YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Satın alınan dükkanın, tapuda iki bağımısız bölüm olduğu ve diğer tapunun eski malik adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı bir halde, hile iddiasına dayanarak tapunun devri yapılabilir mi?

Karar Özeti

 

2. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda 19/11/2019 tarihli ve 2018/256 E., 2019/312 K. sayılı kararla; 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin bir bütün olarak inşa edildiği, tapuda arsa oranları belirtilmiş olup yüzölçümleri açık olmadığı için satışa konu edilen bağımsız bölümün alanının ancak projesinden ölçülerek veya mevcut ise genel iskan izin belgesinden belirlenebileceği, bu nedenle davacının sadece 4 numaralı dükkanı aldığını farketmesinin mümkün olmadığı, taşınmazların 10 yıldan fazla zamandır tek parça halinde davacı tarafından kullanıldığı ve davalının herhangi bir hak talebinde bulunmadığı, birleştirilen dosya yönünden davalı hakkında verilen iflas kararının kesinleştiği, İİK’nın 193. maddesi uyarınca icra takiplerinin düştüğü, davaya dahil edilen alacaklıların bu hususta bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, çekişmeli 3 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile takyidatlarından ari olarak davacı ... adına tesciline, ek karar ile eksik istinaf karar harcının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı İflas Memurluğunun istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/5431 E.  ,  2022/6698 K.

 

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : ANTALYA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

 

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı İflas İdare Memurluğu vekili ve birleştirilen davada davalı SGK vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili, davalı ... Pazarlama A.Ş. ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı Müflis ..., İflas İdare Memurluğu vekili ve birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili, davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili ve davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03/05/2005 tarihinde Muratpaşa ilçesi 3492 ada 1 parseldeki dükkan vasfındaki taşınmazı 120.000,00 TL bedel karşılığında davalı ...’dan satın aldığını, bu satışın emlakçı ... aracılığı ile gerçekleştiğini, ancak müvekkilinin iradesinin davalının kötüniyetli ve hileli davranışlarıyla sakatlandığını, taşınmazdaki 3 ve 4 numaralı iki dükkanın davalı tarafından birleştirilip tek bir dükkan halinde müvekkiline satıldığı halde, tapuda hile ile sadece 4 numaralı bağımsız bölümün devrini yapıp 3 no.lu bağımsız bölümün mülkiyetini kendi üzerinde bıraktığını, müvekkilinin başlangıçtan itibaren 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümleri tek bir dükkan olarak teslim alıp, dava tarihine kadar bir bütün halinde kullandığını ve kiraya verdiğini, kullanım süresi içinde her iki taşınmazın asma katında kısmen genişletme yaptığını, bugüne kadar yapılan hilenin farkına varamadığını, varmasının da mümkün olmadığını, zira davalının hiçbir şekilde 3 numaralı bağımsız bölüm hakkında talebinin bulunmadığını, taşınmazın kiracısı olan şirket yetkililerinin Antalya 14. İcra Müdürlüğünün 2015/4304 Esas sayılı takip dosyasında davalının borcu nedeniyle 3 numaralı bağımsız bölüme haciz şerhi konularak kıymet takdiri için keşif yapıldığını bildirmesi üzerine 08/01/2016 tarihinde durumu öğrendiklerini, müvekkilinin taşınmazı yatırım amaçlı olarak aldığını, bugüne kadar değişik şahıslara kiraya verip kullandırdığını, 4 numaralı bağımsız bölümün yola cephesi olmayan arka kısımda depo mahiyetinde olduğunu, 3 numaralı bağımsız bölümün yola cepheli ve daha değerli olduğunu, davalının daha işlevsel bir dükkan elde edebilmek amacıyla inşaatın yapımı sırasında iki bağımsız bölümü birleştirip ticari değeri olan tek bir dükkan haline getirerek bu hali ile müvekkiline sattığını, müvekkiline devri yapılan 4 numaralı bağımsız bölümün satış tarihinde rayiç değerinin 120.000,00 TL olmasının mümkün olmadığını, her iki dükkanın birlikte satılması halinde gerçek değerin 120.000,00 TL olabileceğini ileri sürerek 3 numaralı bağımsız bölümün takyidattan ari olarak tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

 

2. Birleştirilen davada davacı vekili; müvekkilinin Antalya ili, Muratpaşa ilçesi 3492 ada 1 parselde bulunan 3 no.lu bağımsız bölüm nedeniyle ... aleyhine Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/43 Esas sayılı dosyası ile hile sebebine dayalı olarak dava açtığını, müvekkilinin taşınmazı satın aldığı 03/05/2005 tarihinde tapu kaydı üzerinde herhangi bir takyidat bulunmadığını, bu nedenle söz konusu davada tüm takyidatlardan ari olarak tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep ettiklerini, Mahkemece yapılan yargılama sonunda taşınmazın davacı adına tüm takyidatları ile birlikte tesciline karar verildiğini, istinaf talebi üzerine Antalya BAM 1. Hukuk Dairesinin 2017/1255 Esas 2018/599 Karar sayılı kararı ile; lehine haciz konulan alacaklılara husumet yöneltilmesi, alacaklılara karşı dava açılarak ve açılan davanın Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/43 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gereğine değinilerek kararın ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, bu nedenlerle iş bu davanın Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/256 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, dava konusu 3492 ada 1 parsel 3 no.lu bağımsız bölüm üzerindeki tüm takyidatların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

 

1. Asıl davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 4 numaralı bağımsız bölümü 03/05/2005 tarihinde davacıya sattığını, davacının baştan itibaren sadece 4 numaralı bağımsız bölümü aldığını bildiğini, ortada hile ve kandırma olmadığını, davacının tapuda araştırma yaptığında dükkanların birleştirilmiş olduğunu anlayabileceğini, davacının 4 numaralı dükkan için emlak vergisi öderken verginin çok düşük olduğunu anlaması gerektiğini, tapu senedindeki metrekare farkının da açık olduğunu, davalının bu hususu icra takibi ile öğrenmediğini, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

2. Asıl davada feri müdahale talebinde bulunan ... vekili dilekçesinde, borçlu davalı hakkında Antalya 14. İcra Müdürlüğünün 2015/4304 Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalıya ait dava konusu olan 3 numaralı dükkan üzerine haciz şerhi konularak kıymet takdiri yaptırdıklarını, ancak Mahkeme tarafından konulan tedbir sebebiyle satışın gerçekleştirilemediğini, hile sebebine dayalı tapu iptal davasının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuş, davaya davalı yanında katılmayı ve tedbirin kaldırılmasını, talep etmiştir.

 

3. Asıl davada müdahale talebinde bulunan ..... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekili özetle; borçlu davalı hakkında Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2015/1600 Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını ve dava konusu taşınmaz üzerine haciz şerhi konulduğunu, davada verilecek kararın alacağın tahsiline etki edeceğini belirterek, asli müdahale talebinin kabulünü talep etmiştir.

 

4. Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; vekil eden Bankanın alacağının tahsili amacıyla Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4812 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, tapuya güven ilkesi gereğince davalı adına kayıtlı taşınmaza haciz konulduğunu, İİK’nın 106. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içerisinde haciz istenmediği gerekçesiyle vekil eden Bankanın haczinin düştüğünü, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

5. Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; Antalya 11. İcra Müdürlüğünün 2015/7641 Esas sayılı dosyası ile takibe konulan icra dosyası alacağının dava tarihinden önce Larisa Svitko’ya temlik edildiğini, davanın vekil eden Banka yönünden husumet nedeniyle reddinin gerektiğini savunmuştur.

 

6. Birleştirilen davada dahili davalı.....vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu 4 numaralı bağımsız bölümü ipotekli olduğunu bilmeden 26/12/2016 tarihinde Şerife Özacar’dan satın aldığını, taşınmazın ipotekli bulunması nedeniyle satılmasını önlemek maksadı ile haciz alacaklısı TEB A.Ş.’den temlik aldığını, davalı ...’ın iflasına karar verilmesi nedeniyle tüm takiplerin düştüğünü, davanın iflas kararının kesinleşmesinden sonra açıldığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacının taşınmazı satın alırken gerekli özeni göstermediğini, tapu sicilinin aleni olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

7. Birleştirilen davada davalı ... Vakıflar Bankası T.A.O. vekili cevap dilekçesinde; Ticaret Mahkemesince verilen iflas kararının kesinleştiğini İİK’nın 193. maddesi uyarınca müflis hakkında yürütülen takiplerin düştüğünü, davanın iflas kararının kesinleşmesinden sonra açıldığını, tapu kaydında hukuken geçerli bir hacizden kaynaklı bir takyidatın kalmadığını, bu nedenle vekil eden Bankanın husumetinin bulunmadığını, davaya konu taşınmazın iflas masasına dahil olduğunu, esas yönünden ise davacının gerekli araştırmayı yapması halinde satın aldığı taşınmaz bilgisine ulaşabileceğini, davacının üçüncü kişilerin iyi niyetli olmadığını kanıtlaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

8. Birleştirilen davada davalı ... Halk Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalı hakkında verilen iflas kararı nedeniyle her iki icra dosyasında takibin durdurulduğunu, iflas işlemlerinin devam ettiğini, davadan bağımsız olarak konulan hacizlerin kaldırılmasının haciz alacaklıları açısından haksız durum oluşturacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

9. Birleştirilen davada davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; tapu kayıtları esas olduğundan yapılan işlemde herhangi bir eksikliğin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

10. Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, icra takibine dayanak borcun cirantalar tarafından ödendiğini, İİK'nın 106. maddesinde öngörülen süre içerisinde satış istenmemekle haczin düştüğünü, davalının husumetinin bulunmadığını, tüm işlemlerin faktoring mevzuatına uygun gerçekleştirildiğini, müvekkilinin iyi niyetinin korunması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

11. Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; Ticaret Mahkemesince verilen iflas kararının kesinleştiğini İİK’nın 193. maddesi uyarınca müflis hakkında yürütülen takiplerin düştüğünü, davanın iflas kararının kesinleşmesinden sonra açıldığını, tapu kaydında hukuken geçerli bir hacizden kaynaklı bir takyidatın kalmadığını, bu nedenle vekil eden Bankanın husumetinin bulunmadığını, davaya konu taşınmazın iflas masasına dahil olduğunu, esas yönünden ise tapu sicilinin aleni olması nedeniyle davacının gerekli araştırmayı yapması halinde satın aldığı taşınmaz bilgisine ulaşabileceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin üçüncü kişileri bağlamadığını, davacının üçüncü kişilerin iyi niyetli olmadığını kanıtlaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

12. Birleştirilen davada davalı..... Pazarlama A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; takip dosyasında alacaklı bulunan müvekkilinin 20/02/2019 tarihinde dosyadan feragat ettiğini, bu nedenle davanın müvekkili yönünden konusuz kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

13. Birleştirilen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde; haciz şerhinin tapuya güven ilkesi gereğince işlendiğini, davacının taşınmazı satın alırken gerekli araştırmayı yapmamakla kusurlu bulunduğunu, kimsenin tapu sicilindeki kaydı bilmediğini ileri süremeyeceğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

14. Birleştirilen davada davalı ... Başkanlığı (Üçkapılar ve Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü adına) vekili cevap dilekçesinde; davalı ...’ın Altınyayla Ltd Şti’nin kanuni temsilcisi olduğunu, tebliğ edilen ödeme emirlerine rağmen şirketin borçlarının ödenmediğini, kamu haczinin kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

1. İlk Derece Mahkemesinin 29/06/2017 tarihli ve 2016/43 E., 2017/186 K. sayılı kararıyla; hile iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 3 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile tüm takyidatları ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmiş; davacı ve feri müdahil Güler Sarı’nın istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/1255 E., 2018/599 K. sayılı kararıyla davacı haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep ettiğine göre lehine haciz şerhi bulunan tüm alacaklıların davada taraf olması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu, bu nedenle alacaklılara karşı dava açılarak ve bu dava ile birleştirilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekili ve feri müdahil ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

2. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda 19/11/2019 tarihli ve 2018/256 E., 2019/312 K. sayılı kararla; 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin bir bütün olarak inşa edildiği, tapuda arsa oranları belirtilmiş olup yüzölçümleri açık olmadığı için satışa konu edilen bağımsız bölümün alanının ancak projesinden ölçülerek veya mevcut ise genel iskan izin belgesinden belirlenebileceği, bu nedenle davacının sadece 4 numaralı dükkanı aldığını farketmesinin mümkün olmadığı, taşınmazların 10 yıldan fazla zamandır tek parça halinde davacı tarafından kullanıldığı ve davalının herhangi bir hak talebinde bulunmadığı, birleştirilen dosya yönünden davalı hakkında verilen iflas kararının kesinleştiği, İİK’nın 193. maddesi uyarınca icra takiplerinin düştüğü, davaya dahil edilen alacaklıların bu hususta bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, çekişmeli 3 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptali ile takyidatlarından ari olarak davacı ... adına tesciline, ek karar ile eksik istinaf karar harcının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı İflas Memurluğunun istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı İflas İdare Memurluğu vekili ve birleştirilen davada davalı SGK vekili, davalı ...Ş. vekili, davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili, davalı ... Pazarlama A.Ş. ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

2. İstinaf Nedenleri

 

2.1. Davalı İflas İdare Memurluğu vekili istinaf dilekçesinde özetle; iflas kararı veren Mahkeme tarafından avans alınmadığını, müdürlüğe intikal eden avans olmaması nedeniyle müflisin bankalarda mevcut cüzi düzeydeki paraların intikali ile yasal işlemlerin yerine getirildiğini, bu nedenle istinaf karar harcının zorunlu olarak maktu yatırıldığını, nispi tutar yönüyle Vergi Dairesine harç tahsil müzekkeresi yazılması yönündeki bildirim dikkate alınmadan ek karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, ayrıca müflis hakkında iflas kararının kesinleşmesi sonrasında 2. alacaklılar toplantısının yapıldığını, İİK’nın 193. maddesi uyarınca hacizlerin düşmüş olduğunu, emsal yargı kararlarına göre davacının dava takip yetkisi olup olmadığı ve davacıya yetki verilip verilmediği dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

2.2. Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurumun alacağının tahsil kabiliyetinin ortadan kaldırıldığını, müvekkil Kurumun harçtan muaf olduğunu, harcın davalı İflas İdaresinden tahsili nedeniyle müvekkil Kurumdan harç alınmasına neden olunduğunu, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, tapu sicilinin aleni olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

2.3. Davalı ...Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında iflas kararının kesinleşmesi nedeniyle takiplerin düştüğünü, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın usulden reddi gerektiğini, esas hakkında cevap dilekçesi içeriğini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

2.4. Davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; düzenlenen ödeme emirlerine rağmen davalıya ait şirketin borçlarının ödenmediğini, alacağın kamu alacağı olduğunu, kamu haczinin kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

2.5. Davalı ... Pazarlama A.Ş. ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün gerekçeli olmadığını, hilenin şartlarının oluşmadığını, tapu sicilinin aleni olduğunu, davacının kusurlu hareketi nedeniyle tapudaki haciz şerhinin kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

3. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli ve 2020/766 E. 2021/507 K. sayılı kararıyla; hile iddiasının ispatlandığı, davacının bu hususu daha önce öğrendiği yönünde davalı tarafından bir delil sunulmadığı, dava devam ederken iflas kararı kesinleşerek icra takiplerinin düşmesi nedeniyle taşınmazın takyidatlarından ari olarak davacı adına tesciline dair verilen karar ve ek kararda usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

 

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Müflis ... İflas İdare Memurluğu vekili ve birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili, davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili ve davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Temyiz Nedenleri

 

2.1. Davalı İflas İdare Memurluğu vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı hakkında iflas kararının kesinleşmesi sonrasında 2. alacaklılar toplantısının yapıldığını, davanın tasarrufun iptali davası olmasına rağmen karar başlığının hatalı hazırlandığını, İİK’nın 193. maddesi uyarınca hacizlerin düşmüş olduğunu, emsal yargı kararlarına göre davacının dava takip yetkisi olup olmadığı ve davacıya yetki verilip verilmediği dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

2.2. Davalı SGK vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen karar ile Kurum alacağının tahsil kabiliyetinin ortadan kaldırıldığını, müvekkil Kurumun harçtan muaf olduğunu, harcın davalı İflas İdaresinden tahsili nedeniyle müvekkil Kurumdan harç alınmasına neden olunduğunu, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, tapu sicilinin aleniliği nedeniyle davacının iddialarının haksız olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

2.3. Davalı ...Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı hakkında iflas kararının kesinleşmesi nedeniyle takiplerin düştüğünü, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın usulden reddi gerektiğini, esas hakkında tapu sicilinin aleni olması nedeniyle davacının gerekli araştırmayı yapması halinde satın aldığı taşınmaz bilgisine ulaşabileceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin üçüncü kişileri bağlamadığını, davacının üçüncü kişilerin iyi niyetli olmadığını kanıtlaması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

2.4. Davalı ... ve Kurumlar Vergi Daireleri Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; düzenlenen ödeme emirlerine rağmen davalıya ait şirketin borçlarının ödenmediğini, alacağın kamu alacağı olduğunu, kamu haczinin kaldırılmasının mümkün olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

3. Gerekçe

 

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile şerhin terkini istemlerine ilişkindir.

 

3.2. İlgili Hukuk

 

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

 

3.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

 

3.2.3. İcra ve İflas Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca, iflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz. Aynı Kanun’un 194. maddesi uyarınca acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.

 

3.2.4. Tapu Sicili Tüzüğü’nün 69. maddesi uyarınca tapu sicilinde terkin, tescilin kendisine hak sağladığı kimsenin istemine ya da yetkili makam veya Mahkeme kararına istinaden yapılır. Kayıtların terkininde, tescil istemleriyle ilgili hükümler uygulanır. Kanunda açıkça gösterilen hâller ile şerhedilmiş kişisel haklarda ve tescil edilmiş taşınmaz lehine veya kişisel irtifak haklarında belli bir süre söz konusu ise, bu sürenin dolması hâlinde taşınmaz malikinin istemi üzerine terkin işlemi yapılır. Bir aynî hakkın veya şerhedilmiş kişisel hakkın diğer sebeplere dayalı olarak sona ermesiyle kayıt hukukî değerini kaybettiği takdirde, yüklü taşınmaz maliki, terkini isteyebilir. Müdürlük, bu istemi yerine getirirse her ilgili, bu işlemin kendisine tebliğ tarihinden başlayarak otuz gün içinde terkine karşı dava açabilir. 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca takip edilen kamu alacaklarına ilişkin haciz, iflas, konkordato ile verilen süre ve 09/06/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 150/c maddesi şerhi bulunan taşınmazlar hariç olmak üzere, tapu siciline yapılan şerhten itibaren iki yıllık sürenin sonunda Müdürlüğe yenilendiği bildirilmemiş olan hacizler, taşınmaz malikinin istemi üzerine terkin edilir ve durum icra müdürlüğüne bildirilir.

 

3.3. Değerlendirme

 

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına ve gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının başlığında davanın niteliğine ilişkin olarak “Vakıf” kelimesinin yer almasının maddi hatadan kaynaklandığının anlaşılmasına göre (III) ve (IV/3.) no.lu paragraflarda gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

 

VI. SONUÇ:

 

Açıklanan nedenlerle; bir kısım davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, asıl dava yönünden alınması gereken 12.978,90 TL onama harcından davalı ... tarafından yatırılan 3.244,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.734,18 harcın davalı ...’dan tahsiline, temyiz talebinde bulunan diğer davalıların temyiz başvuruları birleştirilen davaya yönelik olduğundan alınması gereken 80,70-TL maktu onama harcından davalı ...Ş. tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40- TL onama harcının davalı ...Ş.’den alınmasına, temyiz eden diğer davalılar harçtan muaf olduğundan bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına 13/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

 

 


Bu sayfa 431 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor