin kaşılıksız çıktığını ve davalı ...'in taşınmazı diğer davalı ...'ya muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, davaya konu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı ..., taşınmazı 120.000,00-TL bedelle aldığını, satın alındığında taşınmazda davacının kardeşinin oturduğunu ve taşınmazın kendisine teslim edilmediğini, çeklerin karşılıksız kalmasından itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, satış ve çeklerin keşide edildiği tarih itibariyle anılan şirketin ortağı olmadığını, davacının bu çeklerle ilgili bugüne kadar yasal takip başlatmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.

 

III. MAHKEME KARARI

 

Mahkemenin 09/11/2015 tarihli ve 2013/280 Esas, 2015/842 Karar sayılı kararıyla; davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan, davalı ...’nın ise iyiniyetli olduğu ve satış sözleşmesinin aksinin aynı kuvvette bir delille ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

 

IV. TEMYİZ

 

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Bozma Kararı

 

Dairenin 05.03.2019 tarihli ve 2016/638 Esas, 2019/1533 Karar sayılı kararıyla;“...davacının çekişme konusu taşınamazı 12.11.2009 tarihinde 50.000 TL bedelle davalı ...’ye temlik ettiği, davalı ...’in de 26.11.2009 tarihinde davalı ...’ya devrettiği, dava dışı ... Şirketi tarafından 21/05/2010, 21/06/2010, 21/07/2010, 21/08/2010 keşide tarihli 4 adet 50.000,00 TL, toplamda 200.000,00-TL bedelli davacı adına düzenlenmiş çeklerinin kaşılıksız çıktığı, yine aynı şirketin ortaklarından dava dışı ... ...’ın davacı lehine 25.03.2010 tarihli 200000-TL bedelli bono düzenlediği ve bononun arka sayfasında" bu senet ...’e evi karşılığı verilen 4 adet çekin teminatı olarak verilmiştir. Tek başına kullanılamaz "yazısı bulunduğu, davalı ...’nın da sık aralıklarla anılan şirkete ortak olup daha sonra pay devirleri yaptığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince yürütülen yargılama sırasında davaya cevap vermeyen ve duruşmalara katılmayan davalı ... 05.03.2019 tarihli Yargıtayda yapılan duruşmaya gelerek ... Şirketinin çalışanı olduğunu, şirket ortaklarının talimatı ile dava konusu taşınmazı bedelsiz olarak satın aldığını ve devrettiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca; davalı ...’in duruşmadaki açık beyanı ve davalı ...’nın da dosyadaki ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı şirketin dönem dönem ortağı olması kaşısında davalı ...’in isticvap edilmesi ve yukarıdaki somut olgular ve deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.

 

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

 

Mahkemenin 21/05/2021 tarihli ve 2019/590 Esas, 2021/451 Karar sayılı kararıyla; davacının davaya konu taşınmazı teminat amacıyla devrettiği, karşılığında çek aldığı, çeklerin karşılıksız çıktığı gerekçesiyle, 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, karar verilmiştir.

 

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

5. Temyiz Nedenleri

 

Davalı ... vekili, davanın inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olduğunu, iddianın yazılı delil ile kanıtlanabileceğini, müvekkiline karşı yazılı delil ya da delil başlangıcı sayılacak belge bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, dava konusu taşınmazı satın aldığı tarihte ... Şirketi ortağı olmadığını, davacı ile diğer davalı ... ya da başka şahıslar arasındaki ilişkileri, tapudaki satışın gerçek bir satış olup olmadığını, kararlaştırılan bedelin ödenip ödenmediğini bilmediği gibi bilmesinin de mümkün olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

 

6. Gerekçe

 

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

 

6.2. İlgili Hukuk

 

6.2.1. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

 

Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

 

Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.

 

Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.

 

İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır. Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.

 

6.3. Değerlendirme

 

(IV/2.) nolu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.784,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 181 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor